Siz istediğiniz kadar bağırıp çağırın, bunun hiç bir karşılığı yoktur ve bağırıp çağırdığınız Recep Tayyip Erdoğan bu işi çözeli çok oldu ve o artık “ tek adam” değil, daha ötesidir!
Bir ülke düşünün devlet başkanı patates ve soğan dağıtma işini bile üstlensin ve çıksın bunu halkına bir nimetmiş gibi sunsun!
Çünkü işi çok iyi biliyor ve yarattığı yüzde elilik bir kesimin artık dönülmez bir fanatik olduğunu biliyor!
Tıpkı çocukluğumuzdan beri tuttuğumuz takım gibi!
Tayyip Erdoğan siyaseti takım tutma sendromuna taşımayı becermiştir ve makarnadan, çaya, şimdi de soğan, patatessele kulun azla yetinerek şükretmesinin bir illahi emir olduğunu beyinlere kazımıştır bile!
Zaten bununla ilgili kimi din âlimlerimizin söyledikleri ortadadır ve bu durup dururken söylenmiyor! Herkes kendine verilen görevle bu yokluk ve yoksulluk iklimini soslayıp yutturmayı görev sayıyor! “ En hayırlı kul, şükreden ve fukaralığa rıza gösterendir” diyenlerin elindeki argümanı alma şansınız yoktur ve buraya dürttüğünüz zaman taşa tutulursunuz ki dönüşü asla yoktur!
Böyle iklimlerde sorgu ve sorgulama yoktur! Hata suçtur!
Suç olmayan tek şey yanlışı alkışlamaktır ve artık avuçlarımız yanlışı alkışlamak ve yukarıdan da merhamet dilemekten öteye işe yaramıyor!
Demokrasi, insanın kalıbında özgürce hareket etmesidir! Bunu cehaletin olduğu iklimlerde anlatamazsınız ve bedenine beton dökülmüş cahil aklı tüm ağırlığı ile ha bire üstünüze gelir!
Üstelik tüm yanlışların korolu savunuculuğunu yaparak!
Bir kaç gündür memleketim Malatya’nın Yeşilyurt Belediyesince yurt dışına gönderilen ve bir daha dönmeyenlerle ilgili iddialar gündemde!
Allah korusun böyle bir programla CHP ve HDP belediyeleri yüz yüze kalsaydı ne olurdu biliyor musunuz?
Dağa resmî yollarla adam göndermekten bırakın kapatılmayı, hepsinin boynu ipe giderdi!
Ne olacak, kısa bir emir ve kurulacak idam sehpaları!
Zaten Bahçeli “ her şey aşikârdır, ne soruşturması, kellelerinin vurulması elzemdir” der ve biz sokakta ağız dolusu bu vatan hainlerini çekiştirirdik!
Ez cümle!
Artık vatan tek ve emin ellerdedir!
Rahat uyuyun!
**************
SENİN BU HALLERİN
Yol uzun bir hikâyedir, yürümek için diz, görmek için göz gerek!
Bizimki bir yola girmiş ama cesaret edip önüne bakmıyor! Bakmadıkça da kendi etrafında dönüp duruyor ve herkes onun yürüdüğünü sanıyor! Oysa o sadece koşu bandında yerinde sayarak ve ayaklarının altında kayıp giden kayışa bakıyor!
Bir zavallılık hali yaşıyor da gören yok!
Cumhurbaşkanlığı seçimiydi ve öyle bir aday dayattı ki kafadan kaybetmesi belliydi ve Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlunu tuzağa düşürmüştü ve öyle bir tuzaktı ki Ekmelettin ismini bir türlü telafüz edemedi!
Sonra çok konuşuyor diye Muharrem inceyi çarkın dişlerine attı ve kazanamayacağını biliyordu ama olsun, yeri sağlamdı ya!
Şimdi gün boyu MHP ve ülkücülerden medet umuyor!
Gidip, bu ülkede kimi katliamlarda rol almış ve suçları tescil edilmişlerin mezarlarını ziyaret ediyorlar!
Peki siz Bahçeli’nin, ya da Erdoğan’ın bir solcuyu bırakın, adı solla anılmış bir şarkıcının, şairin mezarını ziyaret ettiğini hiç duydunuz mu? Üstelik onlar bir tek ten dahi kanatmamışlar ve sadece memleket türküleri, şiirleri söylemişlerdir!
O böyle yaptıkça, gittikçe iyi partinin dibinde eriyip gidecektir!
Dedik ya “ korkakların alacağı menzil yoktur” diye!
