İnsan hakları; İkinci dünya savaşından sonra savaş yıllarında yaşanan yoğun insan hakları nedeniyle, her bireyin eşit, özgür ve onurlu bir şekilde yaşamasının ancak devletlerin bir araya gelmesi ve ortak bir sözleşme imzalamasıyla mümkün olacağı fikrine dayanan dünya insan hakları günü; ırk, renk, din, dil, cinsiyet, siyasal görüş, ulusal ve sosyal köken, mülkiyet, doğum ve diğer konumları sebebiyle ayırım gözetmeksizin herkesin doğal insan haklarına sahip olduğuna dair düşünceyi içeriyor.
Dünya insan hakları günü, insan hakları evrensel beyannamesinin kabul edildiği 10 Aralık 1948 yılından beri kutlanmaktadır. Türkiye birleşmiş Miletler genel kurulunda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini yaklaşık iki yıl sonra 6 Nisan 1949 yılında imzaladı.
Türkiye 70 yıl önce imzaladığı İnsan hakları evrensel beyannamesine tam olarak hiçbir zaman uyum göstermedi ancak son yıllarda siyasal sistemin otoriterleşmesiyle birlikte İnsan hakları ihlallerinde çok ciddi artışlar yaşandığına dair veriler her geçen gün artmaktadır.
10 Aralık İnsan hakları haftasında, tutuklu bulunduğu kandıra ceza evinde bulunan Garibe gezer gördüğü ağır fiziki ve psikolojik işkence sonucunda uğradığı şiddetli travma nedeniyle kaldığı tek kişilik hücresinde intihar ettiği iddia edildi.
Garibe Gezer’in cenazesine yapılan muamele, kendisini intihara sürükleyen muameleyi aratmayacak kadar katıydı.
İstanbul Kadıköy’de elleri arakadan kelepçeli Sinema emekçisi genç kafasından kurşunla vurularak öldürüldü.
Ceza evlerinde inanılmaz acılar yaşanıyor. Beş yüzü ağır, kendi bireysel ihtiyacını tek başına yapmaktan uzak olmak üzere iki bine yakın hasta mahpus tedaviye erişim hakkından yoksun bırakılmakta, binlerce politik tutuklu ciddi, objektif bir yargılamaya tabi tutulmadan hüküm giymekte, ceza evlerinde ömür tüketmektedir.
Hafıza kaybı yaşayan eski Milletvekili Aysel Tuğluk başta olmak üzere ciddi sağlık problemi yaşayan birçok tutuklunun tutukluluk hali devam ediyor.
Antalya’da Kaçak Cemaat yurdunda gencecik üniversite öğrencisi, Deccalı öldürdüm diyen bir katil tarafından başı kesilerek katl edildi, Öldürülen gencin babasının cinayet karşısındaki tutumu neredeyse katilin fiilini haklı çıkaracak kadar acımazsızdı.
120 Binden fazla KHK lı mağdur yıllardır açlıkla terbiye edilmekte, aile ve çocuklarıyla birlikte sefaletin ve acımazsızlığın pençesinde kıvranmaktadır.
Erzurum’da Bir kuran kursunda, Anne ve babalarının koynunda olması gereken küçük yaştaki çocuklar iğrenç bir biçimde tacize uğruyor ve yaşamları mahv ediliyor.
C.Başkanı Uçakta Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş ’ ın AİHM kararıyla ilgili bir gazetecinin sorduğu soruya, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi altında imzası olmasına rağmen ben bu sözleşmeyi tanımıyorum açıklamasında bulunuyor.
Yaşanan şiddetli enflasyon, işsizlik, zam yoksulluk nedeniyle milyonlarca insanın doğal insan hakkı olan sağlıklı beslenme, barınma, eğitim ve sağlık hakkına kavuşamamaktadır.
Bu listeyi olabildiğince uzatmak mümkün. Düşünce İfade etme hak ve özgürlükler alanında yaşanan ağır ihlaller bir yana, özet olarak ifade etmeye çalıştığım hak ihlalleri sadece aralık ayı içinde yani dünyada ve ülkemizde İnsan Hakları Haftasının kutlandığı günlerde yaşanan hak ihlalleridir.
Şimdi ABD başkanı Bıden’in aynı hafta içinde düzenlediği ve yüze yakın ülke başkanının davet edildiği İnsan hakları toplantısına Türkiye’yi davet etmemesinin nedeni rutinleşen bu hak ihlalleri olabilirimi acaba…