Beyinlerinde hep çağdaş ve dinç kalan sürekli bir bilgelik;
Yüreklerinde üretken, yapıcı ve yaşatan bir cesaret;
Davranışlarında her zaman, her koşulda ve herkese karşı hukuka ve adalete uygunluk;-İnançlarında koşulsuz ve ayrımsız duygudaşlık, kötüden ve yanlıştan uzaklaştıran; iyiye, doğruya ve güzele yönelten bir insan sevgisi;
Sofralarında ve ömür boyu her türlü harcamalarında sadece. kendi emek ve alın teri ürünü olan helal kazanç;
Zalime, zorbaya, her türlü baskıcı ve yıkıcı güç ve güçlere asla boyun eğmeyen çelik bir inan aç ve irade;
Aklın ve bilimin verilerini kullanıp sürekli olarak, tüm insanlık için iyinin, güzelin, üretkenliğin ve faydalının peşinde koşan;
Halkına, ulusuna, devletine ve bayrağına karşı daima saygı, sevgi ve sadakat besleyen; ancak hak, hukuk, ahlak ve adaletten sapan iktidar mensuplarına boyun eğmeyen;
Gönül ikliminde hiç bir insan soyuna karşı cebir, şiddet, kin ve nefret barındırmayan;
Gelecek projelerinde de adalet, hukuk, ahlak ve insanlık rotasından başka seçenekler mevcut olmayan;
TÜM İNSANLAR ÇAĞDAŞ VE ONURLUDUR.
İnsanlar hayal kurup umutlu oldukça yaşarlarmış. Ben de böyle bir adil ve üretken bir devlet, gelişmiş bir toplum, özgür ve uygar birey hayalleri ve umutları içinde yaşamak istiyorum.
Hayal ve umut; her ikisi de hem faydalıdır ve hem de bu günümüzü geleceğimize bağlayan bir umut köprüsüdür.
Umutlarınız hiç tükenmesin, güzel ve adil bir gelecek için kurduğunuz umut köprüleriniz de hiç eksik olmasın.
**************
DIKTATÖRLÜKLER NASIL YAŞAR?
Eğer gönüllü, bağımlı, aklını kullanma yeteneğini kaybetmiş zihinsel sadık köleler; çıkarcı enteller( yarı cahil çakma, çıkarcı entelektüeller), din bazlar,(çıkarcı dinsel örgütlenmeler kurarak dinden geçinenler), din tüccarı siyasi pazarlamacılar, diktatörleri kendi ulusal çıkarları için kullanan küresel emperyalist ülkeler; bu emperyalistlerin ülke içindeki işbirlikçileri; tüm bunlara ek olarak da ; mevcut, olumsuz, geri bıraktırıcı sosyo- ekonomik ve sosyo-kültürel yapıyı pekiştirmeye ve sürdürmeye programlanmış bir eğitim sistemi ve sonuç olarak çoğunluğu oluşturan cahil halk yığınları olmasa diktatörler olmaz ve diktatörlükler yaşayamaz. Kıssadan hisse almayı sizlere bırakıyorum.