ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

              İnsan sosyal bir varlıktır ve yaşamını güzelleştiren temel unsur içinde bulunduğu olumlu şartlar ve duyarlı insan topluluğudur!

      Bunların olmadığı yerde mutluluk sadece bir söylem ve birbirimize dilediğimiz iyi niyet temennisinden öte bir şey değildir!

               Öyle bir ülkede yaşıyorsunuz ve düne kadar Aleviliğinizi gizlemişsiniz, sizin olmayan bir dili öğrenmişsiniz ama konuşurken aksanınız her harfte sizi ele vermiş ve kimlik inkarınız bedeninizi size yabancılaştırıp, sadece taşıdığınız bir et yığınından öteye hiç bir anlam ifade edememiş!

Sizi kendilerince bir kimliğe ve inanca zorlamışlar, ya bunu kabullenirsiniz, ya da terkedersiniz” diye defalarca dayatmışlardır!

Bundandır ki ülkeyi terk eden sayısız öteki vardır!

             Geriye kalanlar ise kendi öz benlikleri ile savaş halindeler ve itibar, imtiyaz diye bir şey zaten yok! Gerisi, mutsuzluğun içinde mutlu tablo çizmektir ve bu da bir kişilik sendromuna yol açmış durumdadır!

Ülke artık tek elde ve bunun geri dönüşü yok!

Zaten “ kimseye ülkeyi teslim etmeyiz” diyorlarsa bunu hala okumayanlar var!

                Bu şu demektir “ seçim olursa hiç bir sonuç bizi ilgilendirmez” gibi açık ve net mesaj veriliyor! Bunu bugün değil, beş yıl önce de yazmıştım ve yazının sonunu “ artık geçmiş olsun” diye bağlamıştım!

                Bunun ilk provası yedi Haziran seçimlerinde yapıldı ve sonrası İstanbul belediye seçimleridir!

Artık bambaşka bir ülkedeyiz ve bu yeni ülkenin hukuku, adaleti, anayasası ve hiyerarşik kurumları yok!

Yok işte!

Anlayın artık ve baktılar ki siz anlamıyorsunuz, size öyle bir anlatacaklar ki kaçacak delik arayacaksınız!

Yazın bir yere, iki bin yirmi üçe ne kaldı?

Bay Kemal, bu akılla bir de Cumhurbaşkanı olmak istiyor!

Bekle, olursun!

Ben ne zaman olursam, benden sonra sıra senindir!

                   Bir gönül macerası sayesinde ( gerçi buna gönül macerası da denmez, o çok ama çok ayrı bir şey) bir koltuğa kondun ve gitmek gibi niyetin de yok!

Artık sana buna benzer bir vakadan dolayı kimse bir şey vermez, bil bunu!

Zaten ikide bir “ gelin beni alın” diyorsun!

            Vallahi gözünün yaşına bakmazlar! Hatırlatayım; sen Başbakanını asmış bir ülkede yaşıyorsun, istersen biraz yavaş ol!

*******************

HER YERDE VARIZ

 

              Hükümetin mili savunma bakanı ve dış işleri bakanları her fırsatta “ artık her yerde varız” diyerek bize masallar okurken, hiç biri “ varız” dedikleri yerlerde niçin var olduklarını söylemiyorlar!

Tabi en kısa ve toplumun gözünü boyama söylemi “ güvenliktir!”

            Tabi öyle bir toplum yaratıldı ki bırakın başkasına soru sormayı, akıl çemberini aşıp kendine bile soru sormak gibi bir algısı yok!

               Bildim bileli böyledir ve bu ülkeyi yönetenler her zaman işin en kolay ve zahmetsiz yönünü seçerek istediği gibi at oynatmışlardır! Bu kolaycılık din ve milliyetçilik üzerine bina edilmiştir ve kimsenin buna karşı gelmek gibi bir lüksü de yoktur! Böyle bir şeyi ağzınıza aldığınız an da size saplanacak oklar bellidir ve herkes elindeki oku size acımasızca fırlatır!

Çünkü hedefte dinsiz ve bir vatan haini vardır!!

Şimdi bir yerlerde daha var olmak için Amerika’nın boşalttığı alana dalmak üzereyiz!

Ne işimiz varsa, gidip Afganları koruyacakmışız!

             Taliban, açık ve net tehdit ediyor! Ama biz, Amerika’nın ardına düşmüş “ bizi oraya yerleştirin” diyoruz!

Buna benzer nice örnekler önümüzde ve bunun acısını tarihte defalarca yaşamışken, nedir bu anlamsızlık?

Enver paşa, gözü doymaz hırsıyla bu ülkenin yüz bin askerini dağlarda kara, kışa, kurda yem etti!

NATO’ya gireceğiz diye Yemen’ de, Kore’de ne acılar taşıdık bu ülkeye!

Hala akıllanmamışız ve şimdi de Afganistan!

Söyleyin bana; Afganistan’da ne işimiz var?

*************

ŞU HALE BAKIN

 

Tütün yasağında güya vatandaşın yanında!

               Kıyılmış Adıyaman tütünü anlatıyor ve öyle betimleme yapıyor ki sigara içmeyen ben neredeyse tabakayı alıp inceden bir sigara sarıp dumanın ardına tüm hayallerimi takacaktım!

            Yahu eline bundan daha iyi fırsat mı geçer ve çık bu işin altında Amerikan şirketlerinin olduğunu öyle anlat ki halk dönen dümen ve boyun eğilen baskıları anlasın!

