İnsanın gözü kapalı, aklı bağlı olunca gerçekleri görmesi mümkün değil.
Ülkede bunca sorun varken, covid-19 salgını karşısında can korkusu dururken ve ekonominin çöküşü nedeniyle sosyal devlet görevini yerine getiremezken, AKP’li bir kadın milletvekili, cahilce bir söz etti.
Özlem Zengin, “Türkiye’de AKP’den önce kadının adının anılmadığını” öne sürdü.
Meclis’te yaptığı konuşmada, “Ben ve Sayın Cumhurbaşkanımız yaptığımız çalışmalarda kadınların hayatını kolaylaştırmak için gayret ediyoruz” iddiasında bulundu.
Bu sözler; kadınlara seçme ve seçilme hakkını vererek siyaset, ekonomi ve sosyal yaşamın içine girmesini sağlayan laik demokratik cumhuriyete olan hıncın dışa vurumudur!
Kadına layık olduğu değeri veren ve özenle kadını kollayan bir ülkeye, kadının adını koyan Atatürk’e, vefasızlıktan öte, kin ve nefretlerinin dile getirilmesidir!
***
Bazı Kadınları “….nın kılı olayım” dedirtecek kadar onursuz ve cahil bırakan, 6 yaşında kızla evlenebileceğini söyleyen, kız çocuklara babaların şehvetle bakabilmesinde sakınca görmeyen bir dönem mi? Kadının adını koymuş!
Milletvekili Zengin bunun farkında mı?
***
Samimi olmadığı kadar gerçekleri de yansıtmayan bu sözlerin halkın karşısında sıkışan iktidar adına gündem değiştirmek için söylendiği belli!
Toplumun algısı üzerine oynanan bu oyunu bozmak gerekir!
***
Özlem Zengin’e öncelikle AKP iktidarı boyunca kadınları kullanarak elde ettikleri iktidara rağmen Erdoğan ve sözcülerinin “kadın konusunda” söyledikleri veciz değişlerinden bazılarını hatırlatmak gerekir!
***
Erdoğan’ın;
“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.”
“Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem.”
“Kadına şiddet abartılıyor.”
“Yalnız bırakılan kız ya davulcuya ya zurnacıya.”
“Benim bedenim, benim kararım diyenler feministlerdir.”
“Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.”
“Kadın-erkek bir bankta oturup sohbet etmesini Tayyip Erdoğan olarak saygıyla karşılamam.
“3 çocuk doğurun. Sezeryanla doğum yapmayın.
“Evlilik olayını geri atmayın. Nasibinizi bulunca kararınızı verin. Çok seçici de olmayın. O zaman gülistandan boş çıkarsınız.”
AKP’li yetkililer ise;
“Kocasını bırakıp tatile çıkanlar, direği gördüğünde dayanamayıp direğe çıkanlar...
Herkes içinde kahkaha atan kadın iffetli değildir.
“Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.”.
“Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı.
Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.”,
“Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.”
***
“İslam’da çok eşlilik var. Eşimin arkadaşımla birlikte olması beni rahatsız etmez.” Diyen belediye çalışanı, “Düğünlerde birbirine yabancı erkek ve kadınların dans etmesi, el ele birlikte halay çekmesi ve horon tepmesi İslam’a aykırıdır. Diyanet var!
***
Özetle sıraladığım bu siyasi anlayış ve kullanılan kaba dil, Türkiye’de kadına karşı olan şiddeti arttırıyor.
Kadının namusu temsil ettiği, inanç tacirlerinin fetvalarında” erkeğine hizmet ve biat etmek zorunda olduğu “açıklamaları nedeniyle erkeğin, kadınlar üzerindeki tasallutu (saldırısını) meşrulaştırılıyor.
Mağduru düşünmeden saldırganın iyi hal bahanesiyle cezalandırılmaktan kaçınılması ve erkek egemen toplumlarda zinanın suç olmaktan çıkarılması, kadının yalnızlaştırıyor!
Eğitimsizlik ve yanlış yorumlanan Müslümanlığın erkeğe tanıdığı hak ve özgürlükler, Türkiye’nin çağın dışında kalmasına neden oluyor.
Oysa Anadolu kültüründe kadın çok önemli bir yer tutar.
Hanım sözü, kadının aşiretin liderinin eşi olması hesabıyla hanın da hanı olduğunun simgesidir!
***
Daha vahimi; CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, “2002-2020 Yılları Arasında Türkiye’de Kadın Hakkı İhlalleri” raporundaki sonuçlardır.
Rapora göre; “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında öldürülen kadın sadece 66 iken, 18 yılda 15 bin 557 kadın öldürülmüştür.
Bu kadar büyük bir vahşetin yaşandığı Türkiye’nin “2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği” raporunda 153 ülke arasında 130. Sırada bulunması AKP iktidarının yüz karasıdır...
AKP iktidarı zamanında bırakın adını, kadının saygınlığı, onuru, iffeti ve de yeri bile belli değil!
Özlem Zengin de bir kadın! Soruyorum ona; kadının adı ne?