Rusya’ nın Ukrayna’ya karşı başlattığı ve her geçen gün şiddetlendirerek sürdürdüğü savaş can almaya devam ediyor. Bir süre sonra savaşı uzaktan izleyenler, savaşı sanal oyundan ibaret olarak görmeye başlayacak.
Yani Ukrayna halkının yaşadığı acı ve ölüm karşısında her türlü insani duyguyu yitirecekler. Her gün yüzlerce insan, kadın, erkek, çocuk, yaşlı, mülteci, askerin ölümü sıradanlaşarak kanıksanmış olacak.
Şehirler, kasabalar yıkılacak, savaşın içinde olanlar ölmeye, dağılmaya, parçalanmaya, acı çekmeye devam ederken, savaşı ekranlardan izleyenler kendi dünya görüşleri ve bakış açıları üzerinden yorum yapmaya devam edecekler.
TV Ekranlarında kendilerini savaş stratejisti olarak tanımlayan güruhlar, savaşın bir insanlık suçu olduğunu görme yerine, kendi politik tercih ve ideolojik bakışlarına göre değerlendirerek, spor müsabakası taraftarıymış gibi tuttukları tarafın kazanmasını arzulayacaklar.
Rusya’nın haklı ve meşru bir savaş başlattığını iddia edecek kadar ideolojik saplantı içerisinde olanlar var olduğu gibi. ABD, NATO ve batının kışkırtma ve gazına gelerek halkını acımazsız bir savaşın kurbanı haline getiren Zelenski ’yi kutsayanlar da olacaktır.
Oysa haksız ve zalimce dayatılan bir savaş ortamında, çağın en dehşet verici savaş teknolojisiyle insanlık yok ediliyor.
Günahsız, savunmasız insanlar canlarıyla bedel öderken savaş kararını alan ve uygulatan diktatörler son derece korunaklı karargâhlarında ölüm emirlerini vererek kendi egolarını şişirmeye, diktatörlüklerini, imparatorluklarını, iktidarlarını, güçlendirmeye ve korumaya çalışarak işledikleri savaş suçunu meşru güvenlik ve egemenlik haklarıyla açıklamaya devam edecekler.
Kendilerine varlıklarına, egemenlik haklarına yönelik her hangi bir tehdit ve saldırı bulunmazken, ruhlarında depreşen yayılmacı, sömürgeci, faşizan ve her türlü kirli emellerini gerçekleştirmek üzere bağımsız, egemen ülkelere saldırmakta, öldürmekte, yıkıp yakmakta beis görmezler.
Dolayısıyla yakın ve uzak tarihte olduğu gibi bütün savaşlar diktatör ve diktatör yel rejimler tarafından yayılma, işgal etme yer altı ve yer üstü kaynaklarına el koyma amacıyla ve hiçbir haklı gerekçeye dayanmadan yapılmış ve günümüzde de yapılmaya devam edilmektedir.
Günümüzde yapılan savaşların yıkıcı etkisi sadece yapıldığı bölge, alan ve noktayla sınırlı kalmamakta, savaşan ülkelerle her hangi bir ilişki (siyasal, ekonomik, askeri) içerisinde olan başka ülkeler de doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmekte, savaşın sarsıcı sonuçlarıyla karşılaşmaktadır.
Rusya ve Ukrayna ile ekonomik ilişki içerisinde olan Türkiye ve Türkiye toplumu savaşın ilk haftasından itibaren büyük bir yoksullaşma ile bedel ödemektedir. Savaşın uzun sürmesi halinde yoksulluk yaygınlaşarak derinleşecektir. Şimdiden temel gıda maddelerine erişim her geçen gün zorlaşmaktadır.
Bütün savaşlarda olduğu gibi, işgal altında olan Ukrayna’da da savaşın acı bedelini kadınlar ve çocuklar ödeyecektir.
Günümüzden 165 yıl önce 1857 yılında ABD nin Newyork kentinde kadın emekçilerin başlattığı ve zaferle sonuçlandırdığı Ekmek, barış ve gül savaşının yıl dönümüne denk düşen bu haksız savaşın bir an önce son bulmasını, bütün kadınların, çocukların ve tüm insanlığın kalıcı bir barışa kavuşmasını diliyor tüm emekçi kadınların gününü kutluyorum.