Ama yok, bizimki adeta sigarayı yüceltiyor ve insanı bu zehire özendiriyor!

Bu işin boyutu bu değildir Kemal Bey!

            Perde gerisini anlat ve de ki “ madem öyle her türlü sigarayı ve mamullerini yasaklayın” gibi can alıcı yerden yakala!

Yabancı sigara ve tütünler serbest, gariban Adıyamanlının tütünü yasak!

              İşte meseleye buradan yüklen ve “ bakın oy verdikleriniz size ne yapıyor” gibi ucuz siyaset söylemlerine sığınma ve öyle savun ki oy vererek pişman oldukları iktidarı, bu sefer oy vermeyerek pişman etsinler!

               Allah aşkına sizi anladım, sizden bu kadar da, ya danışmanlarınız? Hiç mi aklı basıp ta politika üreten olmaz! Sadece oturup iki slogan söylemi yazıp önüne atıyorlar ve sen de buradan yola çıkarak ha bire topu auta atıyorsun!

At bakalım!

Bu gidişle auta atacağın top da kalmayacak!

**************

BU NE HALDİR

 

             Osmanlı koca bir imparatorluktu. Çağa ve bilime karşı diklenince önce duraklama ile başladı ve sonunu yıkımla tamamladı!

             Üç kıtadaki topraklarını kaybedip fakirleştikçe sağdan, soldan borç alarak ihtişamlı saray ve camiler yaparak dünyaya zenginlik havaları atıyordu!

                  Oysa bu çöküşün ta kendisiydi ve bunu gören başta İngiliz tefecileri verdikleri paraları tahsil edemeyeceğini anlayınca borçların tahsili ve garantisiyle yeni kurulan rejime destek verdiler ve Mustafa Kemal önderliğindeki bu rejim, yıllar içinde Osmanlı’nın tüm borçlarını ödedi!

                   İşin gerçeği budur ve siz doldurulmuş beyin yıkama söylemlerine ne kadar inanırsınız bilmem ama sadece bilin ki bize söylenen kahramanlık destanları falan hepsi eşyanın doğası gereğidir ve tüm ulus devletler bunu yapar!

Gelelim şu güne;

Ülkede hazinenin parası var mı, yok mu bilen yok!

               İktidar bunu şeffaf bir dille anlatmayınca ortalıkta çeşitli rivayetler uzayıp gidiyor. Adeta bir kapalı rejim havası var ve hesap verirlilik diye bir şey yok!

Üstelik bunu dillendirmek bile suç ve iftara olarak size fatura ediliyor!

Son çıkan enflasyon rakamları, işsizlik, cari açık, tavanı delip kaçan döviz ve bilmem daha neler?

Tüm bunlara rağmen yetkili Başkan çıkmış; “ dünyanın en ucuz yakıtı bizde” diyor!

Başkanlık yaptığı ülkenin on bir milyon insanı günlük beş doların altında bir yaşamla cebelleşiyor!

               Hal böyle iken yurdun orta ve kenar mahallelerine ha bire saraylar yapılıyor. En son Marmaris’te yapılan yazlık sarayın şu an bilinen maliyeti altı yüz elli milyon lira!

Bunun kaç okul, kaç hastane edeceğini varın siz sayın ve bir de diğerleri var.

               Saray denilen devasa yapıların üretime bir kuruş katkısı olmadığı gibi sürekli masraf yapan ve parası halkın cebinden çıkan gereksizlikler olduğunu unutmayalım!

Tüm bunların olduğu bir yerde halka “ lokmalarınızı küçültün” çağrıları yapılıyor!

              Oysa sergilediğiniz şatafat ve lüksün görünümüne bir de “ dünya bizi kıskanıyor” eklediğinizde bırakın lokmaları küçültmeyi, vatandaşa bir buçuk kebap ve üstüne de ayran tatlı önermeniz gerekir!

Anlayacağınız bu şatafat ve saray merakı hayıra alamet değil! Bunlar üzerinden “ her şeyimiz var” derseniz, ortaya bunu yapanlar hariç hiç kimsenin bir şeyi olmadığı gerçeği ortaya çıkar!

               Ülke bir karabasan devri yaşıyor! Gündem mafya, çete ve onların savunucuları ile bir devlet algısından kopup savrulmuş durumda!

Peki ya muhalefet?

Yirmi yıldır koltuğa yapışan kart beyinlerden be bekliyordunuz?

               Mesela ana muhalefetin başındaki geçmişte Genel başkanlıklarını yapmış bir kişi ile ilgili gerekeni yapmak yerine adeta sahip çıkıyor ve diyor ki “ Atatürk’ten bu güne kadar CHP’de Genel başkanlık yapmış herkesin başımın üstünde yeri var!”

Vay mala mıne!

             Sen özellikle Baykal’ı diğerlerinden ayır ve başının üstünde hiç düşürme! Çünkü sana Genel başkanlık nimeti onun sayesinde doğdu!

Sen de onun başından aşağıya ha bire döktüklerinden zevk alıyorsun!

Devam et!

            Sen varken hiç bir güç Erdoğan’ı orada indiremez ve bana kalırsa üstüne koyarak senden aldığı tazminatları geri ödemesi lazım!

                 Çünkü onu başımızda tutan yegane güç, sen ve yirmi yıldır onca başarısızlığa rağmen bırakmadığın koltuktur!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.