“Onları (evlatlıkları gerçek) babaları adına çağırın. Allah’ın yanında bu daha doğrudur…” (Ahzab: 5)
“… Allah’ın kitabında akrabalar diğer mü’minlere nazaran birbirlerine daha yakındır…” (Ahzab: 6)
Ben bu ayetlerden şunu anlıyorum: Kuran, İslam toplumunu inşa ederken bile, kimlik inşasında ve hukuki münasebetlerde akrabalık (kan) bağını esas alıyor.
Benzer durumu Hz. Musa ve Hz. Muhammed’in toplumları için temsilci seçimlerinde de görüyoruz; her kabilenin kendilerinden bir temsilci seçmeleri öneriliyor...
Bu da bize, İslam’ın her zaman olguyu kurguya tercih ettiğini göstermektedir.
O halde; ümmet mi, ulus mu, yoksa gerçek mi?
**************
“Kamber Ateş, nasılsın?”
Demir parmaklıklar ardındaki oğluna söyleyebildiği tek cümle buydu: Kamber Ateş, nasılsın?
Çünkü anne Türkçe bilmiyordu, Kürtçe konuşmak ise yasaktı!
Kadının bildiği tek Türkçe cümle, hapishane kapısında kendisine ezberletilmiş olan “Kamber Ateş, nasılsın?” cümlesiydi…
O da tek bildiği o cümleyi oğlunun gözlerine bakarak tekrar edip durmuştu: Kamber Ateş, nasılsın?
Evet, işte bu dramatik cümle ile kamuoyuna mal olmuş olan anne İpek Ateş, bugün Hakka yürümüş; zalimlerden Kürtçe hesap sormak üzere…
Allah rahmet etsin…