İşte bu korkağın menzilini gören Demirtaş, farklı bir muhalefet bloğu öneriyor!
Çok doğru!
Çünkü bu mevcut CHP’den medet ummak, yılandan yün beklemektir!
Susarak, pusarak, “ aman ha söylersem, kim ne der” diyerek kabuğuna çekilerek bu işler olmuyor!
Zaten böyle diye, diye bir ülkeyi karanlığa gömdünüz!
Şimdi olmayan yüzünüzle güneş arıyorsunuz!
Bekle ki göresin!
Atı alan artık Üsküdar’da yılkı atlarla cirit oyunu oynuyor!
Sen göbeğini kaşı ve “ benim adım Kemal” deyip dur!
Zaten bize ezberlettiğin tek şey ismindi!
Araştırdık ki o bile eski ismine çektiğin çizgiden sonra, sahiplendiğin isimmiş!
Bence bunların hepsini bir kenara bırak ve seni partisine davet eden Bahçeli’ye kulak ver! Üstelik “ varsa eksiği gediği eğitimini de veririm” diyor!
Teklif iyidir!
Bence git, senin olgunlaştığını anladılar!
Yoksa kurt sürüdeki hasta koyunu sezerse, kurtuluş yoktur!
Benden dost tavsiyesi!
******************
GÜVENLİK SORUŞTURMASI
Evren paşa darbe yapıp bu ülkenin canına öyle okudu ki hala onun öldürdüğü can, yerlerde sürünüyor ve bir türlü ayağa kalkmıyor!
“Güvenlik soruşturması” denilen ve insan fişleyen yasa onun zamanında çıktı! Siz bakmayın kem, kümlere şimdilerde daha beteriyle devam ediyor!
Sınavlarda derece yapıyorsun ama yetmiyor, bir de “ mülakat” diye kendi adamını seçme sınavı var ki kimlere kazandırıldığını hepimiz biliriz!
Tüm bunlar mevcut iktidara yetmiyor! Daha sını ve fazlasını yapmak adına buna benzer bir tasarıyı Meclis’e getirdiler!
Tasarı muhalefetçe red edilince, “ vay, nasıl red olur, biz bu oylamayı kabul etmeyiz” diyerek Meclis iç tüzüğünü çiğneyerek yeniden oylama kararı alıp, bir öncekini tanımadıklarını söylediler!
Yani kendilerinin dışındaki hiç bir kararın geçerli olmayacağına şartlanmış bir anlayışın bu “ güvenlik soruşturmasındaki” ısrarının bir tek karşılığı var; “ kendime yeni bir devlet kurdum ve bu devlette benden olmayanları bir güzel ayıklayacağım” mantığıdır!
Bu nettir ve ötesi, berisi yoktur!
Tıpkı darbe girişimi sonrası yaptıkları gibi!
Binlerce, alakası ve ilgisi olmayan kendi halindeki insanların “ KHK” denilen tek taraflı yetkiyle işinden ekmeğinden edilmesi benzeri bir durumdur.
Nedense hepimizin gördüğü ve üstelik kendi ağızları ile itiraf ettikleri FETÖ dostlarına hiç kimse dokunmadı!
Bu dostlar yüksek mevkilerde ki kişi ve siyasetçilerdi!
Onların hepsinin boy boy resimleri ve el pençe divan duruşlarını gösteren binlerce resimleri olmasına rağmen!
Ama yok!
Onunla resim vermeyen tavukçu, çaycı, kimi asgari ücretli ve hata bizim Kürecikliyi bile FETÖ den aldılar!
Kürecikli bu hayret işe “ Yahu ben kıblenin yönünü bilmem, benim FETÖ ile ne işim olur” diyerek isyan etmişti!
Şu anda Meclis’te almak istedikleri yetki budur!
Kıyıda köşede ne varsa, onları da didiklemek ve ayıklamaktır!
İşte bu ayıklama geçmişte bu ülkeyi beyin göçüne itti!
O göçenler gidip başka ülkelerde hizmet verdiler ve hepsi gözümüzün içine batırıla batırıla yüksek nişanlarla ödüllendiriliyorlar!
Yine öyle!
Kafası çalışan kim varsa can havliyle yurt dışına kaçıyor!
Oylamayı iptal ettirip bir şekilde geçirmeyi düşündükleri bu yasayla, geride tek tük kalan beyinler de göçecek ve geriye ne kalacak biliyor musunuz?
Söyleyeyim;
Ayağında şalvar, elinde tespih cadde sokak volta atan bir kalabalık!