ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

               1974 Barış Harekâtı sonrası, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını elde eden ve kısmen özgürleşen, daha sonra devletini kurarak egemenliğini dünyaya duyuran Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 19 yıllık AKP iktidarında önemli bir darbe daha aldı!

 

***

             KKTC, 38 yıldır Türkiye dışındaki başka devletler tarafından tanınmak için gayret gösteriyor. Varlığı ve egemenliği için mücadele ediyor…

             Ancak, KKTC Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı AKP iktidarının kamuoyunda ‘Kur’an kursları kapatıldı’ diye lanse etmesi, Kıbrıs konusunda bugüne dek uygulanan siyaset adına büyük gaftır!

Gaftan öte, Türkiye ve KKTC adına müthiş bir skandaldır!

 

***

                     AKP Genel Başkanı’nın; "Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir ve KKTC Fransa değildir! AYM’nin bu yanlışından süratle dönmesi gerekir.

                 Dönmediği takdirde atacağımız adımlarda bundan sonraki süreçte farklı olacaktır, bunu da bilmeleri gerekir" ifadesindeki tehdit, KKTC’nin egemenliğinin tanınmadığı, bir devlet gibi görmediğini anlamına gelmektedir!

 

***

                  Açıklamalar uluslararası alanda Türkiye’nin tezlerine uygun düşmediği gibi iktidarın laiklik ilkesine olan alerjisini de göstermektedir.

                      KKTC’de de siyasal İslam’ın etkin olması için özel bir anlayış sergilemektedirler!

Oysa KKTC AYM’si, Din İşleri Dairesi’nin ‘hafızlık eğitimi’ vermesiyle ilgili düzenlemeyi iptal ederken, anayasal bir zorunluluk olan ‘devletin gözetim ve denetim fonksiyonunun yerine getirilemeyeceğini” öncelikle tespit etmektedir.

 

***

                  Hele hele Hıkyedi başı Fahrettin Beyin “Laikliği bu denli sığ ve yanlış bir şekilde yorumlamak temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdır” sözleri ise tam bir yakalanıştır!

                Bu sözler Türkiye’de anayasal laiklik ilkesini kaldırarak demokrasi, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlükleri yok ettikleri yeni düzenin itirafıdır!

Fahrettin Bey’e sormalı;

Laiklik nedir? Fransız sekülarizminden ne anlıyor?

Teoratik bir ülke özleminin gerekçesini niye açıklamıyor?

Türkiye’yi İslam devleti yaparken KKTC’yi de yanında sürükleme gayreti, ayan beyan ortaya çıkmıştır!

 

***

                Epey zamandır Türkiye’de uygulanan laiklik karşıtı olaylara bakınca 16 Yüzyıl düşünürlerinden Giordano Bruno’nun sözleri aklıma geldi.

Bruno diyor ki;

"Allah, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır."

"Yeryüzündeki kötü insanlar ise, kendi iradelerini hâkim kılmak için Allah'ı kullanırlar. "

 

***

Bruno, Tanrı'nın ve evrenin birbirinden farklı iki öz olmadığı, ama aynı gerçekliğin iki sonsuz görünümü olduğunu kabul eder.

Bu nedenle din sapkını olarak engizisyon mahkemelerinde yargılanır.

               Ruhban sınıfın yönettiği yaşamda din baronlarının halkı soymasına karşı çıktığı için Hıristiyanlığın ünlü ilkesine göre, “kanı akıtılmadan eziyet edilerek öldürülmesine” karar verilir!

             Buna rağmen Bruno; “Aydınlık ve karanlık, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım” demeye devam eder.

Ve Roma Meydanı’nda önce dili kesilir sonra da diri diri yakılarak öldürülür!

 

***

Giordano Bruno’nun çağdaşı, kültürümüzün temel taşı Pir Sultan Abdal da aynı kadere sahiptir!

               Pir Sultan Abdal; kararlılıkla ve cesaretle” İslam’ı İnsanlaştıran” düşünceyi dile getirmekten korkmamıştır.

              O, insanın aklı ve bilgisiyle hak ve özgürlükleri kazandığını, yaşama sevincini de yeni düşüncelerle oluşturduğunu söyleyen bir düşünürdür!

               Sevgiye önem vermiş, birlikten güç doğduğunu anlatmış, mağrura karşı çıkmış ve mağdurun hakkını korumuştur!

             Doğruları söylemekten vazgeçmemiş. Yanlış yapanlara karşı çıkmayı, direnmeyi ve mücadele etmeyi hiç bırakmamıştır!

                   “Herkes dönsün ben dönmem yolumdan!” dediği için Hızır Paşa tarafından derisi soyularak öldürülmüştür!

 

***

               Emperyalistlere karşı duran, bugünkü yayılmacılığa karşı çıkan yurttaşlarımız, çağdaş laik bir ülkede istiyor!

Temel ilkeleri yok sayan anayasaya karşı çıkan AKP anlayışını ilk fırsatta sandığa gömmeyi bekliyor…

Şayet sandık önüne getirilirse!

******************

Egemenlik ve KKTC

 

23 Nisan 1920; Türkiye’nin kaderinin değiştiği ve emperyalizme karşı dik duruşun bayraklaştığı gün!

                 23 Nisan 1920; Üstündeki kefenleriyle (bu kefen gerçek!) vatanım dediği Anadolu topraklarını kanlarıyla sulayan aziz ve duyarlı insanların, küllerinden yeniden doğuşunun ilk adımı!

