İnsan hafızasının böylesine sistematik ve son derece hızlı bir biçimde akamete uğratıldığı bir başka ülke bulamazsınız yeryüzünde bizim ülkemiz gibi.
Yanlış, temeli ve doğruluğu bulunmayan kasıtlı olarak bilinçli bir manipülasyonun aracı haline getirilen, karşıtlarını da aşağılayan, küçük ve etkisiz düşürmeyi amaçlayan fabrikasyon bilgi ve propaganda bombardımanıyla toplum adeta sersemselleştirilmektedir.
Unutma ve unutturma üzerine kurgulanmış bu yöntemin tesadüfen yaşandığını söylemek mümkün değil elbette. Son derece bilinçli bir politika ve toplum mühendisliğine dayanan bu yöntemin sürekli devrede olması için ne yapılması gerekiyorsa yapılmaktadır.
Buna ister algı operasyonu, ister toplum mühendisliği, ister kesintisiz dezenformasyon, ister hipnotizma, ister popülizm deyin ne derseniz deyin, daimi kılınmak istenen bu hafızasızlık durumu bilinçli bir şekilde toplumu sersemletmeye yönelik bir operasyon modeli olduğunu ve ısrarla dayatıldığını kabul etmek gerekiyor.
İnsan aklını, idrak ve iradesini yok sayan bu uygulama sadece normal propagandatif söylemlerle gerçekleştirilmemekte, aynı anda korku ve kaygı dayatılarak benimsetilmeye çalışılmaktadır.
Kuşkusuz bu dezenformasyon uygulaması sadece günlük politik arzu ve kaygılarla yapılmamakta, kalıcı iktidar için, yani mutlak gücü kurumak onu asla başkasıyla paylaşmamak üzere yapılmaktadır.
Demokrasi, hukuk, hak ve özgürlüklerle bağdaşmayan, toplumu kendi gerçek sorunlarıyla yüzleşmekten uzak tutan, yaşadığı yoksulluk ve acıları unutturmayı hedefleyen bu yöntem mutlak bir beka sorunu ile ilişkilendirilmektedir.
Yaşatılan ve dayatılan hafızasızlık sorunu nedeniyle toplumu sarsan en dehşet verici, en yıkıcı olayların gündemde kalma süresi her geçen gün kısalmaktadır.
Son bir aylık ülkemizin acı ve yıkıcı bilançosuna baktığımızda bu realiteyi çok daha yalın bir biçimde görebilmekteyiz.
Ne Gare operasyonunun ne de helikopter kazasının acı sonuçları toplumun hafızasında bir hafta dahi yer edinememiştir. Gazetecilere yönelik rutinleşen sıra dayakları kapsamında gazeteci Levent Gültekin’e yönelik 25 kişi tarafından gerçekleştirilen linç girişimi değil bir hafta iki gün dahi günceliğini kuruyamamıştır.
İnsanlar yaşadıkları sefalet ve açlığı artık hissetmemektedir.
Süreklilik kazanan dezenformasyon ve hamaset üzerinden duyarlılığı lığı aşındırılan toplum talep itiraz kültürü yerine, biat kültürünü esas almaktadır. Kuşkusuz bu durum iktidar sahiplerini başarılı kılmakta dolayısıyla memnun etmektedir.
Toplumu dertleriyle yüzleşmekten alıkoyan, kendi önceliklerinden vaz geçiren, duyarsızlaştıran, mutlak kabule zorlayan bu savrulma durum ve dayatımı aynı zamanda toplumsal ruh ve iradeyi de teslim almaya yönelik bir saldırı yöntemi haline gelmiş bulunuyor.
Ne yazık ki her geçen gün bu saldırı yöntemi uygulayanlar açısından başarıya ulaşırken, uygulananlar açısından da hüsranla sonuçlanacağı gibi görünüyor.