ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

Abdülhamit  sonrasında  ,Osmanlıdan günümüze,siyaset iki parça üzerine inşa edildi.

                1-Türkçeler.( İtaati Terakki Fırkası.)

                2-Sünniciler.(Hürriyet ve İhtilaf Fırkası.)

                İtaatçiler Turan’a inanıyorlardı. Bütün Türklerin birleşip, güçlü bir Türk dünyası kurmak istiyorlardı. Osmanlının dağılmamasını ancak Turancılıkla  önleyebileceklerini  düşünüyorlardı.

Diğer yandan Hürriyet Ve İhtilaf Partisi yanlıları da kurtuluşun Sünni İslam’da olduğunu inanıyorlardı. Osmanlıyı ancak, Osmanlı Sünni Arap işbirliği ile yaşatabileceklerini düşünüyorlardı. İtaatçiler, kendi siyasi akımlarına  Pantürkizm diyorlardı. Sünnici Hürriyet ve İhtilaf Partisi ise kendisine, Panislamizm  diyordu.

Sonuçta bu iki akımda iflas etti. Turancılık, Enver Paşa’nın Sarıkamış’taki macerası ile sonlandı. Sünnicilik ise Mekke Şerifi Hüseyin’in İngilizlerle işbirliği yapıp, Osmanlı ordularını Hicaz’da, Yemen’de ve Süveyş Kanalı bölgesinde imha edilmesi ile son buldu. Böylece her iki akım da iflas etti.

Abdülhamit, 36 yıl Osmanlıyı çok katı bir diktatörlükle yönetmesine rağmen bu halk tarafında kabul gördü. Bu halk tercihini demokrasiden yana değil diktatörlükten yana koydu. Ama sonuç olarak da bu halk hep güçlü olanın yanında yer aldı. Abdülhamit’e  darbe yapılanca da onun arkasında ağlamadı.

Abdülhamit’i deviren milliyetçiler ise ülkeyi bir maceraya sürüklemiş ve Osmanlı Devletinin sonunu hazırlamıştı. Turana gideyim derken, bütün Osmanlı topraklarını kaybetmişler. Darbe ile gelmiş ,darbe ile gitmişlerdi.

Osmanlının  dağılım sürecinde bu iki anlayış gene karşı karşıya gelmiş ve çatışmış. Milliyetçi akımlar kendine Kuvveyi Milliye diyerek yerel bazda işgalcilere karşı ayaklanmış. Bunun karşısında Hürriyet Ve İhtilaf Partisi yanlısı Sadrazam Damat Ferit Paşa, onları dinsizlikle suçlayarak, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendiye bunların katlinin vacip olduğuna dair fetvalar yayınlatmıştır.

Türkçü ve Sünnici akım Atatürk tarafında birleştirilerek “Türk İslam” adını almıştır.1927 yılında diyanet kurulurken bu hassasiyet gözlenmiştir. Sünni Türk olmayan bütün din, ırk, mezhepler ulusalcılık adı altında Sünni ve Türkleştirilmiştir. Buna karşı gelenler ise acımamasızca imha edilmiştir.

                1925 Şeyh Sait Kürt ayaklanması.

                1937 Dersim katliamı

                1942 varlık vergisi ve sürgüne gönderilen gayri Müslimler.

                1955  İstanbul’da 6-7 Eylül Rumların Kıyımı.

                1978 Malatya Hamide olayları.

 

                1979 Maraş katliamı.

                1980 Çorum katliamı.

                1995 Gazi Mahallesi katliamı

                2011 Roboski  katliamı.

2013 Gezi Parkı katliamları ve diğer katliamları bu pencerede bakmak lazım. Türk İslam sentezi herkesi kendi içinde kendine benzetmek istedi. Benzemeyenleri ise katletti.

Bu süreç  hep vardı. Bazen Türkçü, bazen  İslamcı, partiler hep karşımıza çıktılar ve bizi buraya kadar getirdiler.

İtaatçi Terakki partisinin devamı  CHP dir. Hürriyet ve İhtilaf Partisinin devamı ise DP, AP, ANAP ve AKP olarak bugün karşımıza çıkmakta.

İşte bu iki düzen partisinin dışında kırmakla ve katliamlarla tükenmeyen öteki bir kesim de bugün bayrak kaldırarak ben de varım dedi. Kimdi bunlar? Sosyalistler, Kürtler, Aleviler, Çerkezler, Araplar, Ermeniler, Süryaniler, Romanlar ve diğerleri. İşte bu Türk İslam  kavramının bugüne kadar eritemediği bu kesim, bugün birleşerek, örgütlü bir güç olarak karşımıza çıkmaktalar.7 Haziranda  seçimleri ile  107 yıllık gelenek galiba bozulacak. Türk İslam Sentezi dışındaki ötekiler sistemi zorlayacak gibi görünüyor. İşte demokrasiyi bu aykırı gelişmelerde aramak lazım diye düşünüyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.