'Yalancılar ve ikiyüzlüler, beyinsizler ve körler, burjuvazi ve yandaşları, genellikle özgürlük, genellikle eşitlik ve demokrasi konusundaki boş sözleriyle halkı aldatmak isterler.”Lenin
Dünya da sol ve sosyalizmin fikir babalarından LENİN’İN bu çok önemli sözünden sonra aslında başka bir lügat kullanmaya gerek yok ancak yine de geçen haftaki yazımda kullandığım başlık ve detayları da tekrar gözden geçirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
“ Devir tilki ile plan yapan kurt ile avlanan sonra oturup koyun ile yas tutanların devri olmuş.”
İşte zaten asıl nokta burada. Yalancılar ikiyüzlü zübükler halen bu gün her alanda her platformda tilki ile plan yapıyorlar kurt ile avlanıyor sonradan da oturup koyun ile yas tutuyorlar.
Geçen hafta özellikle Malatya medyasında bu tür olayların olduğunu olmaya da devam ettiğini yazdım. Ancak bu söylem şunu unutmayalım ki her alanda siyasette, sosyal yaşam da velhasıl yaşamın her dakikasında rastlanan rastlanabilinen olaylar.
Her hafta olduğu gibi bu hafta da TkMM de toplandık ve siyasetçileri partilerin ve bağımsız adayları misafir ettik.
İlk önce HDP adayı Aydın Erdoğan ve yanında diğer adaylarla birlikte salona geldi ve moderatörümüzün yanında yerini aldı. Kurallar gereği on dakika kendisini ve partisinin yol haritasını çizdiği beyannamesini anlattı.
Aydın Erdoğan yıllardır tanıdığım çok sevdiğim dostlarımdan birisidir. Erdoğan gerçekten Türkiye yi ve Malatya yı iyi tanıyan bilgi birikimi çok yüksek olan entelektüel bir insan.
Bu nedenle gerçekten çok ciddi bir anlatımla demokrasiden insan haklarına Kürt sorunundan Alevi ve inanç özgürlüklerine halkların kardeşliğinden özgürlüklerine kadar ekonomiden sosyal yaşamın her türlü gerekliliğine kadar her türlü konuları ders anlatır gibi anlattı.
Arkasından sorulan sorulara yine aynı duyarlılıkla ve birikimle cevaplar verdi, kısaca ne yalan ne de ikiyüzlü olmadı.
Daha sonra bağımsız aday Dr. Ali yalçın da bağımsız aday olma gerekçelerini detaylı bir şekilde anlatırken en azında ne yalan ne de iki yüzlü bir durum yapılmamış doğru düzgün ve riyakarlık olmadan düşüncelerini bizlerle paylaşmıştır.
Üçüncü sıradan da AKP 2. Sıra adayı ve başbakanın yakın çalışma arkadaşı danışmanı Taha Özhan misafirimiz oldular.
Misafirimiz diyorum çünkü yıllardır her ay yapmış olduğumuz bu TkMM nin daimilerinden olmamız nedeni ile o etkinliğin ev sahibi durumunda kendimizi görüyoruz.
Taha Özhan AKP iktidarının 2002 de bir devrim yaptığını ve bu devrimin bu günlere kadar birçok olayda kendisini gösterdiğini ve “ yeni Türkiye “ yi yarattıklarını bundan sonra da “ yeni Türkiye “ yi daha da büyüterek devam edeceklerini özet olarak anlattı.
Tabii ki AKP li bir adayın aday olduğu partinin aleyhinde konuşması mümkün değildir.
Ancak tabii ki yalanı talanı riyakârlığı bir kenara bırakarak olaylara pembe gözlükle bakmakta doğru değildir yanıltıcıdır.
Hiç kimseyi hedef almadan ancak gerçekleri açıklamak adına yalana ve ikiyüzlü davranışlara pirim vermeden konuşmak gerekirse bu ülkede 13 yıldır hükümet ya da iktidar olan AKP gerçek anlamda halkın iktidarı olarak yaptığı bir devrimden bahsetmek öyle bir olgudan söz etmek mümkün değildir.
Evet, o günden bu güne bir devrim yapılmış ancak yapılan bu devrim halkın çıkarları doğrultusunda ki yapılan bir devrim değil tam aksine dini temellere dayanan dincilerin öne çıktığı çıkarıldığı karşı devrimin gerçekleştiği doğrudur.
