Günümüz Türkiye’sini şöyle bir düşünüp tahlil etmeye kalktığımız anda karşımıza çok da iyi bir tablo çıkmıyor. Tam aksine olumsuz karamsar ilerisi karanlık olan bir tablo ile karşı karşıya kaldığımız görünüyor.
Her ne kadar çağdaş demokrat insan haklarından yana olan demokrasi ve özgürlüklerden yana barıştan kardeşlikten yana barajı geçmeye çalışan bir dinamik var ise de çok büyük çoğunluk bu karanlığın bataklığın içerisindeler.
İşin garibi bu bataklıkta bu karanlık dünyada kurtulmak silkelenerek kendilerine gelme diye bir dertleri de yok.
Zaman zaman bütün vatandaşlar arkadaşlar dostlar durup şöyle bir etrafına baksınlar ve çok ciddi anlamda araştırsınlar en yakınlarında ki insanların bazı doğruluk kispeti altında ne şerefsizlikler yalakalıklar yağcılıklar yaptığını göreceklerdir.
O nedenle diyorum ki “ Devir tilki ile plan yapan kurt ile avlanan sonra oturup koyun ile yas tutanların devri olmuş.”
Özellikle yerel ve yaygın medyada bu ve buna benzer devrin adamlarına az da olsa rastlanmakta bu tür varlıklar aramızda ne yazık ki var olmaya devam etmekte
Değer miydi ruhunuzu kişiliğinizi satmanıza, aldıklarınız?
Adam bir şekilde karanlık yollarda olsa da olmasa da gazete televizyon, internet ve radyo gibi medya da ya hepsinin ya da tek biri veya birkaçının sahibi olmuş kendisini Aydın doğan gözünde görüyor.
Yine bu benzetmeci kişiliksizler Sağcı ile sağcı CHP li ile CHP li HDP li ile HDP li Dindar ile dindar dinci ile dinci velhasıl adam aşure çorbası gibi karma karışık ama aşure kadar tatlı olmadığı gibi her hali ile zehir saçan “ para “ için her alternatifi deneyen yapan şahsiyetsiz kişiliksiz kimliksiz fırıldaktan daha fırıldak olanlar her geçen gün aramıza parazit olarak girmekte ve çoğalmakta.
Bazıları bu anlamda gazetecilikte başka radyosunda daha başka interneti zaten “ sol “ kelimesi ile taçlandıran ancak kimliğine ismini dahi yazmayarak yazmaktan bile korkan korkak tilkiler orada başka siyasi tavırlar alanlar yani her saça bir tarak vuranlar var ve koyun ile yas tutan varlıklar var aramızda.
Tabii bu tür parazitler her türlü oyunları oynayarak sağcıdan solcudan milliyetçiden muhafazakârdan her türlü desteği almak için her türlü kalıba girmek durumundalar ve bu türler ellerine fırsatı geçirdiklerinde en gaddar olmakta yakaladıkları kim olursa olsun nefesini kesmek için birbirleri ile yarışmaktadırlar.
Örneğin bazıları bazı partilerde ki başkan ve yöneticilerle ahbap çavuş ilişkileri içerisinde yaklaşarak bazı elemanlarını da onların içerisinde görevli konuma getirterek o siyasi partinin kanını emmişler emmekteler. Daha sonra da bunlar sahtekârca o partiye çalıştıklarını söylemekten de utanmadan bahsetmekteler.
Başta da söyledim devir tilki ile plan yapan kurt ile avlanan daha sonra oturup koyunla yas tutanların devri olmuş.
Bu Dünya da sen bir şeyler verdiğin sürece hep fedakârlık yaptığın sürece dost çok olur oluyor ancak bir an için birde sen herhangi bir talepte bulunduğun zaman bir de sen bir şey istediğinde dönüp arkana baktığında yanında yörende olan hiç kimseyi göremiyorsun hepsi tabana kuvvet.
O nedenle ben diyorum ki bu Dünya da en büyük servet nedir diye soracak olursak koşulsuz güler yüzlü gülen bir dost her koşulda yanında olan kendini hep iyi hissettiren bir dost ve bütün bunların yanında en önemli dostun sağlığın sağlıklı olmadan bunların hiç birisinden tad alamazsınız alamayız.
Bu toplumda Körden değil nankörden kork, Yüzsüzden de kork ikiyüzlüden daha çok kork, en çok da sütü bozuktan kork. Çünkü aramızda sütü bozuk kanı bozuk gerçekten çok insan var ve her geçen gün bu türler amip gibi üreyerek çoğalıyor ve çok tehlikeli bir boyuta doğru ilerliyorlar.
