"Büyük Taşkesen'de Muaviye benzerliği yoktu.
Küçük Daşdeviren'de Yezit benzerlikleri var."
Aşık Firkani
Bu gün "Muharrem Ayı"nın ilk günü.
Alevi yurttaşlar inançlarının gereği olarak oruç tutarlar,
Sessiz. Sedasız.
Davulsuz, zurnasız.
Sorgusuz, ,sualsiz.
Bir tür "yas"a gireler.
Matem içindeler.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası;
Devletin tanımını yaparken.
"Türkiye devleti bir cumhuriyettir."
Hemen ardında da Cumhuriyetin niteliklerini sayar.;
Türkiye Cumhuriyeti."..........Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" denilmektedir.
Laik devlet ne demektir.?
Laikliğin, felsefi, siyasi ve hukuki anlamları aynı değildir.
Siyasi olarak: Siyasi iktidarın dini kudretten ayrılmasıdır.
Hukuken; Devlet ile dinin birbirine karışmamasıdır.
Felsefi bakımdan, laiklik iman ve inanç yerine, aklın hâkimiyetini kabul eden bir anlayıştır.
Demokrat olanlar, cumhuriyeti ve "demokrasinin olmazsa olmaz"ı laikliği bu şekil ve tanımıyla içselleştirmiştir.
"Mürteci"ler cumhuriyetin laik biçimini hiç sindiremediler.
Uzun erimli "yer altı" çalışmaları yaparak "Laik Cumhuriyete karşı "kindar ve dindar "kadrolar yetiştirdiler.
Mürteciler yerelde ve genelde iktidar olunca Devletin laik şeklini ya mantıklarına göre yorumladılar veya "laik"liği rafa kaldırdılar
Laik devleti, Yasal olarak olmasa bile eylemde "Suni İslam devleti " haline getirdiler.
"Ramazan Ayı”nda iftar çadırları kurmak, iaşe dağıtmak, dehşet verici kılıklara girmek dini kural haline getirildi.
Ramazanda kimler oruç tutar?
Suni İslam’ı benimseyenler, yani suni yurttaşlar.
Saygılı olmak, saygı duymak lazım
Peki, Türkiye Toplumu tek dinli mi?
Hayır.
Başka din ve inançta olanlar var, Aleviler. Ateistler var. Ama bu saydıklarımın tümü, Türkiye Cumhuriyetinin laik yaşayan vatandaşlarıdır.
Onlara da saygı göstermek gerekmez mi?
Çok inançlı bir ülke olmamıza rağmen,neden bir inanca hizmet ediliyor.?
Siyasi mülahazalar,
Çıkar hesapları var onun için.
Onları o halleriyle bir yana bırakalım,
Peki..
Demokrat geçinen, "sosyal demokrasi "denilince "mangalda kül bırakmayan "Belediye başkanlarına ne demeli.?
Sosyal Demokrat belediyeler "Sosyal belediyecilik" politika ve proğram üretemeyince AKP belediyelerinin ilkel ve talancı
Siyasetini taklit etmeye başladılar.
Bir zamanlar, siyasi argüman olarak Aleviliği kullanan eski Belediye Başkanı Büyük Taşdelen'in oğlu Şimdiki Belediye başkanı,
Küçük Taşdelen de "Suni argüman "ı kullanıyor.
Camileri temizletiyor, bakımını yaptırıyor ve Ramazan Ayı"nda "İftar Çadırları" kurduruyor.
Küçük Taşdelen'e ait
bir basın açıklamasını paylaşalım.
Önce Çankaya'yı "Sosyal Belediye"ciliğin kalesi olarak tanımlıyor.
Ve devam ediyor. Küçük Taşdelen.
"Sosyal Belediye"ciliğin kalesi olarak, 2016 yılında da önceki yıllar gibi "Ramazan Ayı" boyunca verdiğimiz iftarlarda yüzlerce Çan kaya’lıyı "Kardeşlik Sofrası"nda buluşturduk.
Geçtiğimiz dönemde 280 bin kişiyi iftarda ağarlarken, 2016 yılında 150 bin kişiyle paylaştık. Genelinde dört ayrı noktada
kurulan "iftar çadırlarına" ilgi büyük olmuştur."
Sevsinler böylesi "Sosyal Belediyeciliği"
Bu belediye başkanı kimin hakkını kime veriyor.
Benim, senin, onun verdiğimiz vergiler lle kimin ibadetine hizmet ediyor.
Bu gün Ankara'nın bir bölümünü dolaştım. Muharremin birinci gününde Oruç tutan Alevi Yurtaşlar için kurulu "İftar Çadırı" göremedim.
Suni yurttaşa "esenlik" dileyen Alevi yurttaşı, aşağılamak amacıyla, "KEKLİK" diye nitelendiren;
Sevgili Doğan Taşdelen, acaba ağzını doldura doldura oğluna "keklik" senin
İ Melih Gökçek ile farkın ne" diyebiliyor mu?
Diyemiyorsa ben diyeyim.
Bre KEKLİK,
Sana ne?
Kimin nerede, nasıl ibadet ettiği, ne yediği, ne içtiği.
Mürtecilerin henüz tam yozlaştıramadığı çocuklarımıza Batı Klasiklerini dağıt.
Okusunlar.
"Karanlık, çıkarcılık kokan ilkel sofra"larda değil, çağdaş, barışcıl mücadelede buluşsunlar
Kent merkezlerinde,Müzik resim,tiyatro, spor etkinlikleri düzenle., çoğalt.
Sağlam kafalı, sağlam bedenli gençler yetişsin.
"Kardeşlik Sofrası" palavrasına önce kendini inandır
Sonrasını halk düşünür.
