ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

Lice’de yaşanan olaylar durup dururken meydana gelmiş olaylar değildir. Lice olaylarını sadece bir nedene bağlamak  doğru bir değerlendirmeye götürmez bizi. Her şeyden önce Lice olaylarını değerlendirmek Lice sosyolojisini anlamaktan geçer. Lice halkı 90 lı yıllarda maruz kaldığı ağır travmanın yarattığı sonuçları hafızasında yaşarken o günleri yeniden hatırlatan uygulamaların canlandırılmasını sağlayan Kalekol inşaatlarıyla güçlendirilen  güvenlik konsepti Lice halkını 90 lı yıllara geri dönmeme refleksi üzerinden demokratik bir reaksiyona  yönlendirmiştir.

Olağanüstü hal döneminin yaşandığı 90 lı yıllarda nerede ise cenaze çıkmamış ev, işkence görmemiş şahıs ,dağa çıkmamış gerilası olmayan aile kalmayan bir Lice tablosunu ortaya koymadan yaşanan olayları sadece yol kapatma ve bir asayiş sorunu olarak değerlendirmek vicdani bir değerlendirme olmaktan uzak kalır.Bolu ve Kayseri’den getirilen savaş tugaylarının 90 lı yıllarda işlediği faali meçhul cinayetlerle yarattığı dehşeti ve o dehşetin bu gün ortaya çıkan toplu mezarları her Lice’linin hafızasındaki tazeliğini korumaktadır.

Karakol  veya kalekol denilince her Licelinin beyninde  90 lı yılların yeniden hortlaması demektir. Üstelik barış veya diyalog görüşmelerinin devam ettiği bir süreçte güvenlik konseptini  yeniden esas alan Kalekol ihalelerinin  yoğun gerçekleşmesi ve bu kalekolların hizmete sokulması Nerede ise olağan bir süreci yaşamamış ,savaş ve şiddetin içinde doğup büyümüş,kendisini hiçbir politik ve hiyarerşik  disipline bağlı hisetmeyen genç nesilin tolere edebileceği yaklaşım olmadığı gerçeği göz ardı edilmiştir.

Diyalog sürecine rağmen bölgede 341 Kalekol ihalesinin yapıldığı,bunlardan102 Kalekolun faaliyete geçmesi karşısında oluşan güvensizlik olgusunun devreye girmesi Lice halkını sivil ittiatsizliğe  mecbur kılmıştır.

Türkiye’de 30 yıllık  çatışma döneminin ardından PKK ile devlet arasında Ocak 2 013 yılında başlayan diyalog süreci zorlu bir dönemece girerken Diyarbakır Lice ilçesinde  İnşa edilen kalekolları sivil ittiatsizlik düzeyinde Mayıs 20014 sonunda protesto eden göstericilerden iki kişi 7 haziranda güvenlik güçleri tarafından açılan ateş sonucunda ölmesi bardağı taşıran son damla olmuştur.

Gösterilerin bir çok kente sıçraması 8 Haziran’da Diyarbakır Bağlar ilçesindeki 2. Hava Kuvvet komutanlığı içindeki Türk bayrağının bir provakatör tarafından indirilmesi Ülkede Kürtlere yönelik bir linç kampanyasını tetiklemekle birlikte demokratik gösteri hakkını kullanırken güvenlik güçleri tarafından  öldürülen iki genç insanın yassının tutulmasına bile fırsat verilmemiştir. Yaşatılan bayrak provakasyonu nedeniyle bu ölümleri protesto etmeye kalkışan HDP ve BDP liler ülkenin her tarafında planlı bir kampanyayla ırkçı saldırı ve linç girişimleriyle bastırılmışlardır.

Bayrak provakasyonuile ilgili Gerek Abdullah Öcalan Gerekse Kandil ve KCK provakasyonu ağır bir dille eleştirmesine benzer provokasyonların çözüm girişimleri,demokrasi ve halkların barış içindebirlikte yaşamasına hizmet etmediğini belirtmelerine rağmen Kürtlere yönelik ırkçı saldırılarda bir azalma olmamıştır.

Bayrak provaktörünün kimliğiile ilgili bilgilerin sosyal medyada paylaşılması, şahsın BDP gençliğiyle alakasının olmadığı, Ağrı nüfusuna kayıtlı olduğu, şantaj ve kadın pazarlama suçundan 6 ay cezaevinde kaldığı, muhbirlik yaptığı yönündeki bilgilerin teyid edilmesi durumunda oynanan oyunun çözüm sürecine yönelik ne denli bir kirli oyun olduğu açığa çıkmış olacak. Ayrıca somut adım atılmaması nedeniyle halkın bu sürece ilişkin olan güveninin zedelendiği 20 yıllık Lice davasında ortaya çıkan hukuk dışı uygulamadan da öğrenmiş bulunuyoruz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.