2023 veya daha erken bir tarihte gerçekleşeceği düşünülen demokratik bir seçimin yapılma zemini ve ihtimali bana göre her geçen gün zayıflamaktadır.
Kendini böyle bir seçime göre konumlandıran, aman hır çıkmasın diye demokratik bir seçim zemini ve demokrasinin arta kalan tüm kırıntılarını ortadan kaldıran uygulama ve politikalarıyla saldıran iktidara karşı uslu çocuk tavrını takınan muhalefet, mevzi kaybetmekle birlikte etkisiz personel durumuna düşürüldüğünden bile haberdar olmadığı görünüyor.
HDP ye yönelik hiç kimsenin Hukukiliğini düşünmediği son gözaltı ve siyasal tasfiye yönelimi blok olarak muhalefetin samimiyetini de ortaya koyacak mahiyettedir. Muhalefetin gösterdiği veya göstereceği tepki demokrasi, hukuk ve adalettin yeniden kurumsallaşmasının da ölçüsü olacaktır.
Anket sonuçları ve toplumsal hoşnutsuzluğa bakarak umut devşirmeye çalışan baş ta ana muhalefet partisi olmak üzere toplam muhalefetin boş bir umudun hayaline kapıldıklarını öğrendiklerinde iş işten geçtiğini yaşayarak öğreneceklerdir.
Çünkü İktidar bloğu bütün olumsuzluğuna rağmen hala hatırı sayılır bir oy potansiyeliyle birlikte devletin tüm olanaklarına hâkim olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla iktidar bloğu şimdiden kendisi kayıp ettirme ihtimali taşıyan hiç bir seçimi asla yaptırmayacaktır.
Bu gerçeği bilmek için müneccim olmaya da gerek yok 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimde çoğunluğunu kayıp eden iktidarın seçimi kabul etmediği gibi. O tarihte tek başına iktidar olma çoğunluğunu yitiren AKP, “istikşafı” görüşme maratonlarıyla uzun süre muhalefeti oyaladıktan sonra seçimleri yenileyerek yaratılan şiddet ortamında yaptırdığı Kasım seçiminde bırakmadığı iktidarı yeniden sürdürme gücünü elde etmişti.
O günden bu güne çok şey değişti. Yaşanan değişim ve gelişmeler kesinlikle siyasal ve demokratik muhalefetin lehine olabilecek gelişmeler değildir. İktidar bu süre içerisinde esas aldığı ideolojik eksen üzerinden yeni bir rejimi ihdas ederken, ihdas ettiği rejimin ekonomik siyasal, ideolojik ve askeri dayanaklarını da güçlendirmiştir.
İktidar bloğu korumasallaşmasını geliştirerek muhalefete mevzi kaybettirmektedir. Siyasal ve hukuksal meşruiyete takılan muhalefete karşın İktidar her geçen gün elinde bulundurduğu her türden devlet gücünü kullanmak dışında hiçbir meşruiyete bağlı olmadığını hukuk ve teamül dışı uygulamalarıyla göstermektedir.
Anayasa mahkemesinin verdiği hukuksal kararından dolayı başkanının aleni bir biçimde azarlanması, Kobani olaylarıyla ilgili neredeyse kapanmış bir dosya üzerinden yeniden açılan soruşturma kapsamında Hiç bir evrensel ölçüye sığmayan operasyonla 82 HDP li eski M vekili, Belediye başkanı ve yöneticisinin göz altına alınması, farklı düşünen herkesin kriminalize edilerek ağır cezalara çarptırılması, farklı TV haber kanallarının kapatılması, gazetecilerin tutuklanması dış politikada yaşanan akametin iç siyasete baskı olarak yansıtılması, İnsan hakları ve demokrasinin yok edilmesi ekonomide yaşanan iflah olmaz çöküşün her geçen gün ağırlaşarak yıkıcı sonuçlara yol açmasının umursanmaması iktidarın istikamet ve tercihini göstermektedir.
Muhalefetin evrensel hukuk ve adalet normlarını içselleştirmeme açısından iktidardan geri kalır tarafı yoktur. Kendi tabanını milliyetçi, Türkçü, İslamcı formlar üzerinden konsolide eden iktidar, aynı zamanda muhalefeti de bu formlar üzerinden kendisine eklemleyerek, araçsallaştırarak iktidarını sürekli kılmayı başarabilmektedir.
Muhalefetin bu yöndeki zafiyet ve utangaçlığını bilen iktidar, içerde ve dışarıda her defasında yarattığı milli tandanslı krizlerle muhalefeti etkisizleştirmektedir.
Doğu Akdeniz meselesinden Libya meselesine Suriye politikasından Azerbaycan Ermenistan gerilimine, sınır ötesi savaş ve operasyon teskerelerinden Kürt meselesine, farklı inanç ve mezhep meselesinden, Anayasa meselesine kadar neredeyse her konuda İktidarla konuşlanan muhalefet mevcut iktidara karşı hoşnut olmayan toplumun yarısından fazlasına yani toplumun ekseriyetine güven vermesi onu harekete geçirmesi mümkün mü dür?
Toplum kendi ihtiyaç ve önceliklerini önemsemeyen bir muhalefet anlayışını neden desteklesin durumuyla karşı karşıyayız. Daha dün yerel seçimlerde kayıtsız şartsız bağrına taş basarak muhalefete büyük başarı tattıran ve TBMM siyaset aritmetiği içerisinde onsuz iktidar olunması imkansız olan HDP seçmeni bugün partisine yönelik gerçekleştirilen hukuksuz yönelim karşısında geçmiş olsun demeyi dahi içine sindirmeyen bir muhalefetle ortaklaşması nasıl mümkün olur?
Sonuç olarak ülkede bu gün varılan siyasal aşama ve yaşanan saflaşma tam bir yol kavşağını göstermektedir. Ya demokrasi ve adalet ya da mevcut rejimin güçlenerek yoluna devam etmesidir. Tercih sizin hem nalına hem mıhına vurarak siyaset yapma zamanı çoktan geçmiştir.