7 Haziran da yapılacak genel seçimler nedeni ile özellikle mecliste gurubu bulunan AKP, CHP, MHP ve HDP partilerinin seçim beyannamelerini günler önce açıkladılar.
HDP Hariç Bütün partiler seçim beyannamelerini daha çok ekonomik temel üzerine oturttular ve her alanda emeklisine asgari ücretlisine ev hanımlarına gençlere her türlü vaatlerle dolu olan bu beyannamelerin hiç birinde demokratikleşme özgürlük barış kelimeleri bile yoktu. Neyse
CHP özellikle emekliye her dini bayram da bir maaşı tutarında ikramiye vereceğini asgari ücreti 1500 tl yapacağını her eve en az 720 tl para gireceğini vaat ediyor.
MHP de aynı şekilde asgari ücreti emekliyi işçiyi dul ve yetimleri bir takım ekonomik vaatlerle iyileştirmeler yapacağını yüksek sesle dillendiriyor.
Her iki parti CHP ve MHP günlük araçları ile sokaklarda caddelerde tv ler de gazetelerde reklamlarla yayınlıyorlar.
Bunların karşısında da iktidar bu vaatlere biraz kızarak bazen gülerek bu vaatler mümkündeğil hatta memleketin ekonomisi çöker diyen de var bu kaynağı bulsunlar bende onlara oy vereceğim diyen bakanlarda var.
Buraya kadar iyi hoş ve güzel.
Her ne kadar diğer partiler gibi bunlarda ses kirliliği yapıyorlar.
Cadde ve sokakları bayrak flama gibi parti sembolleri asarak zaten reklamlar yapılıyor bir de o ses gürültüleri nedir?
Yine de şu ana kadar her türlü propoğanda yapılmasına rağmen siyasi partilerin birbirleri ile centilmence ve siyasi terbiye ile yarışarak çalışmaları taktire şayan bir çalışma olduğunu belirtmek istiyorum.
Evet, tekrar konumuza dönecek olursak.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten iyi bir maliyeci ve para işini iyi bilenlerden yani ekonomiyi çok iyi bilen bir lider olarak iddialı ve çok net konuşarak kaynağın hazır olduğunu en basit olarak ta en azında bu hükümetin yaptığı israfı kesersek işte size kaynak diyor. Ya da kaçak saraya kaynak bulunuyorsa işçiye emekliye neden bulunmasın diyor.
Ha keza MHP nin Ekonomik kurmayları ile konuşan tartışan Devlet Bahçeli de kaynak konusunda sıkıntının olmadığını her şartta kaynağın bulunabilineceğini söylüyor.
Buraya kadar da hoş.
Siyasi partiler halkın yönetimini sağlamak için vardır ve kurulur. Her şeyden önce bir yönetme sanatı veya bilimidir, yani siyaset bilimidir.
Bu yönetimi yapabilmek için de halkın iradesi halkın siyasi bir partiye ya da koalisyon oluşacaksa partilere görev vermesi lazım. Yani oyları ile iktidar etmesi lazım ki vaatlerini ve politikalarını halkına sunabilsin.
Türkiye’de 2002 den bu yana genel yerel ve referandumlarla ilgili bütün seçimlerde birinci ve tek başına iktidar olma yetkisini halkımız sevelim sevmeyelim AKP ne vermiş. O günden bu güne hep açık ara farklarla birinci olmuş iktidar olmuş. Bu seçimde de olur mu olmaz mı 8 Haziran günü bakacağız göreceğiz.
CHP Kurulduktan sonra 1946 yılına kadar tek parti tek şef olarak iktidarda kalmış 1954 seçimlerinde halk desteğini çekmiş çünkü hem Kürtlere hem de Alevileri katletmişlerdir.
Dolayısıyla yaklaşık altmış yıldır hiçbir zaman tek başına iktidar olamamış bir iki kez iktidar ortağı olmuş o kadar.
MHP ha keza 70 li yıllarda MC hükümetlerinde küçük ortak olmuş daha sonra 90 lı yılların sonunda DSP – ANAP – MHP hükümetinde iki yıllık bir iktidar ortaklığı olmuş. O kadar
Şu günlerde yukarda da değdim gibi her siyasi parti özellikle CHP ve MHP iktidar olmuşlar gibi vaat üstüne vaat ediyorlar.
Tabii ki siyasi partilerin nihai hedefi iktidar olmaktır.
Ancak siyasi hiçbir varlık gösterememişsin, Kürt ve alevi sorunlarına duyarsız kalmışsın hatta yok olmaları asimilasyona uğramalarına göz yummuş bütün ezilen sınıfları bu güne kadar görmemezlikten gelmişsin, insanları halkları ötelemişsin.
Velhasıl asıl iktidar olmamak için varlığını sürdürerek partide küçük olsun benim olsun diyerek siyasi yaşamını sürdürmüşsün şimdi de diyorsun ki ben iktidar olursam şunu yapacağım 4 yıl bana yetki verirseniz bunu yapacağım. Ih yemezler
Kılıçdaroğlu iyi bir maliyeci ekonomisttir eyvallah parayı bulmanın hesbını da herkesten iyi yapar ona da eyvallah ama aynı kılıçdaroğlu siyasette istenen özlenen beklenen performansı gösteremedi.
Paranın kaynağını bulmaktan zorlanmayan kılıçdaroğlu on yıllık siyasi hayatında iktidar olmak için gerekli siyasi performansı gösteremedi siyasi iktidarın olabilmesi için gerekli olan 276 milletvekilinin nasıl kazanılacağının kimlerle kazanılacağının hangi kadro ile hangi genel başkan yardımcıları ile yola çıkılacağının ve sol sosyal demokrat siyasetin yapılması gerekliliğini kavrayamadı kavratmadılar.
Tekrar söylemek gerekirse beyler ey kadim muhalefet MHP ve CHP sizler bırakın iktidar olmayı 90 lı yıllarda sırayla baraj altında kalanlarsınız şimdi barajı geçmenin keyfi size yetiyor.
Vaatleri yerine getirmek içim Türkiye’nin şu an ki anayasasına göre 550 milletvekilinden 276 sına sahip olmanız gerekiyor. Tek başınıza iktidar olmayı bırakın korkarım ki ikiniz bile birleşseniz ki hemen hemen siyaseten aynı düşünceler içerisindesiniz yine de iktidar olma şansınız çok ama çok az.
O nedenle her biriniz üç beş milletvekili çoğaltsanız ya da azaltsanız bu ülkede geçen yıllara göre bir şey değişmez ve büyütüp beslediğinizi birini önce başbakan sonra Cumhurbaşkanı diğerini yedi yıl Cumhur başkanı yaptığınız AKP Liler yine önde ve hızla ilerliyor. Hiç olmazsa bu dönem onların hızını kesecek durduracak kimyalarını bozacak diktatörlük anayasası projelerini rafa kaldıracak HDP nin yoluna engel olmayın hatta destek olun ki meclis yaşasın meclis yaşasın ki az da olsa yine mecliste milletvekili olarak olabilesiniz kalabilesiniz. Yok aksini düşünürseniz ve aksi de olursa daha meclis meclis göremezsiniz siz bilirsiniz. İbrahim Göçmen