Gelenekselleşmiş tüm iyi dilek ve temennilerimize rağmen, İlk gününden son gününe kadar çelişki, çatışma, gerilim, pandemi, deprem, hukuksuzluk, zam, pahalılık, işsizlik, yoksulluk ve her türden baskının bir dakika dahi boşluk bırakmadığı, kasvetli, kaotik bir yılı geride bıraktık.
İçeride yaşadığımız zifiri karanlığın izdüşümündeki dış ilişki ve diplomaside de pek farklı bir durum yaşanmadı, yaşanması da zaten beklenemezdi. Çünkü tek merkezden yönetilen iç ve dış politika, entegre bir strateji olmakla beraber, siyasal iktidarın bekasıyla doğrudan ilişkilidir.
Suriye ve Irak’a yönelik aralıksız devam eden operasyon el yönelimin ardından gerçekleşen Libya çıkarması, Akdeniz de hak ve petrol arayışı bağlamındaki askeri manevralar Azerbeycan üzerinden kafkasyaya uzanan askeri müdahale, Rusya ile yaşanan taktik ilişkiler ve bu ilişkilerden dolayı AB ve ABD ile yaşanan gerilimler.
Bu gerilimin ileride yol açacağı ağır ekonomik ve diplomatik sonuçların halk kitlelerine olacak yansıması 2020 yılıyla sınırlı kalmayacağı görülüyor.
Dolayısıyla içerde ve dışarıda yaşadığımız talihsizliklerin sorumluluğunu değişen yıllara veya yılları sembolize eden rakamlara yüklemenin hiç bir mantıksal karşılığı bulunmamaktadır. Yaşanan doğal olayların felaketlerin, hastalıkların sorumluluğu doğrudan insan’a yüklenemez ancak, siyasal, toplumsal ağır sonuçların nedeni, doğrudan veya dolaylı olarak bireysel veya toplumsal tercihlerle ilgilidir.
Her iki nedenin yol açtığı etki açısından ortaya çıkan ağır sonuçların iyi veya kötü yönetilmesi de kuşkusuz iktidarların iradesine bağlıdır.
Hukuk ve insan hakları açısından da son derece travma tik bir yıl oldu 2020 yılı. Keyfi sayılabilecek gözaltı, tutuklama, yargılama, cezaevlerinde yaşanan yoğun insan hakları ihlali yılın son günlerine damga vuran çıplak arama olayı 2020 yılının unutulmaz hak ihlalleri arasındaki yerini çoktan almıştır.
AİHM Demirtaş kararı ve kararın bağlayıcılığına rağmen boşta kalması ülkemizde yaşanan hukuksuzluğun evrensel hukuk zeminindeki pozisyonu 2020 nin unutulmazları arasında kaldı.
Ayrımcı infaz yasası, hukuksuzluğun açıktan itirafıydı. Adamına göre af yasası olarak tarihe geçti.
Yargı kıskacında bulunan, geleceğinden endişe duyan binlerce insan, sürgün hayatı yaşamak üzere çareyi yurt dışına geçmekte buldu bu yıl.
Kadına yönelik şiddet istismar tecavüz, çocuk istismarı gibi ağır hak ihlleri 2020 nin klasiklerinin başındaydı. Yılın sonunda aynı gün içinde 4 kadının vahşice öldürülmesi kadına yönelik şidetin göstergesi oldu.
2020 de Pandamı nedeniyle yaşanan hastalık, ölüm, işsizlik, yoksulluk, sefalet çaresizlik 2021 de devam edecek gibi görünüyor. Pandemiye karşı mücadelede dünya aşı uygulama aşamasına geçmişken, Türkiye’de belirsizlik ve umutsuzluk devam ediyor.
Çalışma hayatında sorunlar ağırlaşarak pik yaptı. Ekonomik ve sosyal haklar alanında ciddi hak ihlalleri katlanarak devam etti. KHK lı mağdurların mağduriyeti bütün acımzsızlığıyla devam ediyor, son altı ayda İş cinayetlerindeki artış günde ortalama 10 işçinin ölümüyle dehşet verici boyutlara ulaştı.
Bütçe ve bütçe dengelerinin tamamen bozulduğu, kaynakların toplumsal yarar yerine güvenlik ve haksız rant alanlarına kaydırıldığı, İhtiyat kaynakları tamamen yok edildiği, döviz kurlarının kontrolden çıktığı, kısaca ekmeğin askıya, yaşamın baskıya alındığı bir yıl oldu 2020 mevcut yönetim konseptiyle önümüzdeki yılın farklı olması için şimdilik hiçbir neden yok. Yeni yılınız kutlu olsun.
