Ülkemizde demokrasinin yerine Monarşiyi ve Teokrasiyi hedefleyen, "sivil diktatörlük" kurma heves ve arzusunda olanların ayak sesleri her gün biraz daha yükseliyor.
Böylesi bir zaman diliminde, olağanüstü bir gelişme olmazsa; CHP, 25-26 Temmuz 2020 tarihinde 37.ci kurultayını gerçekleştirecek.
Bu kurultay, hem Türkiye hem de CHP nin geleceği bakımından son derece önemlidir.
Durumun önemini kavrayan ve içselleştiren hiç bir siyasetçinin, hiç bir siyasi partinin hata yapma lüksü olmamalıdır
Kurultay günü yaklaşırken, beklenen coşku ve umut gözükmemektedir.
Geçmişteki kısır çekişmeler aynısıyla sürüyor.
Türkiye'nin onca sorunları varken, yenileri de yüklenirken, kurultayın temel konusu "Pandemi sürecinde neden kurultay yapılıyor" olmamalıydı.
Kurultaya dair önemli bakışlardan biri budur. Diğerleri "sen mi üteceksin ben mi ?"
Son derece yanlış yaklaşımlar.
Çünkü bu kurultayda, "sen ben kavgası" n dan çok, ülkenin geleceğine dair oluşan kaygıların giderilmesi hususundaki politikalar tartışılmalıdır.
Gidişata bakılırsa bu tür tartışmalar olamayacak
Bu kurultayın bir başka ve çok çok önemi daha var. O da alınacak kararlar ve seçilecek Genel Başkan ve diğer organ üyeleri, üç yıl içinde yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimleri yönetiminde etken olacaklar.
Hem Cumhurbaşkanı, Hem de Milletvekili Seçimi Türkiye'nin kaderini belirleyecektir.
Türkiye; Ya sarsılan, zayıflayan demokrasisini yeniden koruma altına alacak;
Ya da Monarşiyi, Teokrasiyi hedefleyen bir diktatörlüğe teslim olacaktır.
O bakımdan:
Bu kurultay "günü kurtarma kurultayı" olmamalıdır.
Bu kurultay günü değil, geleceği yorumlayan kurultay olmalıdır.
Zayıf Ana muhalefet, zayıf muhalefetler; Bütün hoyrat politikalarına karşın, iktidarın ayakta kalmasına neden olmakta, pay almaktadır.
Çünkü:
Yapılan kamuoyu araştırmalarında iktidar partilerinin oy yitirdiği ama ana muhalefetin de güç kazanmadığı görülüyor.
CHP "Parti içi Muhalefet”inin zayıflığı da, Parti yönetiminin zayıf gidişini durduramıyor.
CHP: Yönetimiyle, muhalefetiyle; Bu Kurultayın "Kader Kurultayı" olduğunun bilincine varmalıdır.
Başka türlüsünü düşünmek dahi istemiyorum.