İnsanlığın varoluşunda ve devamında, Arının yaşamı çok önemli bir yer tutar. Bu yüzden Arı ve İnsanın aynı zamanda varlığını sürdürmesi gerekir. Arıya sahip çıkmalıyız ve korumalıyız.
Arılar 100 milyon yıldan beri yaşamaktadırlar.
Bilinen ilk arı fosili tam 100 milyon yaşındadır.
Bir böcek türü olan arıların bileşik gözleri vardır. Böceklerdeki bileşik gözler binlerce gözden oluşan petek gibi bir yapıdır.
Erkek arıların iğneleri ve besin toplayabilecek organları yoktur. Sayıca çok az erkek arı vardır.
İşçi arıların hepsi dişidir ve kraliçe arının genetik olarak kopyasıdır.
Kraliçe arılar günde 2000 yumurtaya kadar yumurta yumurtlayabilirler.
Yumurtadan çıkan kraliçe arı larvası arı sütüyle beslenir ve tam 16 günde erişkin hale gelirler.
İşçi arılar karınlarındaki balmumu bezleri sayesinde balmumu üretir ve petek yaparlar.
İşçi arıların ömrü 6 haftadır. Bu süre içinde kovan içinde ve kovan dışında görevler alırlar.
Bir işçi arı kovandan 5 km uzağa kadar olan çiçeklere gidebilir ve geri kovana dönebilir.
Sıradan bir arı kovanında 1 kraliçe arı, bir kaç 100 erkek arı ve 10-80 bin kadar işçi arı olur.
Şanslı bir bal arısının yaşamı 6 bilemediniz 7 hafta kadardır ki bu kovana bir eşek arısı saldırısı olmazsa yaşayacağı süredir.
6 haftalık ömrü boyunca bir işçi arı sadece bir çay kaşığı kadar bal üretir. Bir arının tüm ömrü boyunca çalışıp didinip ürettiği balı biz belki de kahvaltı da ıhlamurumuza koyarız ve oradaki emeği aklımızın ucuna bile getirmeyiz.
Bir kilo bal yapmak için arı kolonisi 14 milyon çiçeğe konar.
Bir kilo bal için 3 kilo nektar toplanması gerekir.
Sonra da insanoğlu çıkıp boşu boşuna yaşadığından dem vurur durur...
İnsan yeryüzünde olmasa dahi, doğa varoluşunu devam ettirebilir.
Oysa bütün bir ömrü boyunca bir çay kaşığı bal üreten bu minik canlı olmasa, insan dünya üzerinde en fazla 4 yıl kalabilir...