ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

         İ .E ye yönelik Tecavüz olayı kamuoyuna ilk yansıdığında sosyal medya üzerinden ciddi bir tepki  oluşmuştu. Çünkü ortada açık bir suç olmasına karşın suçlu adeta bir yerlerden himaye görmüşçesine Salı verilmişti.

        Tecavüz suçlusu olan uzman çavuş, gerçekleştirdiği İğrenç ve  aşağılık emeli ardından mağdur sonradan maktul sayılan kadının yüzüne   ifade ettiği gibi “ bana bir şey olmaz sen onuncu avımsın” ifadeleriyle adeta cezasızlık zırhına tabi olduğunu beyan etmiş ve   genç kadını kaderiyle baş başa  bırakmıştı. Sonuçta sosyal medya üzerinden oluşan yoğun toplumsal baskı üzerine suçlu göstermelik olarak tutuklanmıştı.

        Sosyal medya zaferi olarak tanımlanan bu tutuklamayla ilgili biraz aklı ve hafızası yerinde olan her insan bu tutuklamanın çok kısa süreceğini ifade etmişti. Çünkü geçmişte yaşanan benzer olayların akıbeti aynı şekilde sonuçlanmıştı.

       Belirtmeliyim ki tutuklamanın ardından konuyla ilgili ilk kişisel paylaşımım aynı yönde olmuştu yani bu tutuklamanın çok kısa süreceği yönündeydi ne yazık ki öyle oldu.

          Tutuklamanın hemen ardından toplum güvenliğinden sorumlu Bakan’ın sosyal medya üzerinden oluşan toplumsal duyarlılığı terörizm ile ilişkilendirmesi malum tutuklamanın gerisindeki rahatsızlığı edata ifşa eder mahiyeteydi ve nitekim öyle oldu yani bilinen iğrenç suçlu altı gün sonra ilgili Cumhuriyet başsavcısının itirazına rağmen tahliye edildi.

          Gerçekleşen söz konusu tahliye durumunu sadece hukuk veya hukuk tekniği açısından değerlendirmek ve kabul etmek mümkün değildir.  Bu tahliye yargının bu gün içinde bulunduğu pozisyonla birlikte yargı üzerinde mutlak vesayet kurmuş yürütmenin niyet ve vicdani sorumluluğuyla ilgili bir durumdur.

          Bu karar ne kamuoyu vicdanında ne de tek tek bireylerin  empati dünyasında bir karşılığı olmamıştır.. Geride kalan tek şey bu tür tecavüzcülerin gerçekten bir cezasızlık zırhına tabi oldukları ve korundukları algısıdır.

         Çünkü birçok benzer olayın aynı şekilde cezasızlıkla sonuçlandığını, bu olayları ırkçı söylemlerle öven, destekleyen ve paylaşımda bulunan kişiler hakkında da en ufak bir soruşturmanın yapılmadığını, dolayısıyla benzer tutum ve yaklaşımların bu tür tecavüz olaylarını adeta teşvik ettiğini görüyoruz.

         İnsan Hakları Derneğinin kayıtlarına da yansıdığı gibi, bölge de yaşanan tecavüz ve kadını intihara sürükleyen birçok intihar olayının gerisinde benzer iğrençliklerin yaşandığını göstermiştir.

          Sadece son bir yıl içinde İpek ER, Pınar Gültekin, Gülistan doku ve diğer birçok kadına yönelik şiddet ve tecavüz olayını irdelediğimizde meselenin cinsel saldırıdan ibaret olmadığını, hayal ve özlemleri üzerinden kandırılan, evlenme vaadiyle tuzağa düşürülen genç kızların acı hikâyelerinin gerisinde derin, ırkçı, ayrımcı bir kinin var olduğunu da göstermektedir.

           Dolayısıyla bu tür vakaların yaygınlaşmaması veya son bulması açısından başta ailelere ve özelikle anne va babalara da büyük sorumluluklar düşmektedir. Gerekli yaşam deneyimine, eğitim düzeyine, sağlıklı arkadaş tercihi yapma bilincine, çevreyi, insanı, tanıma sezgisine sahip olmayan bu gencecik kız ve kadınların sosyal ilişkileri konusunda ebeveynlerin ciddi destek ve dayanışmaları gerekmektedir.

Ne i düğü belirsiz bu aşağılık kişilerle ilişki geliştirmelerine yol verilmemelidir.  Hayal ve özlemleri peşinde olan bu gencecik insanların kaderi sistemin ve yargının insafına bırakılmamalıdır. 

 

NOT Bu yazı bittiğinde Av Ebru Timtik’in ölüm haberi geldi ne yaman çelişki yargının durumu….

Sözün bittiği yer!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.