Politik ve ekonomik alanda işler her geçen gün biraz daha içinden çıkılmaz hale geliyor. Dolayısıyla fiili durum hem iktidar hem de muhalefet açısından mevcut ton ve alışkanlıklar üzerinden yönetilebilir olmaktan uzaklaşıyor.
İçerde toplumsal yoksullaşmanın yaygınlaşarak derinleşmesi gerçeği hiçbir yöntem ve araçla manipüle edilemiyor, Sokağın durumu içler acısıdır. Soğuktan donup ölen insan manzarası, çöp varillerinden yiyecek arayan çaresiz yoksulların sıradanlaşan görüntüleri vicdanları harekete geçirmesi yerine, sefalet görüntülerinin sorumlusu olarak muhalefetin öfkeyle hedef alınmasına yol açıyor. Artan doğal gaz, elektrik, su, telefon, internet faturaları insanları canından bezdiriyor.
Yoksulluk, yüksek faiz, enflasyon, işsizlik sarmalında bunalan vatandaş temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, yüksek kamu harcamaları ve israf politikalarına devam ediliyor. Her geçen gün ve saat içinde yaşanan ekonomik çöküşün bedelini kıt kanaat geçinen yoksul vatandaş oluyor. Toplumun büyük kesimi tarafından itibar edilmeyen TUİK rakamlarıyla emekli ve çalışanların gelirleri reel olarak düşürülüyor.
Pandamı nedeniyle uygulanan sınırlamalar sonucunda yeterli kamu desteği sağlanamaması yüzünden sektör el çöküşler yaşanıyor, İşsizlik katlanarak yığınsallaşıyor. İyi yönetilemeyen salgın sürecinin uzaması, yıkıcı sonuçların artması, aşı yönetiminin mevcut haliyle olduğu gibi başarısız ve gecikmeyle gerçekleşmesi mevcut kaotik ortamı daha da derinleştiriyor.
Siyaset alanında yaratılan şiddet, iktidarın kullandığı ayrıştırıcı dil ve yöntem, sokak ortasında öldüresiye dövülen siyasetçi ve gazetecilerin durumu, muhalif olan herkesin terörize edilmesi toplumu kaygılandırıyor.
Güvenlik birimlerinin bu konudaki tutumu, yargının ilgisizliği, İktidarın suskunluğu demokrasi, hukuk ve insan hakları açısından endişe veriyor.
Siyasetin her iki kanadında yaşanan tıkanma gizlenemez hale gelmiştir. Merkezi iktidarın bileşenleri arasındaki uyumsuzluk değişik biçimlerde zuhur etmektedir. İktidarın sayısal olarak küçük ancak etki olarak büyük ortağı MHP nin buyurgan tutumu İktidarın büyük ortağını etkisiz hale getiriyor.
ABD deki son seçimler sonrasında ortaya çıkan tablo, Yeni başkan Biden ABD sinin Türkiye ile esas alacağı diplomatik ilişki, AB nin muhtemelen ABD politikalarıyla ortaklaşma ihtimali, iktidarın işini daha da zorlaştıracak gibi görünüyor.
İktidarın iki bakanı arasında kamuoyu önünde yaşanan yargı atışması içerde yaşanan uyumsuzluğun bir başka göstergesi olarak açığa çıkıyor. Aynı uyumsuzluğun AİHM in Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararında olduğu gibi Anayasa mahkemesi kararları konusunda da yaşandığını söylemek mümkündür.
Yaşanan uyumsuzluklara rağmen bu günden yarına iktidar ortakları arasında ciddi bir ayrışma olacağı anlamına da gelmiyor elbette.
Mevcut politik zeminde muhalefetin ya da Millet ittifakının pozisyonu da iç açıcı değildir. İktidar içinde yaşanan kısmı uyumsuzluk, muhalefet cenahında HDP karşıtlığı üzerinde sürüyor. Temel siyaset ilkeleriyle örtüşmeyen bu durum muhalefeti etkisiz ve dağınık tutmaktan başka bir işe yaramıyor.
Yapılan anketlerde sayısı artan kararsızların tercih yansıması muhalefetin politik yetmezliğini göstermesi bakımından yeterli verileri ortaya koyuyor. Kısaca erken veya zamanında yapılacak seçim tartışmaları arasında geçecek olan önümüzdeki süreç karışık bir süreç olarak devam edecek gibi görünüyor.