                 Kurtuluş Savaşı'nı başlatan, çağdaş, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni halkla birlikte kuran, sömürülenlere örnek olan, mağrur devletleri de korkutan bir ülkenin varoluş günüdür 23 Nisan!

              Büyük Atatürk, milletin doğuşu, özgürlük ve egemenliğine kavuşmasının kalıcı olması için 23 Nisan’ı “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak ilan etti...

 

***

Yıllarca en büyük bayram olarak kutlandı! Ta ki AKP iktidarına kadar!

              İktidar, Atatürk ve Laik Cumhuriyet karşıtlığı nedeniyle tüm ulusal bayramları kısıtlayarak itibarsızlaştırmak için çaba gösteriyor…

TBMM’nin kuruluşunun 100. Yılını bile doğru dürüst kutlamadı!

Dini bayramları özellikle öne çıkararak yeni nesilleri dindar ve kindar yetiştirmeye çalışılıyor!

              Muhtemelen yarın pandemi bahanesiyle geleceğimiz ve ülkemizin varlığı adına en büyük bayramımız olan “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını” kutlatmayacak!

 

***

Son olarak; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün önderliğinde Samsun’dan Lozan’a ulaşan sürecin tarihsel anlatımının yapıldığı, Cumhuriyetin Kurtuluş ve Kuruluşu sırasındaki olaylar ve sonuçların belgeleriyle sıralandığı NUTUK kitabı da AKP iktidarı bürokratları tarafından yasaklandı!

 

***

               NUTUK kitabı, Atatürk tarafından kaleme alınmış ve 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde TBMM’de kesintisiz olarak milletin bilgisine sunulmuştur…

Bu kitap, Türkiye Cumhuriyeti tarihini anlatan temel belgedir!

 

***

               Mersin/Çamlıyayla’da 23 Nisan Bayramı için bir derneğin, ilçedeki tüm öğrencilere NUTUK kitabını dağıtmak istemesi üzerine,

             MEB İlçe Müdürü Mustafa Bakkal; “NUTUK Kitabında Osmanlı Padişahı Vahdettin'e yönelik “soysuzlaşmış, alçak” ve dönemin Osmanlı Hükümeti'ne yönelik “aciz, haysiyetsiz ve korkak”” ifadeleriyle Atatürk’ün sigaralı resminin kullanılması nedeniyle öğrencilere dağıtılmasını yasaklamıştır” demiştir.

 

***

Tam bir garabet!

              Sadece Atatürk düşmanlığı değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerlerine olan haset bu davranışta açıkça kendini gösteriyor!

Nutuk yasak!!! Gerekçe Osmanlıya hakaret!

Utanmasalar, Atatürk ve arkadaşlarını yargılayıp ülkeye ihanet eden Vahdettin’i baş tacı edecekler!

 

***

                 Dün Mersin ADD Başkanı Adnan Gündoğdu öncülüğünde laik demokratik Cumhuriyet yanlıları, Mersin/Çamlıyayla İlçesine giderek inadına Cumhuriyetimizin Kurtuluş ve Kuruluş tarihini anlatan Nutuk kitabını çarşı pazar, mahalle mahalle ve ev ev dağıttılar!.

 

***

Yasakçı müdür hala yerinde duruyor!

Bakanlık” soruşturma açtık” diyerek her zamanki gibi işi soğutmaya çalışıyor!

Mersinlileri avutacağını düşünüyor!

 

***

Rejim değişti!

Çağdaş Türkiye’ye düşmanlık ayyuka çıktı!

Anayasal ilke ve haklar ortadan kalktı.

Halk yok! Ümmet var. Yurttaş yok kul var!

Hukuk artık evrensel değil, Şerri!

             Devletin yasalara bakışı, kurumların sorumluluk içinde görev yapması, hak, hukuk ve adaletin yerine getirilmesi yalnızca tek adama bağlı!

 

***

İktidar güç zehirlenmesi yaşıyor!

Öyle ki; KKTC AYM’sinin aldığı karar üzerine KKTC’nin egemenliğini de anayasasını da yok sayıp tehdit edebiliyor…

 

***

              Bu tehdit karşısında; "Laik, demokratik hukuk devletini savunan Kıbrıs Türk halkı ve hukukçuları, tüm gücüyle 'Yargı Bağımsızlığına Sahip Çıkan büyük bir eylem yaptılar!

KKTC AYM Başkan ve üyeleri de alkışla bu eyleme destek verdi!

              Çünkü KKTC’de Yüksek mahkeme yargıçları aldıkları kararları anayasanın öngördüğü kurallar çerçevesinde gerçekleştirir ve hiçbir baskıya fırsat vermez...

 

***

 

               AKP, KKTC’deki kültür birikimi ve ulaştığı ideolojik gelişmişliğinin farkında değil! KKTC henüz Türkiye olmamış!

Hala cesaretleri var. Çünkü muhalefet partileri ve medyası kontrol altına girmemiş!

             AKP öncesi hükümetler, KKTC’ye yaptıkları yardımları başlarına kalkmazlardı, bir baskı aracı olarak kullanmazlardı…

             O günkü hükümetler devlet adamlarından oluşuyordu bu nedenle, KKTC Devletinin egemenliğine, anayasasına ve özgürlüğüne saygı duyarlardı!

 

***

               Türkiye’de laik demokrasi, hukuk ve çağdaşlık ile yurttaşlıktan istifa edip güce biat edenler, KKTC halkı ve hukukçusu karşısında utanmalı!

 

Şayet varsa, yüzleri kızarmalı!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.