Adam Amerika’da doğmuş, büyümüş, yemiş,içmiş ve paranın gözüne kuleyi dikmiş ama hala Amerika’nın ne olduğunu anlamamış!
İşte böyle anlamaz bir adam nasıl olduysa Amerika’ya Başkan da oldu!
Para bu, sizi taşımayacak yer yoktur ve bu böyle bir dünyadır, size ziyan verecek en büyük tehlike çalışan bir beyindir!
Çalışmıyorsa sorun yoktur, rahat olun ve bu devirde yarım akılla olmayacağınız şey yoktur!
İşte bu yarım akıllı Trump, Amerika derin devleti ile dalga geçiyor!
Bu derin Amerika dünya demektir! İşi gücü kirlilik üretmektir! İnsanlığa ve insana dair kırıntı bulamazsınız!
Gerektiğinde yetiştirdiği diktatörleri foseptik çukurunda bile yakalayıp ipe çeken bir acımasızdır!
Kapitalizmin üst aşaması olan Emperyalizmin ne olduğunu bizim kuşak çok iyi bilir!
Bildikleri için de başlarına gelmedik musibet kalmadı!
Ama benim güzel ülkem bu Amerika’yı hiç bir zaman anlamadı!
Bizi “ küçük Amerika” yapmaya heveslenen Menderes bile bunlara yaranamadı ve yine Amerika destekli bir darbeyle idama gönderildi!
Şimdi benim akıllı Kürt’lerim de Amerika’dan medet bekliyor!
Bekleyin!
Sizi dört parçaya ayıranları mumla arayacaksınız!
Amerika’yı öyle dört parça kesmez!
Size sekiz parçalı bir harita vermeden rahat etmez ve bu sekiz parça ile merak etmeyin, sizi dörde bölenlere de iyilik yapacak, hem de ne iyilik hepimiz göreceğiz!
Çünkü kurtlar sürüyü bölmeden koyunu kapamaz!
Yazın bir kenara!
Şimdi dünyaya bir gözdağı gerek ve bunu yapmak zorunda!
Aksi durumda Amerika dağılırsa bir daha dikiş tutmaz ve “ yaşasın Çin Cumhuriyeti” diyerek
Hepimiz Doğu Peri’nçek in ardına ip gibi diziliriz!
İşte o nedenledir ki bu yarım akıllı Trump, eğer yirmi dört saat içinde hevesinden vazgeçmezse müthiş bir manzara bizi bekliyor!
Üstelik kaçamaz da!
Çünkü adam ömrü boyunca paradan başka yön tanımamış!
Bu kıt akıl hala Amerika’yı yönsüz biliyor!
Zavallı Trump!
En çok beni üzeceksin!
Son bir umudum sende kalmıştı!
Bu yenecek nane miydi?
**********************
DAHA ÇOK ALIŞIN
Alt kültür toplumlarının kaderi böyledir!
Bunun içine karma kültürleri de katabiliriz!
Karma kültürün ne demek olduğunu bir kez daha söyleyeyim; size ait olmayan kültürün size dayatılmasıdır ve oradaki yanlışa da, doğruysa da mecbur bırakılmanızdır! Size ait olmayanı kabul etmiş gibi görünseniz de tüm davranışlarınız bunun tersidir!
Çünkü burada korkularınız da gelişir ve bu korkuyu bastırmanın yolu olmadığın gibi görünmektir!
İşte bu tür toplumların müthiş bir dedi kodu mekanizmaları vardır ve dedi kodu yapmadıkları zaman adeta çıldırırlar!
Onun için malzeme gerek!
Bu işte malzemenin iyisi kötüsü yoktur, önemli olan malzemeyi kullanmaktır!
Bir kere bu işte üstümüze yoktur!
Eskiden mahalle dedikodularından dem vururduk, şimdi iş değişti ve devlet politikası haline geldi!
Ülkede enflasyonmuş, işsizlikmiş ve bu sabah bana gelen kurban fiyatı seviyesindeki doğal gaz faturasıymış, hepsi hikâye!
Varsa yoksa eski bir general ne dedi, bir gazeteci kaşını yıkarak neyi ima etti gibi sıradanlıklara sarılmış, oradan gündemi ısıtmaya çalışıyoruz!
Biz mahalle dedikodusu yaparken edepliydik, kimseye küfretmezdik!
En fazla kaynanalar, gelinlerine bizim Malatya ağzı ile söylenir “ Allahtan yanın yere gele” derlerdi, hepsi o kadar!
Şimdi mahalleden dedikoduyu kapan devlet erkânına bakıyorum da yüzüm kızarıyor!
Bir birlerine demediklerini bırakmıyorlar!
“İspat etmezsen şerefsizsin, terbiyesizsin” daha neler!
Alışmışlar!
Hiç bir şey değişmiyor!
İspat etsen, şerefsiz ve terbiyesizliğe bu sefer dahası ekleniyor!
Velhasıl artık daha fazlasına alışın!
Gerçeğimizle yüzleşin!
Çünkü biz bir birine bir türlü uyum sağlamayan bir toplama kültürüz!
Bu kültürde küfür seviyeniz on, matematik seviyeniz üçtür!
****************
BİZİ HİÇ BİR SÖZLEŞME BAĞLAMAZ
Dün üç kadın katl edildi!
Biz ne yaptık?
Hemen sosyal medya dahil, ses olacak ne kadar argüman varsa oturduğumuz yerde sarıldık ve en çok da “ İstanbul sözleşmesi uygulansın” diyerek havanda su döktük!
Bu “ İstanbul sözleşmesini” sanırım herkes anlıyor da bir tek ben anlamıyorum!
Yahu siz dünyada önünüze gelen her kağıda imza atmışsınız ve bunun gereği karşınıza gelince “ tanımıyorum” diyen bir istisnasınız!
Tıpkı her senet kağıdına imza atan ve hiç bir borcu ödemeyen tüccar gibi!
Kendi anayasasını dahi tanımadığın bir iklimde yaşıyorsun ve bu iklimde ısrarla bahar bekliyorsun!
Unut kardeşim, gelmez!
Eğitimde dibe bulmuşsun ve hala parlamentonda kadın Vekil sayısı toplamın altıda biri, sanırım bir tek ilin belediye başkanı kadın ve hiç bir kadın Vali yok!
İşte asıl kadın cinayeti budur!
Sen bu ülkenin kadınını kafadan kurbanlık seçmişsin ve her seferinde bir psikopat çıkıp bıçağı atıyor!
Sonra kalkıp psikopat kovalıyoruz!
Siz kırk tane sözleşmeye imza atsanız da manzaranın şeklinden dolayı bu cinayetleri önleyemezsiniz!
Erkek kokan sokaklarınız zaten bir cinayet mahallidir!
Oraya düşen her kadın, potansiyel kurbandır!
İşte dön ve meseleye buradan yaklaş!
Burayı çözersen, başka hiç bir sözleşmeye gerek yok!
Sözleşmenin kadını, erkeği yok!
En büyük sözleşme insanlık sözleşmesidir!
Bu kapsayıcıdır!
Orada ne cinayetler, ne de hak ihlalleri vardır!
Bilmem anlatabildim mi?