İnşaat sektörü, salgın ile birlikte en çok yara gören sektör oldu.
İktidar ile Bankalar, İnşaat sektörünü canlandırmak için konu kredilerinde düşüşe gittiler.
Konut Kredisi faizleri, 0,64 oldu.
Evsizler ev sahibi olmak için, evi olanlar bu fırsatı fırsata çevirmek
için bankaların yolunu tuttular.
Konut kredisi, ihtiyaç kredileri, insanları bankaların kölesi haline getirdi.
Konut kredilerin düşmesi ile birlikte ev fiyatları iki katına çıktılar.
Ev alacak vatandaşlar için değişen bir şey olmadı.
Konut kredilerinin düşüşü, İktidarın TOKİ gibi yandaşlara ve Bankalara yaradı.
* Ev alaca vatandaş,
1 Ev kendisine almak için,
1 Ev bankaya alacak,
1 Ev Müteahhide alacak ki, o zaman ev sahibi olsun.
Tabi ki kredileri ödeye bilse o zaman ev sahibi olur.
Diyelim, kredi ile evi aldı.
Bu eve bir de yeni eşya lazım.
Bu evin içindeki eşyaları almak içinde dahi, krediye başvuruyor.
Aynı şey otomobil sektörü için geçerlidir.
* Araba alacak vatandaş,
1 araba kendisine almak için,
1 araba bankaya alacak,
2 arabada Devletin vergilerine alacak ki, o zaman arabam var diyecektir.
Devletin bu adaletsizliğe bir çare bulması lazım.
O zaman kendi vatandaşlarının yanında olur.
Kamuda çalışan bir memur araba ve ev sahibi olmak için, hayatı boyunca bankalara taksit ödüyor.
Bankalara göre hava hoş, ev, araba ipotek altında işlerini sağlama bağlamışlar.
İktidarlar bu durumu görüyor olmasına rağmen ses çıkartmıyorlar.
'' Herkesin lüx arabası var, Herkesin evi var. eskide böyle miydi?''
diye kendileri ile övünürler.
Bu taksitler ödenmedi durunda o zaman dananın kuyruğu kopuyor.
Boşanmalar, aile içi şiddet, intiharlara kadar gidiyor.
Sosyal devlet, vatandaşlarını bankalara muhtaç etmek değildir.