ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

Diyanetin başındaki adam Atatürk’e lanet okudu.

Egemenlerin bunu geçiştirmek için çabaları sonuç vermedi.

 Bu bir hesaplaşmadır. Eski ile yeninin, din ile milletin, halk ile ümmetin hesaplaşmasıdır.

      Türkiye’de şu anda yaşanan sancı 1789 Fransız devriminin sonucu sanayileşme ve demokratikleşme sürecinin, Müslüman ülkelere yansımamasının bir sonucudur.

        Avrupa ve diğer sanayileşmiş milletler 1789 devriminde sonra feodal ortaçağ kalıntıları ile hesaplaşırken, Cumhuriyeti kuranlar bu işi tam olarak başaramadılar ve yarım bıraktılar. Çünkü ümmetten halen kopamamış insanlar, halk olmamak için direniyorlardı.

         Türkiye NATO’ya girdikten sonra bütün devlet politikalarını NATO belirledi. NATO ve ABD emperyalizmi, Cumhuriyetle hesaplaşmayı seçti.

         ABD emperyalizmi Türkiye’yi sömürgeleştirirken hep İslam’ın arkasına sığındı. Yeşil Kuşak, Ilımlı İslam, Arap Baharı, BOP ve benzeri projelerle cumhuriyeti ve onun kurucuları imha etmeye çalıştı. Bunu yaparken de ülkemizi de sömürgeleştirdi.

         Emperyalistler, millî Mücadele döneminde de aynı taktikleri kullanmışlardı. Osmanlı Devletini Sevr anlaşması ile yok ederken, direnen milli küvetlere karşı da dinimizi ve din adamlarını kullanmışlardı.

         Dürrizade Abdullah Efendi, 1920 yılında İstanbul İngilizlerin işgali altındayken Osmanlı Devleti'nin şeyhülislamıydı. 1920 yılında Sadrazam Damat Ferit Paşa hükümeti tarafında bu göreve getirilmişti. Millî kuvvetlere karşı ölüm fermanları yazdı. Bu süreçte Milli kuvvetlere karşı halkı ayaklandırdı.

         Millî Mücadele'ye katılan Mustafa Kemal ve diğer Kuvâ-yi  Milliye'ciler hakkında ölüm fetvasını Mustafa Sabri Efendi yazdı.

 Dürrizade Abdullah Bey Efendi Şeyhülislam olarak onadı.

 Sadrazam Damat Ferid Paşa imzaladı.

Sultan Vahdettin yürürlüğe koydu.

 

         Bu süreçte Aznavur Ahmet, Milli kuvvetlere karşı ayaklandı. İstanbul Hükümeti tarafından sivil paşalık verilerek Anadolu'ya gönderilmişti. İngiliz gizli servisinin adamı olan Papaz Fru tarafından maddi olarak desteklenen Ahmet Aznavur, çok sayıda kişiyi etrafında toplayarak ayaklandı.

          Birinci Anzavur Ayaklanması, 1 Ekim 1919'da Manyas, Susurluk, Gönen ve Ulubat dolaylarında başlamıştı.  Milli Kuvvetlerin mücadelesi sonucu 25 Kasım 1919'da bastırıldı.

        Ahmet Anzavur'un 16 Şubat 1920'de, Biga merkezli çıkarmış olduğu ikinci isyanını ise, 16 Nisan 1920'de Çerkez Ethem bastırmıştı.

        Süleyman Şefik Paşa, Kuvâ-yi İnzibâtiye'nin başına geçti. Kuvâ-yi İnzibâtiye 10 Mayıs 1920'de Adapazarı'nı işgal etti. Ali Fuad Paşa komutasındaki 20. Kolordu Adapazarı'nı geri aldı. 25 Haziran 1920'de Kuvâ-yi İnzibâtiye ortada kaldırıldı.

         Bu süreçte Milli kuvvetlere karşı, Düzce, Hendek, Konya, Yozgat vb yerlerde Milli kuvvetlere karşı ayaklanmalar oldu ve daha sonra bastırıldı.

         Şeyhülislam Mustafa Sabri 14 Nisan 1930 yılında yarın adlı dergide şöyle demektedir: "Benim elimden gelse Türkleri Arap yaparım, diğer Müslümanları da. Bunların vaktiyle Araplaşmadığına da çok eseflenirim.

          Arap dili, ne Türk diliyle ne de Çerkez diliyle kıyas kabul etmeyecek derecede üstünlüğe sahip olduğundan, insanın, milliyetin küçüğüne sahip olup da onunla iftihar edeceğine büyüğüne sahip olarak onunla iftihar etmesi daha kârlı ve makul olur." (yarın dergisi, 14 Nisan 1930

           Yine birinci dünya savaşında Mekke Şerifi Hüseyin, Osmanlı ordusunu arkadan vurarak Müslüman Osmanlı ordularını Hicaz’da imha etmişti ve Panislamizm tartışmaları ve teorisi bu olaydan sonra konuşulmamıştır.

           Ali Erbaşın mücadelesi tarihten gelen ve henüz sonuçlanmayan Cumhuriyet ile ve onun kurucusu olan Milli Kuvvetlere karşı bir hesaplaşma sürecidir. Bu süreç yüz yıldır devam etmekte ve halen sonuç alınmamıştır.

Hükümet bu adama karşı herhangi bir şey yapmadı, yarın yapar mı? Bilmiyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.