Yanılmışım,
Yeni yılın ilk sabahına merhaba dediğimizde,
“Göreceğiz ki değişen hiçbir şey yok, her şey aynı” olacak diye yazmakla.
Daha ilk dakikalarında belli oldu,
2022’nin ne denli zor ve sıkıntılı bir yıl olacağı.
Yeni yıla girmenin heyecanı, mutluluğu ile gülümserken,
Birbirimizi kutlayıp iyi dileklerimizi söylerken…
Adettendir, ülkemiz yöneticilerinden gülümseyen ifadelerle iyi dileklerle dolu mesajlar beklerken…
İlk dakikada ilk kararlar düştü haberlere,
Elektriğe, doğalgaza, mazota, gaza, benzine, trafik sigortasına, köprülere, yollara, vergilere, harçlara yapılan zamlar…
RTE-AKP’nin 2022’ye nasıl baktığını ve bizleri nelerin beklediğini görmemize,
Yetti de arttı bile...
*
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
Bir gecede (20 Aralık) devletin boşalan kasasını,
Geceden sabaha kasaları dolan bazılarını,
Bir gecede devletin uğradığı zararı,
Halkın yani bizlerin ne kadar yoksullaştığını,
Öğrenmeye çalışırken,
Mutluluktan ışıldayan gözlerle baktı bakan,
İşin gerçeğini gördük o zaman…
*
Daha zam fırtınasının şokunu yaşarken,
İşçileri ve emeklileri enflasyona karşı ezdirmeyeceğiz, nutuklarını dinlerken,
Maaşlara yapılan zamlarla geldi ikinci şok dalgası.
İktidarla uyumlu Türk iş Aralık 2021'de açıklamıştı,
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4.013 TL, yoksulluk sınırı 13.073 TL.
Asgari ücret yüzde 50 yükseltilmişti açlık sınırının hemen üstüne, 4.253 TL.
Umut fakirin ekmeği denir ya,
Emekliler de bekledi, en az asgari ücret kadar maaşı.
Zamlarını belirleyecek enflasyon açıklandı, yüzde 36,08.
RTE-AKP dedi ki,
Ve büyük bir olay olarak açıklandı,
2.500 TL oldu emeklilerin %70’inin maaşı.
*
Hesap kitap yapmalı, nasıl geçinilir bu maaşla.
Simit 2,5 TL, bir bardak çay 2 TL,
Dört kişilik bir aile yerse günde üç öğün simit, çay
Tutar, 1.620 TL.
Üstüne elektrik, gaz ya da kömür, kira…
Gerisini bozdur bozdur harca.
Ey emekli, açlığını gider açlık sınırının altında kalan maaşla.
Lüks kullanım telefon, araba,
Lüks tüketim et, sebze, elma, portakal, ayva,
“Lüks içinde yaşamak” olmaz emekli insana.
*
İzmir’den bir arkadaşım anlattı,
Bir kadın yurttaş bağırıyormuş, yattığınız yerden alıyorsunuz bu maaşı.
Kendisi de olacak bir gün emekli,
O zaman anlayacak emekliliğin ne anlama geldiğini.
20 yıl çalışıp, 7200 iş gününü tamamlayıp, 60 yaşının dolmasını bekledikten sonra
Alacağı 2500 TL emekli maaşıyla,
Hak ettiği insanca yaşayamamanın ne demek olduğunu.
Çalışırken maaşından ödediği primlerin karşılığıdır emeklinin maaşı.
Ödediği primlerin fonlarda, yatırımlarda işletilmesi de işin cabası.
*
İster işçi ol ister memur ister esnaf ya da çiftçi,
Emeğe, emekçiye, emekliye değer vermeyen bu düzende,
Döktüğün terin verdiğin emeğin karşılığında,
Çalışırken, üretirken kurduğun hayallerin çok uzağında,
Kalırsın eşinle bir köşede, ele güne muhtaç yokluk içinde, tek başına.
*
Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar (12.11.21) diye yazdım bu köşede,
Emeklilerin bir araya geldiği Tüm Emekliler Eşgüdümü olarak isteklerini…
10 milyona yakın emekli,
Dünün üreteni, bugünün insanca yaşamayı hak edeni,
Bir araya gelmeli sendikalarda, derneklerde, gruplarda…
Hep birlikte sahip çıkmalı haklarına, yaşamına.
Sendikalar, dernekler bırakmak zorunda kendi içlerindeki ayrışmayı bir kenara,
Emeklilerin hakları için gelmeliler yan yana.
İlk ve tek koşul,
Haklar için söz sahibi olabilmek yönetimlerin karşısında.
Söz hakkın yoksa, verilene karşı elin kolun dilin bağlıysa,
Düzenin bir piyonu olursun sermayenin karşısında,
Bu ileri demokrasi arenasında.
*
Daha çok söz var söylenecek, yazılacak ama,
Noktayı koyalım son bir hatırlatmayla,
Yılbaşı gecesinin hediye zamları daha yansımadı fiyatlara, faturalara…
Sözün bittiği yerdeyiz, anlayana!