Yahudi tüccar iflas edince eski defterleri karıştırırmış!
İktidar, o kadar müjde verdi ve dönüp bakan olmayınca, işe bu milletin en hassas damarlarını kurcalamayı son bir şans olarak önümüze sürdü!
Yılar önce kim ne söylemiş, kim nasıl yan bakmış diyerek yeni dosyalar oluşturdu ve bu dosyalarla birlikte HDP nin de kapatılmasını gündeme getirdi ve buradan sahaya daldı!
İlk dalışa İyi Parti gözü kapalı atladı ve herkesten daha çok sivri konuşmaya başladı ki birden geri adım atar oldu!
Bu çok önemli!
Bunu farklı okumak lazım!
Çünkü bundan sonra karın doyurmayan lafların artık para etmediğini anladı zahaar!
Meral Akşenerin bu son çıkışı buna işaret ama ben yine de dokunulmazlıklara “ evet” diyeceklerine inanıyorum!
Sonrası daha farklı bir ortama evrilecek ve hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!
Çünkü MHP eridikçe, iyi parti kazanıyor ve buradan yürüyerek Bahçeli, Erdoğan ittifakının değirmenine su taşımayacaklardır!
Yine diyorum, bu son çıkış bunun işareti ve gelecek adına cesaretli bir çıkış!
Tabi bugüne kadar CHP dahil, iyi partinin iktidarın her türlü oyunlarına koşar adım gitmeleri Türkiye’yi bir sıkışıklığa itti!
Yani bu sıkışıklıkta iktidar kadar muhalefetinde büyük suçu vardır!
Şimdi anlıyoruz ki herkes suçun farkına az da olsa vardı!
Eğer bu böyle devam ederse, siz daha sına ve herkesin küçük dilini yutacağı yeni oyun ve senaryolara hazır olun!
Burası Türkiye!
İki dakikada şeytanı peygamber yapar, bizim cebimizdeki taşları boşaltır, yerine gül doldururlar!
Her şey böyle de!
Asıl mesele Amerika ve o Amerika Türkiye’yi bay-pas yapmaya hazırlanıyor ve nedense “ Ey Amerika” diyen o yüksek tonlu sesleri duymuyoruz!
Oysa ne kadar da alışmıştık ve dünyaya meydan okuyarak, ne kadar büyüdüğümüzü sanarak böbürlenmiştik!
Şimdi “ yandı gülüm keten helva mı” olduk!
Onu, bunu bilmem; çok ama çok zor bir süreçteyiz!
Umarım, şu kas ve bileklerimizle hareket etmeyi bırakır, aklımızla hareket ederiz!
Yoksa çatlayan bir beyni, kafatasına dikiş atarak kurtaramazsınız!
*****************
BADEM GÖZLÜM SIRMA SAÇLIM
Sen ölmeden önce gözlerini oyup, saçlarını yolmuştuk!
Çünkü sen kendini anlatırken biz seni anlamıyorduk!
Israrla “İslam kardeşliği” diye diye ömür tüketin ama ne öyle bir kardeş vardı, ne de senin niyetini okuyacak biz cahiller ordusu!
Aslında o kardeşlik bu dünyada ruhumuza Fatiha okumaktı ama bir türlü beceremedin!
Talebelerin seni bırakıp kaçtığında herkes üzüldüğünü sanmıştı oysa ben çok sevindiğini sezenlerdendim!
Çünkü onların neler başarabileceğini senden iyi bilen yoktu!
Yanılmamışsın ve işin acı tarafı sen hakkı Rahman’a kavuşup ebedi istirahat gâhına çekilirken, biz birden yokluğunun acısıyla bir birimize karıştık ve yan yana, kol kola göz yaşları dökerek yokluğunun sularını yanaklarımız boyunca akıttık!
Meğer müthiş birleştirici bir ruhmuşsun da biz angutlar sağlığında bunu anlamamışız!
