Salı günleri Mecliste yapılan partilerin gurup toplantıları rutine dönen liderler arasındaki söz düellosu ve atışmalarla geçer. 17 Kasım Salı günü bu alışılagelmiş atışmalara, alışılagelmiş kişilerin dışında bazı kişilerin de katıldığını gördük.
Kim olduğuna kendisi de karar veremeyen bir kişinin Barış Yarkadaş’a yönelik yaşadığı öfke patlamasıyla “RTE’ ye itaat edeceksiniz, Türkiye’yi RTE yönetecek…” söylemleri…
Ne yazdığını bilmediğim bir kişinin ne söylediğini bilmeksizin “İnönü camileri genelev yaptı” saçmalaması…
Bir başka kişinin mektupla ana muhalefet genel başkanını hakarete varan bir şekilde tehdit etmesi…
Ve bu söylemler karşısında ne Cumhurbaşkanından, ne İçişlerine Bakandan, ne Adalete Bakandan ne de parti liderlerinden tek kelime bile çıkmaması…
Bu yaşanılanlar düşündürücü olmaktan çok öte bir durum.
Siyasetin dışından iktidar taraftarı olduğu anlaşılan kişiler neden böylesi büyük bir panik ve telaş içinde saldırdılar?
Yolda kiminle yürümeyeceğini söyleyen Yılmaz Özdil’e dava açacak kadar hassa olan Devleti yönetenler işlenen bu suçlar karşısında neden sessiz kalıyorlar?
Siyasi tarihimizde hiçbir zaman yaşanmamış ve toplumsal ahlak anlayışımıza aykırı olan bu davranışlar karşısında siyasilerin, aydınların neden sesleri çıkmıyor?
Bu kadar büyük sessizliğe, bir iki açıklama dışında, CHP yöneticilerinin ve kadrolarının katılması ise daha vahim bir durum.
*****
Madem bu kesimlerden çıt çıkmıyor, o halde bizler düşünelim ve sorgulayalım;
Türkiye’de neler oluyor?
Bu öfke patlamasının altında neyi kaybetmenin isyanı var?
Cumhurbaşkanını, bakanlar kurulu sonrası yaptığı basın açıklamasında yüzüne yansıyacak kadar gergin ve mutsuz eden nedir?
İktidar cephesinde kamuoyuna yansımayan depremler mi yaşanıyor?
Devletin kasasının teslim edildiği damat, ekonominin durumunu onlardan da mı saklamış?
Damatsız ekonomiden beklenen şahlanış olamıyor mu?
Dünyanın kıskandığı ülkemiz ekonomisine dış güçler yatırım yapmak istemiyorlar mı?
Ekonomide çıkış için ABD seçimlerinden bir beklenti vardı da olamadı mı?
Ya da bilemediğimiz başka bir şeyler mi var?
Bu soruların yanıtını yaşayarak görmek, geçmişten ders almamanın cehaleti içinde olmak demektir ki;
Geçmişi iyi bilmek, yaşanılanları analiz etmek, ders çıkarmak, geleceği öngörmek ve önlem almak siyasetin işi ve işlevidir.
Yoksa tarih tekerrür eder durur…
Karınca kararınca belki bir katkımız olur diyelim, kısa da olsa dersimize çalışalım.
*****
Ekonomi ne zaman krize girse ülkemizde toplumsal çatışmalar yaşanır.
Liberalizm kendi yarattığı sistemde sömürecek kaynak kalmayınca, halk isyan etmesin diye halkı birbirine düşürmenin yolunu arar ve bulur.
70’lerde 80’lerde olduğu gibi…
Sonra da toplumsal barışı sağlamak adına postal sesleri duyulur.
Neler oluyor diye itiraz edenler coplanır, toplanır ve sessizlik sağlanır.
Postalın sessizliğinde ekonomiyi kurtaracak beyaz atlı bir prens elinde “yeni, yepyeni” bir sihirli değnekle ortaya çıkar.
Ve devran dönmeye devam eder.
*****
Devranın dönmeye başladığı 40’lı yıllarda ekonomin durumundan pirelenen Orhan Veli oturup yazmış Pireli Şiir’i.
Ekonomide devran 70’lerde de aynen dönmeye devam edince Timur Selçuk da müziğiyle dillendirmiş (1975) Pireli Şarkı’yı
Pireli Şiir
Bu ne acaip bilmece!
Ne gündüz biter, ne gece.
Kime söyleriz derdimizi
Ne hekim anlar, ne hoca.
Kimi işinde gücünde,
Kiminin donu yok kıçında.
Ağız var, burun var, kulak var
Ama hepsi başka biçimde.
Kimi peygambere inanır
İmi saat köstek dolanır
Kimi katip olur, yazı yazar
Kimi sokaklarda dilenir.
Kimi kılıç takar böğrüne
Kimi uyar dünya seyrine
Karı hesabına geceleri
Gündüzleri baba hayrına
Bu düzen böyle mi gidecek?
Pireler filleri yutacak
Yedi nüfuslu haneye
Üç buçuk tayın yetecek.
Karışık bir iş vesselam
Del, dolu yazar kalem
Yazdığı da ne? Bir sürü
İpe sapa gelmez kelam.
*****
80’lerde de bu devran dönmeye devam edince ekonominin hali oldu bir bilmece.
Timur Selçuk usta da müziğiyle anlatmıştı laftan anlamayanlara…
Ekonomi Bilmecesi
Ekonomi tıkırında
Kriz var bunalım var
Ekonomi tıkırında
İşveren zor durumda
İşçiyi bağrına basar
Reva mı bu efendim
Bunalım bundan doğar
Demek ki ne yapmalı
Paradan at bir sıfır
Artsın öyle fiyatlar
İşçi fazla at gitsin
İşsizlik pahalılık
Konjonktür enflasyon
Milletçe fedakarlık
Kriz bunalım derken
Bilançoya bir baktık;
Bu yıl iki misli kar
Hayret şu işe bak sen
Nerden geldi bu karlar
Aman kimse sormasın
Kim kazandı bu işten
Aman kimse duymasın…
*****
Ustalar söylemiş söylenecek her sözü,
Anlatmışlar memleketin ve milletin hali pür melalini.
Ülkemizi yönetenler
40’lardan bu yana dönen devranın artık dönmemesini,
Bu düzenin böyle gitmemesini,
Tarihin tekerrür etmemesini,
Halkın yüzünün gülmesini istiyorlarsa…
Geçmişten ders almak zorundadırlar.