Söz konusu mezhepçilik olunca AKP ile General Sisi, ABD ve İsrail cephesinde birleşebiliyorlar. Müslüman coğrafyası bir ateş topuna döndü. Her yerde iç çatışmalar giderek alevlenmekte. Huzurlu bir tek İslam ülkesi kalmadı. Mezhep savaşları binlerce yıllık medeniyetleri yok etti. O güzelim tarihi şehirleri harabeye çevrildi. Binlerce yıllık tarih, ilkel anlayışlarla yerle bir edildi. Artık İslam diyince akla IŞID geliyor. El kaide geliyor. Boko Haram geliyor. El Kaide ve Taliban gibi örgütler geliyor.
Şu anda birçok Müslüman ülkede iç savaşlar yaşanıyor. Geriye kalanlar da ise, her an bir iç savaş çıkma potansiyelini içinde taşıyorlar. Eğer bu sürecin önü alınmasa, İslam ülkeleri ileride tarihe karışarak yok olacağı tartışılıyor. İç savaşlar riski ile karşı karşıya kalan Müslümanlar, yeni bir şey üretemediler. Çünkü Müslümanlar düşünemediler. Müslümanlar eğer düşünmüş olabilselerdi şimdi onlar da diğer batı ülkeler gibi sanayileşebilirlerdi. Müslümanlar düşünebilselerdi, onlar diğer ülkeler gibi demokrasi ile yönetilirlerdi. Eğer Müslümanlar düşünebilselerdi, başlarında insanda azma krallar, emirler, şeyhler olmazdı.
Müslümanları kim tarihten silecek?
Müslümanlar önce kendileri birbirlerini yiyecekler. Her ağacın kurdu içinde olur. Dışarıda düşman aramaya gerek yok. Çünkü Müslümanlar düşünemiyorlar. Onların yerine birileri düşünüyor. Onların yerine birileri kararlar veriyor. Onların yerine birileri bir şeyler yapıyor. Birileri onlara yiyin birbirinizi diyor, onlar tekbir getirerek balıklama birbirlerine saldırıyorlar. Müslümanlar, ABD nin projesi olan Yeşil Kuşak, BOP ve Ilımlı İslam gibi projelerini 40 yıldır tartışamadı. Emperyalizmi de tartışamadı.
Müslümanlar krallarına, şeyhlerine, emirlerine tartışmasız biat ediyorlar. Krallar ise tahtlarını korumak için ülkeyi mezhep temelinde bölüyor ve en güçlü mezhep kolu üzerinde iktidarını oluşturuyorlar. İktidarlarını sürdürmek için toplumu mezhep temelinde çatıştırıyorlar. Bu çatışma böyle devam ederse ileride ne Müslüman kalır, ne de İslam ülkesi kalır.
Peki, İslam’ı neden yok ediyorlar?
ABD emperyalizmi, İsrail vasıtası ile orta doğuya tam olarak egemen olmak istiyor. Bunun içinde Araplardan işbirlikçi krallıklar oluşturuyor. Buna Sünni ittifak da deniliyor. Bu ittifakın karşısına ise Şii ittifak diye bir blok oluşturuyorlar. İşte tam bu noktada İslam’ı ortada ikiye bölüyor ve çatıştırıyorlar. Bu çatışmanın önceliği ise İsrail karşıtı güçleri imha ediyor.
Sünni ve Şii ittifakı kimler için savaşıyor?
Akıl penceresinde bakıldığında İsrail karşıtı devletler ve liderler Sünni ittifakı tarafında acımasızca yok edildiler. İsrail karşıtı olan KADDAFİ, SADDAM ve ESAT bugün yoklar.
Filistinliler, halen çok büyük acılar yaşıyorlar. Bu üç anti Siyonist liderlerinin ülkesinde ise yüksek yoğunlukta bir mezhep savaşı yaşanmakta. İsrail karşıtı olan Şii ittifakı ise ABD tarafında finanse edilen Sünni ittifakı ile savaşmaya hazırlanıyor. İşte bu savaşlar süreç içinde hem Şiileri, hem Sünnileri yok edecek. Böylece de bin dört yüz yıldır birbirlerini yiyen Müslümanlar yok olup tarihten silinecekler. Müslümanların iç çatışmalarla yok olması hem İsrail’i rahatlatacak, hem de batının petrol hesaplarını rahatlatacak.
Müslümanlar bunları görmüyorlar mı?
Müslümanlar bunları görecek birikimde değiller. Adamlar kelle kesiyorlar, kadını cariye yapıp satıyorlar. Çocukları öldürüyorlar. Bütün bunları dini için yaptığını söylüyor ve tekbir getiriyorlar. İslam âlemi bunun karşısına dikilemiyor. Bu konuda bir yorum bile yapamıyor.
Yemende olup bitenler herkesi ama herkesi korkutmalı. Yemen sürecine bütün Müslüman halk tarafında müdahale edilmezse bu virüs bütün İslam âlemine yayılacak. Bütün İslam’ı yerle bir edilecek. İsrail ile birlikte emperyalizm ve onun uşakları olan kral ve emirler de derin bir nefes alacaklar.
Peki, bu ateş ülkemize sıçrayacak mı?
AKP hükümeti mezhep savaşlarının içine balıklama atılıyor. Suriye’de ve Irak’ta bu bataklığa yeteri kadar battı. Şimdi ise yemen cephesinde gene Suudi kralının yanında yer alarak, İran’ı karşısına yerini aldı. İran ile bir mezhep polemiğine girmiş durumda.
İç siyasette ile güvenlik paketini yasallaştı. Bundan sonra polise adam öldürme özgürlüğü bile verildi. Valiler olağanüstü hal yetkilerine sahip oldular. Cumhurbaşkanı anayasa falan dinlemiyor. Bütün dünya bu olup bitenleri endişe ile izliyor. Kimse onu anayasal sınırların içine çekemiyor. AKP tabanı hiç bir şey olmamış gibi hareket ediyor. Halkın büyük bir kesimimi bu güvenlik paketinde tedirgin. Bir atasözümüz vardır, der ki: ” Sular yükselince balıklar karıncaları yer; sular çekilince karıncalar balıkları yer.” Şu anda balıklar karıncaları yiyor
