10 Ekim 2015 sabahında Türkiye'nin dört bir tarafında otobüsler ile Ankara Tren Garının önünde '' barışa '' halay tutular.
Kiminin elinde bir Simit, kimisinin elinde Poğaça şarkılar eşliğinde, miting alanına gidiyorlardı.
Elindeki Pankartlar, Afişlerde ülkenin hasret kaldığı '' barış '' talebi ağırlıktaydı.
O gün, Ankara Tren Garının önünde, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Kadın, Emekçi, Genç, Yaşlı .... On binler bir araya gelmişlerdi.
Malatya'dan gelen grup biraz erken gelmiş alanda yerini almışlardı.
Malatya’dan Gelen grup, '' Ruhi Su Nun kanlı meydan şarkısı '' eşliğinde halay çekiyordu.
Türkiye'yi üst olarak kullanan, IŞİD canilerinin canlı bombaları bir anda ortalığı kan gölüne çevirdiler.
Ortalık bir anda mahşer alanına döndü.
Ölen insanların parçaları, alanda sağ kalanların yüzlerine sıçradı.
Barış yazılı pankartları, göstericiler sedye, kefen olarak kullandılar.
Ambulanslar alana çok geç geldiler.
Kolluk güçleri alanda ne olduğunun şokunu üzerinde atamayan göstericilere saldırdılar.
Cumhuriyet tarihinin katliamlarına bir katliam daha eklendi hem de Ankara'nın ortasında gündüz vakti.
Yetkililerin açıklaması, katliamın acısına tuz serpti.
'' Yaşanan bir güvenlik zafiyeti'' diye olayın üstünü kapatmaya çalıştılar.
Gar Katliamı;
5 Haziran 2015 HDP Diyarbakır Mitinginde patlayan bomba da 5 kişinin ölmesi,
20 Temmuz 2015 Suruç Gençlik Merkezinin Parkın da IŞİD canlı bombası ile 33 genç öldü,
10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamı, IŞİD tetikçilerinin finali oldu.
Ard arda birbirini takip eden bu katliamlara, güvenlik zafiyet diye geçindiremezsin.
Gar Katliamı, HDP Diyarbakır Mitingi Katliamı, Suruç Katliamında Türkiye'nin aydın, çağdaş insanları öldü.
Bu insanların bir güvenlik zafiyeti nedeniyle ölmesi bir tesadüf değildir.
IŞİD canileri bir tetikçi gibi kullanıldı.
Aslında topluma verilmek istenen mesaj bir nevi iletilmişti.
HDP, STK, Sendikalar mitinglerini iptal ettiler.
İnsan mitinglere, düğün, nişan gibi toplulukların olduğu yerlere gitmediler.
CHP muhalefetin en büyük partisi, '' yeni kapı '' gibi mitinglerle rejimin değişmesine neden oldular.
Şimdi de kalkıp rejimden rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.
Her seferinde koltuk değneği oldunuz.
Yaşar Kemal'in söylediği gibi;
'' O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.