Demokrasi kavram olarak eski Roma hukukuna dayanmakla birlikte,1789 Fransız ihtilalı ile kendini ifade etme imanı bulmuştur ve topluma mal olmuştur.
Demokrasi halkın yönetime katılması ve yönetimde söz sahibi olması demektir. Halk seçim ile iktidarı oluşturur ve diğer demokratik kurumlar ile de iktidarın denetim sağlar. Böylece iktidarın keyfiliğinin önüne geçilmiş olunur.
Demokrasilerin olmazsa olmazlarını şöyle sıralamak mümkün:
1-Demokrasilerde hükümetler seçim ile gelir ve seçim ile gider.
2-Demokrasilerde çok güçlü parlamento vardır.
3-Demokrasilerde demokratik kitle örgütleri vardır ve hükümetleri denetlerler.
4-Demokrasilerde çok güçlü tarafsız mahkemeler vardır.
5-Demokrasilerde hukukun üstünlüğü vardır.
6-Demokrasilerde insan hakları vardır.
7-Demokrasilerde güçlü bir muhalefet vardır.
8-Demokrasilerde basın özgürlüğü vardır.
9-Demokrasilerde dengeli bir paylaşım vardır.
10-Demokrasilerde insanlar din, dil, ırk ve mezhep temelinde ayrıştırılamaz.
11-Demokrasilerde azgın rekabete karşı çiftçilerin korunması vardır.
12-Demokrasilerde eğitimde fırsat eşitliği vardır.
13-Demokrasilerin olmazsa olmazı laikliktir. Yani devlet din işlerinde tarafsızdır.
14-Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı vardır ve birbirinde bağımsız olan bu kuvvetler birbirlerini denetlerler. Vs. Vs.
Daha bu tür maddeleri çoğaltmak mümkündür. Biz bunları burada keselim genele kısaca bir göz atalım.
İnsan sosyal bir varlıktır ve birlikte yaşamayı tercih eder. Bunun için de kendini yönetecek kişi ve kurumları da seçimle iş başına getirilmesini ister.
Geri kalmış toplumların demokrasi diye bir sorunları yoktur. Onlar hep bir güç tarafında tepelerine vurularak yönetilmeyi benimsemişlerdir. Onun içindir ki tavrını demokrasiden yana değil krallıklardan, despotik yönetimlerden ve totaliter yönetimlerden yana olmuşlardır.
Müslüman ülkelerin tamamında demokrasi yoktur ve emperyalizme sıkı sıkıya bağımlı ülkelerdir. Tamamında iç kargaşa hâkimdir ve hiç birinde huzur yoktur. Kapıları açılsa tamamı Hıristiyan Avrupa’ya gideceği aşikârdır.
Bu tür toplumların kendi aklına güvenleri olmadıkları için, kendilerine de saygıları yoktur. Kendisinin bir başkası tarafında yönetilmesine onay verirler. Demokratik talepte bulunanları da hain olmakla suçlarlar.
Bu ülkelerde liyakat yoktur, devlet yönetiminde cehalet egemendir.
Mahkemeler egemenlerin talimatlarına göre kararlar verirler.
Parlamento ya yoktur, ya da işlevsizdir.
Basın egemenlerin tekelindedir
Her demokratik hak talebi vatan hainliği ile suçlanır ve baskı altına alınır.
Sokakta hak arayanlar karşılarında devletin militaristi güçleri çıkarılır.
Zengini çok zengin, fakiri ise çok fakirdir.
Muhalefet üzerinde baskı vardır ve hainlikle suçlanır.
Egemenlerin iktidarını eleştirmek suçtur.
Egemenler istedikleri zaman muhalefeti susturabilirler.
Eğitim, egemenlerin iktidarına hizmet eder.
Devlet harcamaları kontrolsüzdür.
Yolsuzlukları eleştiren, yazan gazeteciler çok ağır bedel öder.
Devleti yönetenler ve onların çevresindekiler çok zengin olmasına rağmen halk çok fakirdir.
Tabi bütün bu olup bitenleri emperyalistlerden soyutlamak mümkün değildir.
Bu ülkelerdeki anti demokratik yönetimler emperyalistler tarafında desteklenir ve korunurlar.