Hiç sevmediğin CHP ve lideri dahil, ne kadar anlamsız cenah varsa huzurunda başı önde senden af dilercesine hazırola geçmişlerdi ki manzara acı ötesi bir şeydi!
Herkes sırma saçlarından tutup uzattıkça uzatıyordu!
Hele badem gözlerin?
“Aleme padişah” olmuştu ki şavkı güneşin öteki adıydı!
Yani sevgili hocam!
Bu memleketin mayası böyledir!
Hangi süte, hangi mayayı çaldılar bilmiyorum!
Ölünce öylesine kıymete biniyorsun ki insanın yeniden dirilesi geliyor!
Ya da ne bileyim, birden zuhur edip onca yalaka ve arsızın dünya nimeti için kişiliklerinin içine ettiğine dair, hepsinin yüzüne tükürüp tekrar olduğu yere dönülse, olur mu diye çok düşünmüşümdür!
Yani badem gözlüm, sırma saçlım, sen bu ülkede “ milliyetçi cephelerde” rol alıp solcuların canına okuma planları yaparken, bu gün solcular mezarına ağlıyor!
Bu ne biçim devran?
Bu ne biçim rezillik?
Bu ne biçim post değiştirme?
İnsanlık için, insan için çıldırıyorum doğrusu!
Biliyorum, o insan, yer yüzünde yüzde seksen canlının türünü yok edendir ve bitkilerin de yüzde ellisini!
Ama İnan, kendi kişiliğini, onurunu böylesine ayaklar altına alacağını düşünmemiştim!
Yani gördüm ki sen dirildin ve aramıza döndün!
Sevinçliyiz!
Bu Allah’ın bir lütfu! Ama yaşadığını sanan ve yalakalıkta yarışan o kadar kişi öldü ki Allah hepsine rahmet eylesin!
Hepsinin ateşi bol, toprağı diken olsun!
*******************
BÖYLE AKAR MELET DERESİ
Fatma pınarından doğar, sultan suyuna ve oradan tohma çayına el uzatarak fırat nehrinin
Kollarına kendini atar ve oraya koşan yüzlerce dere ve çayla birleşip kardeşlik havasıyla geçtiği topraklara can verir.
Dün, cemrenin suya düştüğünü haber almış olacak ki ilk sesini dağlara verdi ve bu sese Asıpınar dağı sessiz kalmayacak, eteğinde biriktirdiği karları eritip, akan pınarlarıyla Melet çayına teslim edecek ve melet çayı halaya duracak!
Kenarına dağ keçileri inecek ve ürkek gözleri ile bir taraftan etrafı gözetlerken, bir taraftan acelece sularını içip dağ eteğine çekilecekler!
Sonra karınlarını baharın o güzel sıcağı olan güneşe çevirecekler ve karınlarında taşıdıkları yavruları bunu his etsin diye!
Kaya sazanları gelecek akın, akın...
Ara sıra ters dönüp karınları ile güneşin şavkını selamlayarak!
Mayıs ayına doğru türlü renklere bürünecek çay boyu ve çeşit kuşlar gelip hayata duracak!
Şafak vakti bülbüller şakıyacak, her gül dal uzatacak ve bu sese mest olarak!
Kelebekler akacak mavi, beyaz!
Bir papatya tarlasıdır çayırı çimeni! Eskiden “ seviyor, sevmiyor” diye yapraklarına dokunduğumuz papatyalar!
Şimdi o papatyalar yine gelecek ve gelecek papatyalara taşıyacak bir sevgimiz kaldı mı bilmiyorum!
Her şey bir yalandan ve kandırmaca dan ibaret!
Bunu en iyi papatyalar bilir de yine de yüzümüze vurmazlar ve ne olursa olsun onların heybesinde hep “ seviyor” çıkar!
İşte bundandır ki hala berrak ve narin akar melet çayı!
Tüm kirliliklere ve hoyratlığa inat!
