Üç gündür heyecandan yemeden içmeden kesildim, annem “ bu çocuğa bir haller oldu, her tarafı titriyor, bi doktora gösterin!” dedi!
Aynen öyle oldum!
Heyecan bu, hele bu yaşlarda çok tehlikelidir, Vallahi kalpten götürür ama söz konusu vatanın refahı ise alsın götürsün!
Reis “ üç gün sonra müjde vereceğim” dedi ama demekki danışmanlar kendisine üç gün sonra haber verdiler ki bugün söyleyebildi!
Yoksa o anda herkes toplu şekilde koroya katıldı ve “ olsa, olsa Karadeniz’de gaz bulmuşuzdur” diyerek ilk günde müjdeyi avuta attı!
Yurdum insanı müthiş zekidir ve bu konuda Aziz Nesine katılmıyorum!
Bilirler!
Her sıkışıklık öncesi Karadeniz’de çamura yattığımızı ve bilmem kaçıncı kezdir Karadeniz’de doğal gaz bulduğumuzu!
Bir şeyi daha iyi bilirler!
Eğer balığın var da rakı içmiyorsan, deniz kenarında yaşaman bir şey ifade etmez ve deniz senin için sadece anlamsız bir göldür!
Sıcaklarda bunalınca da ya haşema ile, ya da çarşafla dalarsın ki, gelen yabancı turistlere medeniyet dersi verirsin!
Yani!
Ortadoğu’da petrolü ve doğal gazı olmayan ülke mi var?
Peki ne haldeler?
Yönetimleri bir eli yağda, bir eli baldayken, halkları sersefildir!
Sonra ha bire savaştırılırlar!
Çünkü petrol pahalı ise, can ucuzdur ve o ucuz can üzerinden yeni çıkan tüm silahlar denenir!
Emperyalistlerin kobay laboratuarıdır oralar!
Çünkü ora insanı düşünüp dünya insanlığı için bir icat geliştirmez!
Yıl on iki ay gökyüzüne avuç açar, gökten bereket ve şifa dilenir!
Çünkü böyle öğretilmiştir ve öyle bir öğretidir ki katiller yüceltilir, mazlumlar tavuk gibi kesilir!
Demek neymiş efendim!
Önce medeniyet!
Sonra varlık!
Çünkü medeniyet iklimine düşmemişsen, zenginliğin varsa, ya da yeni bulmuşsan hiç bir anlam ifade etmez!
Oysa bu “ bulduk” dediğiniz kaynak yerine, suçsuz, günahsız cezaevlerine tıktığınız gazeteci, yazar ve ne kadar insan varsa “ yanlış yaptık, derhal serbest bırakıyoruz” deseydiniz, sonuçları anında görürdünüz!
Siz açıklama yaptınız ve döviz tekrar fırladı!
Demek ki bulduğunuz bu kaynağın artık dünya da pekte karşılığı yok!
Sonucu “ İki bin yirmi üçle bağladınız!”
Ben o sonucu çok iyi biliyorum!
Bir devir kapanacak, yeni bir devir başlayacak!
Şu an gün yavaş yavaş batıyor ve hep toptan gece üstümüze çekilecek!
Hepimiz çok istediğimiz karanlıkla buluşacağız!
Karanlıkta hiç bir yüz görünmez!
Sadece ıslık çalarsınız ve biri birimizi ıslığımızdan tanıyacağız!
Yaz bunu bir yere ozan, şunun şurasında ne kaldı?
****************
BEREKET Kİ SİNİRLER SAĞLAM
Evet!
Bu vatandaş dere kenarına ev yapar!
Çünkü akşama kadar bas bas bağırıp “ Allah ne yazdıysa o’dur” diyen sizdiniz!
E, söz konusu Allahtan gelecekse en garanti yer dere kenarıdır ve orada gelen Allahtan gelir!
Sonra gider baş sağlığı dilersiniz ve “ ilahi takdirdir” der, Allahtan geleni perçinlersiniz!
Zaten bu Allahtan gelen bir afettir, ölenlerde cennette gitmiştir!
Sonra bu ülkenin yirmi yıldır yönetiminde olan bir vekil çıkar der ki “ vatandaş hata yapıyor, oraya ev yapmayacak!”
Gel de çıldırma!
Açacaksın bayramlık ağzını ama değmez!
Yahu buralara imar afı veren ben miydim!
Ya da o devasa bina ve evlere ben mi imar izni verdim?
Bak güzel kardeşim!
Senin iktidarın bu ülkede eğitim ve bilim adına ne varsa hepsini “ şükretmekle” değiştirdi!
Üç yüz insanı maden ocağında gömüp bıraktığınızda yine “ kader” demiştiniz!
Örneklerini saysam buraya sığmaz!
Hepsinin sonunda bildiğiniz tek şey “ kaderdir, şükredin!”
Yani sizin bu insanı çıldırtan ve dalga geçer gibi her seferinde bize salık verdikleriniz var ya, inanın artık çıldırma noktasındayız!
Bereket ki sağlam sinirlerimiz var ki artık ağzınızdan çıkana dönüp bakmıyoruz!
Bu kadar mı olur?
Ülke yönetiyorsun, hala Karadeniz’in arazi yapısından haberin yok!
Bırakın o dere boylarına ev yapmak, pikniğe gitmek bile büyük risktir!
Ama size göre hava hoş!
Çünkü “ iman edenler, her şeyin Allahtan geldiğine inanırlar”
Biliyorum!
Vatandaş buna canı gönülden inanıyor!
Sahi siz inanıyor musunuz?