ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

            Gençliğimizin ilk yılları Süleyman Demirel’in fotörlü hikâyeleri ile geçti; rahmetli iyi bir Amerikancı ve zam ustasıydı!

            O dönemler bu ülke nüfusunun yarısından fazlası köylerde yaşardı ve köylü ona “ baba “ derdi; çünkü baba köylüce konuşurdu!

           Dünya âlem uzaya yol alıyorken kendisi çok övündüğü mühendisliği sayesinde Devlet Su İşleri eliyle memleketin bütün su ve göletlerini boşaltmakla kalmıyor, yer altı sularını da hortumla çekip memleketin dibini boşaltıyordu!

            Biz sonuçları anlamayan bir milletiz ve bugün yaşadığımız kuraklık ve susuzluğun temelinde Demirel politikaları yatar; buna barajlar da dâhil!

             O Demirel; Amerika’nın dediklerini harfiyen uygulayandı ve gözünü kırpmadan Denizleri idam sehpasına göndermişti!

           Ülkede sağ cinayet şebekelerine ilk arka çıkan odur ve bunu “ bana sağcılar cinayet işliyor” dedirtmezsiniz diyerek tescil etmiş bir kişiliktir!

Tarikat ve gerici akımların temeli onun döneminde atılmıştır; buna Fethullah Gülen’de dâhil!

Bu babanın hakkında yazılacak çok şey var ama sayfalara sığmaz!

            Onun mirasıyla bu güne gelenler, onun attığı ve adına “ zam “ dediği kazığın ismini yumuşatarak bize sundular ve biz bu yumuşak kazığı daha çok sevdik!

Bunun adına “ fiyat ayarlaması “ diyorlar!

İyi bir mühendislik algısı!

            Ölçüyorlar, biçiyorlar ve ayarlayıp bize atıyorlar; üstelik her bünyeye uygun bir standardı var; öyle ya, “ ayarlama!”

           Şimdi bize daha şirin gözükmenin asıl ayarlı kazığını ha bire atıp duruyorlar ve biz bunun farkında değiliz!

Güya piyasayı beş tane market yağmalıyormuş falan!

          Bizim dikkatimizi o boşluğa çekerek durmadan günü birlik elektrik, gaz, su, yakıt kazığı yiyiyoruz ve herkes bunları eşit yerken; algıda bin parçayız ve bize bunları yapana değil; birbirimizin boğazına sarılıyoruz!

Daha çok sarılacağız; çünkü bu eşyanın doğasında bu var ve sağ zihniyet böyledir!

En büyük baba Amerika’dır ve arenada çocukları birer cinayet şebekesidir!

********************

BUNA RAĞMEN

 

            Kendi anayasasına bile “ sen kimsin “ diyen bir anlayıştan uluslararası kurum ve kuruluşlara attığı bağlayıcı imzaları “ neden uygulamıyorsun” diye sormaktan abesi yoktur!

Selahattin Demirtaş kararı ve AİHM belgeleri hiç bir şey ifade etmiyor; etmez de!

Dün bu durumla ilgili süre bitti ve Demirtaş serbest bırakılmadı; bırakacaklarını da sanmıyorum!

Çünkü devlet bir kin ve intikam duygusuyla hareket ediyor!

Tabi buradaki “ devlet “ kastım siyasi iktidardır!

Neticede iktidarı ele alan, devleti de eline alır!

           Bakın ben defalarca yazdım ve bir kez daha söylüyorum; Türkiye hiç bir zaman devlet olmayı beceremedi!

Bundandır ki sürekli darbeler yaşadı!

Bundandır ki vatandaşı hep öteki olarak yaşadı!

            Bundandır ki Türklük ön plana çıkarılarak hep oradan rant götürüldü ve bunu götüren hep küçük bir azınlıktı ve aslında yığınlarca Türk de hep öteki olarak yaşadı!

