Afganistan’ın canına okumak için programlanmış katı, köktendinci bir harekettir!
İlk başta isminden de anlaşılacağı gibi, özellikle Kabil’ de öğrenci hareketleri ile başladı ve bir ara kısa süreliğine de olsa Afganistan’da yönetimi ele geçirdiler!
Şimdilerde ise, tamamen ülkeyi ele geçirmek üzere ve geri dönüşü de yok, çünkü ordusu bölündü ve giderek Taliban’dan yana tavır alıyorlar! Bu sosyolojik bir davranıştır, güçlüden yana olmak ve şu an Afganistan da Taliban en güçlü dönemini yaşıyor!
Amerika ve Rusya orada bir güç denemesine girdiler, baktılar ki olmadı bıraktılar ve gidiyorlar diye kendimizi kandırabiliriz ama gerçek öyle değildir ve Afganistan’ın canına yapışan bu iki kene, yeni planlarla yeniden sahada olacaklar!
Gelelim bize;
Erdoğan “Taliban’ın üst düzeyi ile görüşebilirim” dedi!
Ben bunun öyle tek başına söylenen ve alınan bir karar olduğuna inanmıyorum! Bizi Afganistan’a bulaştırmaya kalkanların, özellikle Amerika’nın ciddi bir organizasyonu olduğuna inanıyorum!
Yoksa durup dururken, ne alaka?
Öyle anlaşılıyor ki Suriye meselesinden ders almamışız ve şimdi Taliban’dan kaçanlarla ülke yeni bir cehennemin eşiğinde ve bunu tahlil edemeyen bir akılla yüz yüzeyiz!
Savaşlar böyledir, her türlü kirliliği peşinde sürükler ve sen ülkendeki kanamalı sorunları çözmek için kılını kıpırdatmayacaksın, üstelik ülkenin tüm ekonomik damarlarını kurutmuşken, gidip Afganistan’ da nasıl bir belaya atlarım diye şirinlikler yapacaksın!
Yazık!
Gerçekten bu ülkeye çok yazık!
Bir taraftan doğanın çılgınca üzerimize gelip bizi cezalandırması, bir de siyasi yetersizlik!
Ah, güzelim ülkem; sen bunları hak edecek hangi büyük günahı işledin ki bir türlü gün yüzü göremiyoruz!
****************
BİR HASTANE DÜŞÜNÜN
Bir kere bu ülkede tüm okulları on yıllığına kapatın ve büyük, küçük, yaşlı, genç fark etmez hepsini tam on yıllığına sadece doğa ve çevre konusunda eğitimden geçirin, inanın yüzlerce yıl kârınız olur, zaten bu eğitimi alan bir toplum yaşadığı bu güzel coğrafyanın nimetleri ile dünyada hak ettiği konuma gelir!
Mesela gidip dere boylarına ev yapmaz, çürük binada oturmaz, bir ağaç kesmişse beş ağaç diker ve dahası gözlerinizin içine baka, baka yalan söylemez, halk nana muhtaçken beş altı maaş almaz. Bir de halkın inancını siyasi ahlaksızlığa alet etmez ve herkesin olduğu gibi yaşamasını bir insan hakı olarak bilir, saygı gösterir, saygı görür!
Bunlar olmayınca sayısız kirliliğin içinde günü birlik nefes tüketirsiniz ve çürüyerek yaşamınızı anlamsız hale getirirsiniz!
Dün, Doğanşehir ilçemizin devlet hastanesinin bulunduğu kenar yolunda geçerken gördüğüm manzara tam anlamıyla rezaletti! Etrafına çam ağaçları dikilmiş ve ağaçların arasında ne ararsanız var! Çocuk bezleri, kirli pedler, poşetler, bilumum şişe atıkları ve kirlilik, pislik adına daha neler, neler...
Düşünün hastasınız ve yattığınız oda buraya bakıyor!
İnsan fizikken ölmezse bile bu kirliliğe bakarak ruhen çöker!
Buranın bir başhekimi yok mu?
O yoksa bunu gören başka biri yok mu?
Ya da bir belediye görevlisi ve dahası bir Belediye Başkanı yok mu?
Malesef bu ilçede bu kirli manzara var ama bu saydıklarımın hiç biri yok!
Şunu da söyleyeyim; bu ülkede genel durum bu ve biz kirletmeyi künyemize yazmışız!
Bundan kurtuluş, dediğim gibi “ on yıllık kesintisiz” eğitim!
Yoksa hiç bir zaman aklımızın gereksizliğini doğa bize bırakmaz ve bildiğini okuyarak, zavallı halimize derslerin en iyisini vererek had bildirir!
Cahil, kaderci ve hiç bir şeyden ders almayanların sığındığı tek sözcük “Allahtan gelene şükretmek” gibi bir tesellidir!
Oysa hiç bir olumsuzluk Allahtan gelmiyor!
Hepsi senin akıl fukaralığından geliyor, bilesin!!
