97. yılında laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu gün olan Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun…
Kulluktan kurtulmuş aynı haklara sahip eşit yurttaş olan ve ümmet olmayı reddeden halkımız, demokratik haklarını elinden alan hukuk tanımaz zihniyete rağmen bayramlarına bugün de sahip çıkıyor...
Stadyumlarda, alanlarda ya da sokaklarda olamasalar da evlerinde, balkonlarda ve en önemlisi kalplerinde Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının emanet ettikleri bayramı minnet ve kararlılıkla kutluyorlar!
***
Bilindiği gibi AKP iktidarı işbaşına geldiği günden beri laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ile kavgalı. Bu yüzünü hiç saklamadı.
Yıllar geçtikçe, kontrolü altına giren muhalefet sindikçe, sinsice işbirliği içine girdikçe ve toplum baskı altında tutuldukça, korku sari hastalık gibi yayıldı!
İktidar Cumhuriyet’e olan kinini, kuruculara olan hıncını yakaladığı her fırsatta dile getirmekten geri durmadı.
Kuruculara ayyaş dedi. Arap alfabesinden Latin alfabesine geçmeyi ihanetle suçladı. Yurttaşı kul, halkı da ümmet olarak gördü.
Modern Türkiye’ye savaş açtı…
Hastalıklarını, terör ya da Kutlu Doğum ve Mevlid-i Nebi gibi dini günleri zorlama kutlanacak hafta olarak ilan edip 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim gibi ulusal bayramları yok sayan bir tavır içine girdi.
Adeta dini günlerle milli günleri çatıştırmaya çalıştı. Din tacirliğiyle oy aldı.
***
İnsanların inançları üzerinden siyaset yapmaya devam etti.
Bu nedenle inanç ve ibadetin güvencesi, hak ve özgürlüklerin varlık nedeni ve en önemlisi de demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan laikliği, anayasal suç işleyerek yok saydı!
***
18 yıl önceki çağdaş Türkiye’nin bilime dayalı eğitim sisteminde öğretilen ve halkın, Cumhuriyet’in temel ilkelerine sahip çıkmasının alt yapısı olan bazı sözleri hatırlatmak isterim.
Çok bilinen ama bugünkü iktidarın nefret ettiği, demokratik parlamenter sistemin ve ulus bilincinin oluşması, yurttaşla halk ilişkisinin kurulması laik, sosyal ve hukuk devletinin dayandığı felsefeyi anlatan sözler bunlar!
Atatürk diyor ki: Cumhuriyet fazilettir! Cumhuriyetin temeli kültürdür!
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir! Adalet mülkün temelidir!
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlından biri kopmuş demektir!
Bir millet ki resim yapamaz, bir millet ki heykel yapamaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapamaz; o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.
Ayrıca bu sözler Atatürk’ün Cumhuriyeti “akıl ve halkla kurduğunun da” tescilidir…
***
Bilindiği gibi iktidar milli bayramların stadyumlarda kutlanması ritüeli değiştirdi...
Oysa Türkiye’de milli bayramlar stadyumlarda kutlanırdı.
Halk bir araya gelir, heyecan ve coşkularını paylaşır, kuruculara olan sevgilerini tazelerdi. İktidar bu ortak ruhu yok etmek adına bayramları itibarsızlaştırmaya çalıştı.
Adı üzerinde bayram şenliktir. Mutluluktur. Güzelliktir. Bayram heyecan. Bayram geleceğe umutla bakmanın yoludur.
Şimdi meydanlarda yine şenlik var. Ancak marşların, türkülerin, şarkıların yerini yaşam biçimini değiştirmeye çalışan iktidara dur diyen müzikler, Hip hoplar, aryalar alıyor.
Özellikle yerli ve milli lafını ağızlarında pelesenk yapan ama yerli ve milli olamayan kişileri gençlerin hicvettiği güfteler alıyor...
***
CHP İstanbul milletvekilleri Onursal Adıgüzel ve Sera Kadıgil’in uyarısıyla genç bir akademisyen ve müzisyen olan Mahmut Çınar’ın söz ve bestesiyle YouTube kanalında çok ilgi gören bir anlamlı şarkının sözlerini paylaşmak istiyorum.
BIKTIK, USANDIK, SIKILDIK; ARTIK TAMAM
Bıktık! Her kanalda illa sen olma… Yalan dolan haberler yayında…
Atma daha fazla. Artık anla.
O hainmiş, bu hainmiş konuşma… Pazarladın her şeyi kuruşla…
Satma daha fazla satma…
***
Usandık! Her gün başka biçimde yalandan.
Gözümüze bakarak talandan. Artık sıkıldık!..
Vardık! Yok etmedi bu karanlıklar… Sen dışladın biz çoğaldık…
Halkız sakın korkma!
***
Uzatma! Her hikâye bitecek uzatma… Gördüğün her insanla savaşma…
Hele analara hiç sataşma…
Sıkıldık! Her fırsatta parmak sallamandan… Hayatlarımızı zorlamandan…
Bitti artık tamam!
***
Evet bitecek! Çağdaş ve güvenli Türkiye’ye geri döneceğiz!