           Tüm kıyıları yağmalanmış ve en güzide yerleri ve getirisi olan kaynakları dışarıya satılmış, onlar bu işin keyfini yaşarken bize de “ vatan, millet “ naraları atmayı dayatıyorlar ve Allah var; bunda üzerimize yoktur!

Sayıştay raporları açıklandı ve bir çok yerdeki hortumlamalar “ hatalı işlem “ olarak belirtildi!

Belli ki onlar da “ yolsuzluk “ demeye korkuyorlar; buyurun size bir memleket manzarası!

Artık gelen elektrik, doğalgaz ve yakıt zamları gına getirdi!

Tüm maaşı otomatik ödemeye bırakmışsın; yine de yetmiyor!

Yetmiyor da!

Bunlara rağmen bu ülke insanını yarısı iktidardan yana!!

Olsun!

Ben de iktidardan yanayım!

          Bu ülke insanına “ demokrasi “ dediğin anda; ne bölücülüğün, ne de komünistliğin kalıyor ve dahası dayak yemeden kurtarmışsan şanslısın!

Tanrı Türk’ü korusun!

*****************

YURT VE KÜRT

 

              Kürt’leri yakın tarihe kadar karda yürürken “ kart, kurt “ diye ses çıkaran dağ insanları diye biliyorduk!

            İklim değişip karlar gidince Kürt’lerin ayak sesleri dillerine vurdu ve başladılar sonu bitmeyen bir “ le, le...” türküsü söylemeye ve orada bir ekmek gören siyasiler hemen sese döndü; “ gel kardeşim galiba sen Kürtsün, nedir bu uzattığın, bir sorunun mu var” diyerek kimi kolundan, kimi bacağından çekiştirerek ve dahası onun cebinde bir oy olduğunu fark eden direk cebe daldı ve sonra “ şu sesini kes ve gel seni televizyona çıkarayım, bu güzel sesin heba olmasın” dedi ve ona devletin koca tv kanalı TRT şeşi hediye etti!

           Böylelikle Kürt yanık sesi ile baş başa kaldı; geride kalan sesi çirkin Kürt’lerde habire ortalığı vel veleye verdi!

            Yüce devletimiz bunların çoğunu içeri tıktı, geri kalanları yurt dışı yasaklı ve psikolojik bir hapishane travması ile baş başalar..!

Parlamentoya girenler de oldu ve ülkenin üçüncü büyük partisi olarak!

              Onların sesini bastırmak için ülkenin binde bilmem sıfır nokta kaç oyunu alan ve parlamentoya dahi giremeyenlerin sesini sürekli volümü yükselterek açtılar ve onlar şimdi çıkmış “ bu ülkede Kürt sorunu yoktur “ diyor!

Bunu “ bu işi ben çözerim “ diyerek iktidara gelen Reis de söyledi!

            Hele Mustafa Desticinin söylemesi başka bir anlam taşıyor; üstelik Amerika’ya giderken söylemek, bambaşka bir duygu!

Birde nifakçılar “ yurt sorunu “ diye bir uydurukluk daha çıkardılar!

Neymiş, üniversiteler açılmışta, öğrencilerin yatacak yeri yokmuşta bilmem ne?

            Hata bazı kendini bilmezler itibardan tasarruf edip bu çocuklara kalacak yer yapılmasını öneriyor ya; abi Vallahi bunlara kıl oluyorum!

           Biz Amerika’ya giderken dünyayı çatlattık ve yüzlerce koruma, lüks araç ve ekskortlarla dünyanın gözüne gücümüzü soktuk; oraya tarifeli uçakla gelen dünyanın diğer zavallı liderlerine ürettikleri araçlara nasıl binilirmiş gösterdik!

Sonra Reis son kez söyledi “ Bu ülkede ne Kürt, ne de yurt sorunu vardır!”

Zaten bunların ikisi de bu ülkenin mızıkçılarını barındırır; Kürt’ler ve öğrenciler..!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.