Bunların hepsini görmek içim bakmak lazım bakmayı öğrenmek lazım. Görmeyi bakmayı öğrenenler bu yaşamın içerisinde her bir oluşumun olan olayların birbirleri ile bağlantılı olduğunu her şeyin iç içe olduğunu çok rahat bir şekilde görürler.
Bütün bunları objektif olarak görmek tahlil etmek ve içlerinden iyileri alarak kötüleri atmamız gerek. Şerefimizle haysiyetimizle yaşamımızı sürdürmemiz gerekirken ne yazık ki birileri ya da bazıları parayı öne çıkararak çıkar menfaat sağlamakta hem de kendisini şerefli haysiyetli konumda göstermeye çalışıyor.Böyle bir iki yüzlülük olmaz böyle kurt ile avlanarak koyun ile yas tutma şerefsizliği olmaz olamaz.
Bakın büyük üstat merhum Yılmaz Güney diyor ki “ Paranla şeref kazanma, şerefinle para kazan ki paran bittiği zaman şerefinde bitmesin “
Aynen katılıyorum merhum ve benim çok saygı duyduğum Yılmaz Güney çok ama çok haklı bir atasözü söylemiş. Bu gün bu sistem de işte bazı hokkabazların yüzünde Her şey para gibi olsa ve görünse de bana göre paradan önce insanlar onurlu olmalı gururlu olmalı ve naylon gibi eğilen bükülen değil, dik duran dik duruşunda hiçbir taviz vermeyen adam gibi adam olmalı.
Yoksa paran olur pulun olur ama dostun olmaz insanlığın kişiliğin kimliğin hiç olmaz bazıları bunun örnekleridir..
Medya da TV un olur gazeten radyon ve sitelerin olur ama kesinlikle dostun olma z.
Çünkü şerefi parayla kazanırsan para bir gün giderse şerefte gider bunu da herkes her canlı iyi bilsin iyi bilmeli.
Gazetecilik doğru düzgün ve layıkıyla kurum ve kurallarını hayata geçirerek yapıldığı zaman dördüncü güçtür. Kalemini, ekranını, mikrofonunu para karşılığı kullananlar gazeteci olmaz olamaz onlar olsa olsa zübük ol satılık mahlûkatlar olurlar.
Bakın Malatya da sol adına demokrat olan ve hakiki gazetecilik yapan arkadaşlarımız yokmu derseniz ben anın da var der iki kişiyi anında gösteririm
- Olarak “ www.Malatyahabersaati.com “ sitesinin sorumlusu Serdar yücekaya
- Serdarla birlikte çalışan kameraman Mehmet yalman
Her ikisi de gece gündüz demeden hiçbir menfaat gözetmeden ve profesyonelce işlerini layıkıyla eğilmeden bükülmeden yapmaktadırlar.
Ben bu tür gazetecilik yapan bütün arkadaşlarımı kutluyor eğilen bükülen fahiş fiyatlarla haberciliği paraya döken parasız haber yapmayan kan emici vampirleri de şiddetle kınıyorum.
Zaten bu yazıyı yazarken “ Devir tilki ile plan yapan kurt ile avlanan sonra oturup koyun ile yas tutanların devri olmuş.” Derken ne demek istediğimi ne anlatmak istediğimi anlayan anlamıştır.
Son söz olarak bir kez daha söylüyorum ya adam olmak lazım ya adam olmak lazım iki yüzlü her senaryoyu para üzerine organize eden değil insanlık adamlık üzerine inşa eden insanlara ihtiyacımız var diğerleri yani ahtapotlar vampirler yüz yıldır var ve kanımızı emmeye devam ediyorlar ancak bu kez içimize girerek kanımızı son damlasına kadar emmek isteyen dost görünen düşmanlar var bu anlamda bütün herkesin uyanık olması bu türde ki asalakları bir an önce dışlamak ve ifşa etmek gerekir gerekiyor diye düşünüyorum.
İfşa edilerek dolayısıyla kulağı çekilerek yanlışta dönmeyen ve aynı yanlışa devam eden yanında yöresinde bulunanlara çamur atan bu gafiller şunu iyi bilsinler ki Maradona sahaya inerse bütün o takımı allak bullak eder gerekirse her attığı çalımla o dik olmayan iskeletin teşekkülü olan bellerini yerinde oynatır o maçı alır bundan da haberleri olsun. İyi düşünelim Maradona’yı sahaya çekmeyelim isterseniz de çekin..!!!
