" 25 Eylül 2020 tarihinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında, 5-9 Ekim 2014 tarihlerinde vuku bulan Kobani olayları nedeniyle, soruşturma başlatılmış her ne hikmetse bu gün gözaltılar yapılmaktadır. Yani 6 yıl sonra
Başta Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin eski milletvekilleri ve üst düzey yöneticileri olmak üzere, 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı olduğu ve bazı kişilerin de gözaltına alındığı haberi kamuoyuna yansımıştır.
Hakkında gözaltı kararı olan kişilerden biri de derneğimizin içinden geldiği hak savunuculuğu geleneğinde başkanlık dâhil önemli görevler üstlenmiş Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’dir.
2015 yılında Çözüm Süreci’nin rafa kaldırılması ile birlikte tekrar alevlenen çatışma süreci, kayyım atamaları, siyasilere yönelik gözaltı ve tutuklamaların Kürt Sorunu’nu daha çözülmez bir girdaba soktuğu aşikârdır.
Bu tablo, günden güne Kürt Sorunu’nun barışçıl bir şekilde çözüleceğine dair umut taşıyan herkesi kaygıya sürüklemektedir.
Siyasilere yönelik gerçekleştirilen bu yeni operasyon dalgası bir zamanların KCK operasyonlarını akla getirmektedir. Bu operasyonlarda yüzlerce siyasetçinin gözaltına alındığı, yargılandığı ve uzun süre tutuklandığı bilinen bir vakadır.
KCK operasyonlarından basına yansıyan toplu gözaltı fotoğraflarının medya ve kamuoyunda o zamanlarda infial yarattığı hafızalarda halen tazeliğini korumaktadır. Hükümet daha sonra KCK operasyonlarını Gülen Yapılanması’nın Kürt Sorunu’nun çözümsüzlüğüne yönelik “bir oyunu” olarak açıklamış ve bu konuda Gülen Yapılanması’nı suçlamıştır.
Gerçekleşen bu yeni operasyon dalgası ile hükümetin yeni bir oyuna gelip gelmediği (!) akıllarda soru işareti bırakmaktadır.
Bu göz altıların gerçekleştirildiği soruşturma 2014 yılında işlendiği iddia edilen bir suça ilişkindir.
Bu suçun soruşturulması kapsamında 4 yıl önce bugün gözaltına alınan kişilerin birçoğunun dâhil olduğu çok sayıda parti yöneticisinin ifadesi alınmış, bu kişilerden bazıları gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.
Suçun işlendiği iddia edilen tarihten 6 yıl, ifadelerinin alındığı ve soruşturma kapsamında çeşitli işlemlerin yapıldığı tarihten 4 yıl sonra söz konusu soruşturmada ne gibi yeni bilgi, belge ve bulguların ortaya çıktığı ve neticede iktidarın siyasi rakibi bir siyasi partinin çok sayıda yöneticisine yeniden gözaltı işlemi yapılmasını mecbur kıldığı kamuoyu tarafından bilinmemektedir.
Bütün bu operasyonların Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın evlenmesinin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı’nı ziyaret etmesinden kısa süre sonra gerçekleştirilmiş olması ayrıca dikkat çekicidir.
Bütün bu faktörler, adil yargılanma hakkı ve seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere çok sayıda insan hakkının ihlal edildiği intibaını uyandırmaktadır.
Bizler Hak İnisiyatifi Derneği olarak, yeni gözaltı ve operasyonların çok sayıda insan hakkı ihlaline sebep olacağı, ülkedeki huzur ve barış ortamına yönelik ciddi bir tehdit oluşturacağı ve Kürt Sorunu’nu çözülmez bir yola sokmakta olduğu konusunda endişeliyiz.
Tutuksuz yargılanmanın esas olması ilkesi gereğince, bu yeni operasyonda gözaltına alınan ve delilleri karartma ve kaçma şüphesi bulunmadığı açık olan kişilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Kürt Sorunu’nun çözümünün ülke atmosferini zehirleyen güvenlikçi politikalarla ve yeni gözaltılar ile değil, geniş katılımlı müzakereler ve diyalog yolu ile mümkün olduğunu tekrar vurguluyoruz."
Hak İnisiyatifi