Çünkü ;
2002 den bu yana halen 12 Eylül faşist hareketinin yaptığı anayasa halen yürürlükte değil mi?
YÖK, MGK, RÜTÜK, Gibi anti demokratik kurum ve kuruluşlar halen aktif görevde mi?
Siyasi partiler, seçim yasası halen yürürlükte değil mi?
% 10 barajı gibi ucube bir yasa halen yürürlükte değimli dir ?
Yasama, yürütme, Yargının etkisizleştirilmesi ile mi devrim gerçekleştirilmiştir.
Ülkemizin etrafında ki bir tane komşumuzla bile barışık değiliz böylemi devrim olmuş
Avrupa birliğine girerek mi devrim yaptık?
Bütün bunları ve daha başka soruları alt alta sıralamak çoğaltmak mümkündür.
Bütün bunlarla birlikte o günden bu güne yapılan anti demokratik uygulamalar Kürt sorunu Alevi sorunu Emek sorunu gibi can alıcı Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren konularda hiçbir çözüm yapılmamış yapılmadığı gibi çözümsüzlükle baş başa bırakılmıştır.
Daha düne kadar çözüm sürecini yürüten taraf olarak masaya oturmuş İmralı ile devlet adına müzakereler yapmış yapılmış ancak şu günlerde Cumhurbaşkanı gibi değil başbakan ya da AKP genel başkanı gibi meydanlarda dolaşan RTE bu güne kadar müzakere yi hiçe sayarak sadece milliyetçi oylara göz kırparak “ Kürt sorunu yoktur “ diyerek Türkiye yi başka bir kaosa dolayısıyla sonu ve sonucu belli olmayan olumsuzluklara sürüklemektedir.
Halbuki özellikle Kürt sorunu konusunda müzakereler yapılmış dolma bahçede bir masa kurulmuş taraflar bir araya gelmiş on maddelik çözüm paketi sunulmuş ve tam müzakereler hızlanacağı zannedildiği bir anda bir den RTE “ cızdım ben oynamıyorum “ diyerek topu taca değil tamamen bir daha gelmemek getirilmemek üzere dışarıya atmıştır.
Türkiye Kürdü ile Türkü ile Alevisi sünnisi ile ve diğer azınlıklarla birlikte bir bütündür ve bu bütünlük ilelebet devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti şemsiyesi altında herkesin dil din etnik yapı ve hiçbir ayırım yapmadan yapılmadan bütün halklar yaşamını inançları ile birlikte devam ettirecektir.
Kim eline Kuranı kerimi alarak şehir şehir dolaşarak insanların o tertemiz inançlarını kullanarak o insanlara haksız mesnetsiz, yalan talan anlatırsa anlatsın onlar bu yaptıkları kurdukları korudukları barajın altında kalacak ve bu halka mutlaka bir gün hesap vereceklerdir.
Bu ülkede yalancılar ikiyüzlüler kimse bir gün mutlaka bu halka hesap vermek durumunda kalacaklar bu ülkede ki tüyü bitmemiş yavruların haklarını yiyeler yalanla iki yüzlülükle geçinenler halka ihanet edenler mutlaka bu halka hesap vereceklerdir.
“ Devir tilki ile plan yapan kurt ile avlanan sonra oturup koyun ile yas tutanların devri olmuş.” Derken ya da denilen bu cümleyi tekrarlarken hiç de haksızlık yapmadığımız ortaya çıkmıştır.
Halen bu gün AKP iktidarının bile yapmadığı yapamadığı düşünmediği düşünemediği plan ve projeler üreten bazı sol maskesi takan ancak para için yapamayacağı hiçbir şey olmayan hokkabaz insanlar bu ülkede bu kentte bazı platformlarda söz sahibi olmuş ve bunu kendi çıkar ve menfaatleri için kullanıyorsa vay bu ülkenin başına vay bu inancı savunduğunu söyleyen bazı saf ve temiz inançlı kişilerin başına.
İşte yalancılar ve ikiyüzlü şam şeytanları bunlardır ve böyle yaratıklardır.
Bu yalancı ve ikiyüzlü mahlûkatlarda da onların kullandıkları yancılardan da bu halk mutlaka ama mutlaka hesap sorar soracaktır.