*************
CİNAYETLER CUMHURİYETİ
Osmanlı’nın son döneminde Enver paşanın depreşen Turan ülküsü bu toprakların yüz bin genç canına mal oldu! Kimse sormadı, etmedi ve sözüm ona Cumhuriyet kurulunca, Osmanlıdan gelen mirasların hepsine, borçlar dâhil sahip çıkıldı ve en çokta o dönemin cinayetleri kutsanarak bir kenarda kahramanlık öykülerine dönüştürüldü!
6-7 Eylül’de bu ülkede yaşayan ve sadece inanç olarak bizden farklı olanlar lince tabi tutuldu ve hepsi mallarını geride bırakıp canını kurtarmaya çalıştı!
Saymakla bitmez ama ben yine de hafızamıza yer eden bir kaç tanesini yazayım ve bunların hepsi yakın tarihli ve öve öve bitiremediğimiz Cumhuriyet dönemine aittir!
Malatya, Çorum, Maraş, Madımak ve daha niceleri... Hepsi içimizdeki yakma ve linç kültürünün acı sonuçlarıdır!
Dahası hala ortada on yedi bin faili meçhul var ki insanlar, kemiklerini görmeye bile razıyken, ortada bir tek saç teli bile yok!
Günü birlik “ münferit “ denilerek üstü örtülmeye çalışanları saymıyorum bile!
İki gün önce yürek dağlayan bir kız çocuğunun resmî düştü medyaya! Kafasında kanlar akıyor ve henüz sekiz, dokuz yaşlarında...
Suriye savaşı çıktığında dünyadan haberi olmayan bir çocuktu ve ailesiyle savaştan kaçıp buralara geldi! Onun buraya gelmesine sebep olanlara ne demeli bilmiyorum ama bu saldırıyı gerçekleştiren ırkçı faşistlere bir tek sözüm var; siz ne bu ülkeyi, ne dünyayı, ne de insanlığı hak ediyorsunuz!
Örtü olarak kullandığınız ve adına “ Cumhuriyet “ dediğiniz bir ülkede istediğiniz gibi at oynatıyorsunuz!
Çünkü bu güne kadar yaptıklarınızın hepsi yanınıza kâr kaldı ve bu ülkeyi dünyaya rezil etmek sizin için asli görevdir!
Siz bu görevinizle vatansever, sizin bu yitirilmiş aklınıza karşı çıkanlar hep hain olarak piyasaya pompalandı ve onlar bu ülke adına sürekli bedel öderken, sizler ellerinde cinayet aletleri ile cadde, sokak, onları avlamaya çıktınız!
Bir “ cinayetler cumhuriyetine”
Çevirdiğiniz ülkede hala insanlığın canına okumaya devam ediyorsunuz!
*************
HEPİNİZ AYNISINIZ
Suriye’ye girelim diye HDP hariç, hepiniz tezkereye “ evet” dediniz! Sizin bu ileriyi görmeyip her şeye bodoslama atlamanıza karışı çıkanları “ vatan haini” olarak ilan ettiniz ve bunu en çok da HDP’ ye yaptınız!
Suriye derin bir belaydı ve sanki oradan deve yüküyle altın, nehirler dolusu petrol gelecekti!
Esad’ı devireceğim diye göz yumulan iç savaş bize beş milyon mültecinin gelmesine neden oldu ve o zaman “ din kardeşlerimiz” dediğiniz Suriyeliler toplu linçlere maruz kalıyor ve çok iyi biliyorum ki o lince kalkışanlar büyük ihtimalle Suriye’ye girdiğimizde “ vatan- millet” diye nara atanlardır!
Bu sorunu ben çözerim” diyen Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener, bu işte iktidar kadar sorumludurlar! Beraber hareket ettiniz ve o teskereyle pikniğe gidilmeyeceğini çok iyi biliyordunuz! Şimdi çıkıp yanlışınızdan oy devşirme yolları aramayın, gerçekten komik oluyorsunuz!
Bir mülteci varoşu olan Türkiye’nin bundan kurtulma şansı yok!
Afganistan’dan kaçanlar için “ ekonomik alt yapı hazırlayacağız” gibi bir konuşma yaptı, Başkan Erdoğan!
Bu sözü iyi okumadınızsa siz zaten iyi yaşamayı hak etmiyorsunuz ve dünyanıza uygun orta doğulu kardeşlerinizle yan yana olun, bundan iyisini bir daha bulamazsınız!
Vasıfsız ve dünyayı hala öküzün boynuzları üzerinde gören bu mülteci yığını tamda bize göre!
Zaten vatandaş olanların oy vereceği adreste belli, daha ne istiyorsunuz?
Kardeşim!
Savaş böyledir! En namusluyu bile namussuz yapar; dahası en merhametliyi de gaddar yapar, çünkü kuralların o koyar, sen değil!
Şimdi hesabını, kitabını yapmadığınız kurallar gelip kapınıza dayanmış!
Hiç bağırıp, çağırmayın! Hepiniz bu beleye göz yumdunuz ve siz hala vatansever, HDP vatan haini olarak orada duruyor!
Keşke düşünceyi okuyan bir test olsaydı ve kimlerin hain olduğu alnına çekilen bir kara çizgiyle belli olsaydı!
Yok işte!
Olmayınca da meydanı kim parsellemişse, onun yalanları geçerlidir!
Hepinize hayırlı teskereler..!