Küresel ısınmayla birlikte, insanlığın geleceği hangi aşamalara doğru gidiyor. Bunu görmek ve insanlığın geleceği açlık ve kıtlık süreciyle birlikte, karşı karşıya kaldığımızı açıkça göstermektedir.
Ekonomik sıkıntılar, küresel güçler derken: yeme içme ithalatı sonunda sapla samanıda dolarla almaya başladık. Geçmişinde Tarım ülkesi olan yurdumuz, nasıl oldu da bu günlere gelmemize vesile oldu. Veya bu günlere getirildi-getirdiler.
Bugün Arguvan'dayım. Köyümü ve çevresinde dolaşma imkânı buldum. Gezimiz sırasında bir değirmene uğrayarak, hem Bulgur ve un fiyatlarına bakmak hem de ekonomik sıkıntılar nedeniyle sohbet etmekti. Dert çok, ekonomik sıkıntılar ve gelecek korkusu insanlarda tedirginlik yarattığı açıkça görülmektedir.
Tarım ilçesi olan Arguvan'da Bulgurun kilosunun 10 TL, bir kilo unun 8 TL olduğunun ve insanların açlık ve yoksullukla karşı karşıya gelindiğinin, bu sürece gelirken tarımın bitirilmesi, tohum yönünden dışa bağımlı kalınması, ata tohumlarımızın yok olmasıyla süreç çok hızlı bir şekilde ilerledi. Ve bugünlere geldik.
Buna geçmişten alıntılarla bir bakalım.
1983-1985 yılları…
Başbakan Turgut Özal’ın çıkardığı üç kararname ile: Tohum fiyatları serbest bırakılıyor, tohum ithalatı serbestleştiriliyor, özel sektör tohumculuğu teşvik ediliyor.
Ve yıl 2017…
Türkiye yalnızca ABD’den 30 yıl içinde, mısır tohumundan pamuk tohumuna, karpuz tohumundan soğan tohumuna, domates tohumundan ayçiçeği tohumuna… 50’ye yakın tohum ithalatı yapmaya başlıyor!
Türkiye’nin en çok tarım ürünü satın aldığı ülke, binlerce kilometre uzaklıktaki ABD…
Bir tarım canavarı… Küresel şirket: ABD’li *Monsanto*…Türkiye pazarına 1997’de tarım ilacı satarak girdi. Bir yıl sonra, Amerikan şirketi Cargill’in tohum bölümünü satın aldı.
Monsanto gibi küresel tarım şirketlerinin, ülkemizde tohuma el koyma süreci 8 Ocak 2004 tarihinde yasalaşan “Islahatçı Haklarının Korunması Yasası” ile başladı.
Tarih 2 Ekim 2006…
İktidarda AK Parti var. TBMM önünde küçük bir grup açıklama yapıyor: *Çok uluslu şirketlerin tohum piyasamızı ele geçirmelerini sağlayacak olan Tohumculuk Yasa Tasarısı geri çekilmelidir.
*Tarih 3 Ekim 2006… Milletimizin seçtiği milletvekillerinin oylarıyla “Tohumculuk Kanunu” çıkarıldı! Dönemin Tarım bakanı Mehdi Eker “Tohum yasasını ilk biz çıkardık” diyerek övündü!
Adı geçen iki yasa, tohum ıslahı yapan şirketlerin haklarını düzenledi. Bu şirketlere devlet eliyle pazar yaratılmasını sağladı. Köylümüzün binlerce yıldır ürettiği ve takasını yaptığı tohumların ticaretini kesin olarak engelledi. Tohumların şirketlerden alınması zorunluluğunu, aksi harekete ağır cezalar getirdi.
Kısacası, bizim kendi insanlarımız yabancılarla işbirliği yaparak kendi köylülüğümüzü, kendi tarımımızı bitirmeye koyuldu.
(08.11.2006 5553 sayılı kanun)
Halkımızın seçtiği vekiller ve hükümet eliyle, Türkiye tarımının planlı şekilde çökertilmesinin, tohum ve bitkilerimizin küresel şirketlerin operasyonlarına terk edilmesinin önü açıldı.
Türk çiftçisine “sen kendi tohumunu kullanamazsın” denilerek Anadolu’daki zengin bitki çeşitliliği yok edilmeye başlandı. Ülkemiz kısır tohuma mahkûm edildi.
Anadolu’nun genetik mirasının birkaç küresel şirketin eline geçme süreci, tohum emperyalizminin ülkemize girişi; ANAP hükümeti ile başladı, AK Parti iktidarı ile devam ediyor.
*Kaynak: Soner Yalçın, *Saklı Seçilmişler*, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2007, ss. 17-25