HDP seçim bürolarına saldırılar sürüyor. Mersin ve Adana’da profesyonelce bombalı saldırılar yapıldı. HDP seçim bürolarına şimdiye kadar, 63 saldırı yapıldı. Şimdiye kadar yakalanıp, yargılanan kimse
Olmadı.
Bu saldırganlar bozkurt işareti yapmasına rağmen, MHP tarafından sahiplenilmedi.
Demek ki MHP ile bir bağlantısı yoktur. Amaç belli, HDP yi çatışmaların içine çekmek ve onu baraj altında bırakarak, Kürt halkının iradesini çalmak. Ama HDP bunların oyununa gelmeyeceğini açıkladı. Sayın Selahattin Demirtaş, miting alanlarında, mesajın alındığını söyledi. Cevap olarak da birilerini halen başkan yapmayacağını açıkladı. Bu profesyonel bombacılar yakalanmadı ve yakalanmayacakları görüşü kamuoyunda yaygın. CHP kamuoyu karşısında çıkıp bu korkunç saldırıyı kınamadı. Sosyal medyada yapılan kınama yeterli miydi onu bilmiyorum. Daha önce aynı oyun Ağrı’da denenmişti, ama tutmamıştı.
Aslında AKP, tarihsel sürecini tamamlamıştı. Yani yolun sonuna gelinmişti. İşte AKP bunu kabul etmek ve buna inanmak istemiyordu. Bütün sancıların kaynağı da burasıydı.
AKP ile emperyalizmin Ortadoğu politikaları arasında bir derinlik vardı. AKP ile BOP arasında bir ilişkinin olduğunu herkes biliyor. ABD emperyalizmi Ortadoğu’yu yeniden biçimlendiriyor. Ortadoğu’da dengeler yeniden oluşturulmaya çalışılıyor. Kim ne derse desin ABD Ortadoğu politikaları hep başarısızlıkla sonuçlandı. ABD artık dünyayı yönetmekten zorlanıyor. Ortadoğu’da ise daha da çok zorlanıyor.
ABD emperyalizmi Ortadoğu’da İsrail’in ezeli ve ebedi düşmanlarını imha etmeye karar verdi. Bu kararı Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’a yaptıracaktı. Irak, Suriye ve Libya’da darbeler yapıldı. Bu darbeler topluma demokrasi gelecek diye lanse edildi. Bu üç ülkeye de kan ve gözyaşında başka bir şey gelmedi.
ABD, Arap Baharı adı altında Ilımlı İslam anlayışını egemen kılmak istedi. Ilımlı İslam’ın açılımı İsrail karşıtı devletlerin imha edilmesiydi. Ama evdeki Pazar çarşıya uymadı. Libya’da, Irakta, Suriye’de diktatörler yıkıldı. Ama bunların yerini demokrasi güçleri değil, IŞID doldurdu. IŞID hem acımasızca kendinden olmayanın kellesini kesiyordu, hem de esir aldığı kadınları kendi dinsel anlayışı içinde pazarlarda satıyordu. Bunların egemen olduğu alanlarda tam bir insanlık dramı yaşanıyordu.
ABD, şimdiye kadar Müslüman coğrafyada, Yeşil Kuşak, BOP, İhvani İslam (Arap Baharı-Müslüman Kardeşler) ve benzeri birçok proje geliştirdi. Ama hiç birisi de sonuç vermedi ve verme şansı yoktu. Arap Baharı denilen Müslüman kardeşler anlayışı İslami referanslı ve seçimle gelen bir iktidarı hedefliyordu. Bu anlayış başta Suudi Arabistan olmak üzere birçok Arap krallıklarını rahatsız etti. İslam ile demokrasi bir arada olmadı ve yıkılan rejimlerin yerini El Nusra, IŞID, El Kaide gibi Selefi örgütler doldurdu.
Türkiye’ de bu sürecin bir devamıydı. AKP hükümeti İslam ile demokrasiyi birlikte yürütecekti. AKP model parti olacaktı. Türkiye ise Arap dünyasına model ülke olacaktı. Olmadı.
Türkiye, ileri demokrasi olacaktı. AKP, mevcut demokratik kırıntıları bile ortada kaldırdı. Yasama, yürütme ve yargı, hükümete bağlandı. AB kriterlerinde vaz geçildi. Suriye’deki mezhepçi politikalar, ülke genelinde tepki gördü.
AKP artık eski havasında değil. ABD onu dışladı. Avrupa onu dışladı. Komşularının tamamı onu dışladı. Liberaller desteklerini çektiler. Cemaat ile ortaklık bitti.17-25 Aralık zıpkın gibi bedenine saplandı. Barış süreci tek taraflı rafa kaldırıldı. Sermaye desteğini çekti. Yasama, yürütme ve yargı tek elden toplandı. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı artık 400 milletvekili istiyor.
Siyasi İslam böylece çok kötü bir sınav vererek yolun sonuna geldi. Bütün bunları üst üste toplarsanız, AKP ‘nin de sonunun geldiğini görürsünüz.
7 Haziran seçimleri AKP nin sonu olacağı kamuoyu yoklamalarında gözükmekte. Ancak, iktidar el değiştirmeye hazır görünmüyor.7 Haziranı bekleyip göreceğiz.