Tarihe geriye dönük şöyle bir baktığımızda daha çok gerilere gitmeden Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1929-1937 yılları arasında 12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kutlandı.
Bu tarih, Bursa'daki Yıldırım Darüşşifası'nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapıldı. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı oldu.
1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir.
Tarih kitapları böyle yazıyor
Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ne demiş “ Beni Türk hekimlerine emanet ediniz “
10 Kasım 1938 de Atatürk’ü ölüme götüren hastalık süreci 1937 yılında başlamıştı. Mustafa Kemal Atatürk, "Beni Türk hekimlerine emanet edin" derken acaba ne demek istemişti?
Hastalığın ilerlediği son dönemde, yine paşanın müsaadesiyle yurt dışından da sahasında uzman doktorlar getirtilmiş Türk doktorlarla birlikte tedavi de yer almışlardır.
Türk hekimlerinin Hekimliğin yanında Bayrağına toprağına kısaca vatanına milli duygularla bağlı olan bununla donanmış bütün hekimlerimiz, mesleği gereği yaşamı ön planda tutmanın yanında yeri geldiğinde ölmesini de bilendir.
Nitekim İstanbul Tıbbiyesinden 1921’de mezun olması gereken tıp öğrencileri okullarını derslerini bırakarak önce vatan diyerek 19 Mayıs 1919 de Çanakkale de ki kurtuluş savaşına katılmışlar ve o cephedeki çarpışmada hepsi birden şehit düşmüşlerdir. Bizler şimdi onların o yürekli yiğit duruşları ve savaşları sonucunda onların sayesinde Türkiye Cumhuriyetinde al bayrağın altında yaşıyoruz.
İstiklal savaşında hayatını kaybeden cephede şehit düşen tüm halkımızın ve hekim adaylarımızın hepsinin Onların ruhları şad mekânları cennet olsun.
Gelelim 14 Mart tıp bayramına:
Tıp bayramı denilince doğal olarak doktorlarımız ilk akla gelse de bana göre sağlık alanında çalışan odacısından profesörüne kadar büyük bir kitleyi kapsamaktadır. Tabii ki herkesin ayrı ayrı görevleri işleri hizmetleri vardır ama hepsi birden sağlıkçı tıpçıdırlar.
Özellikle son iki yıl yanı 10 Mart 2020 den başlayıp günümüze kadar gelen ve sadece Türkiye yi değil Tüm Dünya yı kasıp kavuran milyonlarca insanın ölümüne sebep olan COVİD-19 belası süresince işte bu tıpçılar sağlıkçılar neler çektiler neler yaşadılar tahmin etmek bile mümkün değil.
Hepsi A dan Z ye kadar gece demedi gündüz demedi yağmur yaş kar kış demedi hastalarına ama her türlü hastalarına koştular koşuyorlar.
Aslına bakarsan bunların hepsinin emekleri ödenemez. Parayla pulla değerlendirilemez çünkü her biri başlarında hocaları, doktorları, hemşiresi, hasta bakıcıları hatta odacılar hep birlikte insanı insanları yaşatmak onları hayata kavuşturmak için canını dişine takıyor en fazla çabayı sarf ediyorlar.
İşte bu nedenle büyük lider Mustafa Kemal ATATÜRK beni Türk hekimlerine emanet edin demiş.
O zaman da tıp Dünyasına damgasını vuran bu günde ilimizde ülkemizde yeryüzünde olduğu bu günde çok önemli hastalıklarda başarıdan başarıya koşan doktorlarımız vardı bu günde var.
Malatya’mızın son on yılına şöyle bir bakalım.
Kendi branşlarında
Bir Prof. Dr. MESUT PARLAK Daha bir yerde görebilir mi yiz?
Bir Prof. DR. FATİH HİLMİOĞLU NU daha bir yerde görebilir mi yiz?
Bir Prof. Dr. SEZAİ YILMAZ daha bir yerde görebiliyor muyuz.?( Genel cerrah kara ciğer nakilci )
Bir Prof. Dr. RAMAZAN ÖZDEMİR (kalp damarAnjio )
Bir Prof. Dr. AHMET KIZILAY (KBB )
Bir Prof. Dr. BEKTAŞ BATTALOĞLU ( Kalp ve damar cerrahı )
Bir Prof. Dr. MUSTAFA AKARÇAY (KBB )
Bir Prof. Dr. TEMEL YILMAZ ( Endokrinoloji )
Bir Prof. Dr. SÜLEYMAN ÇAYLI. (beyin cerrahı )
Bir Dr. EKREM TUNCER (genel cerrah )
Bir Prof. Dr. YÜKSEL SEÇKİN ( Gastroloji )
Bir Doç.Dr ŞIHO HİDAYET ( kardoiloji kalp ve damar )
Bir Doç. Dr. BAHRİ EVREN ( Endokrinoloji)
Bir Doç. Dr. ARİFE ŞİMŞEK ( Genel cerrah ) ……….gibi bilim adamı hekimlerimizi bir daha bir yerde görme şansımız var mı? O nedenle bunların ve bunların yetiştirdiklerinin kıymetini sonsuza dek bilmeliyiz.
Bunlar bir anda aklıma gelen Malatyalılar ya da Malatya da uzun süre görev yapmışlarımız.
Ben inanıyorum ki Tüm halkımızın Malatya’nın hatta Türkiye linin anında aklına gelebilecek kendi dallarında zirve yapmış doktorlarımız hekimlerimiz.
Malatya’nın yetiştirdiği bilim adamları hekimleri.
Bu ve bunlar gibi hocalar kolay yetişmiyor.
Geleceğin hekimlerini de bu ve bunlar gibi çok değerli hekim ya da doktorlarımız yetiştirecek yetiştiriyorlar.
Bütün bunları neden niçin yazıyorum?
Bu gün bu hocalarımızın elinde yetişen yüzlerce binlerce hekim doktor adayı ya da Dr. olanlar kendilerini Avrupa da bir ülkeye atmaya çalışıyorlar. Tabii sadece doktorlarımız değil çok büyük bir beyin gücü kitlesi bu ülkede tabir caizse kaçıyor dışarıya sığınmaya çalışıyor.
Peki, bu beyin göçlerinin gittiği gideceği ülkeler Türkiye den güzel mi? Asla
Denizi, güneşi, dağı, taşı, doğası güzel mi yer altı yer üstü zenginlikleri, suyu güzel mi? O da asla
Çünkü Canım ülkemiz öyle bir yere yerleşmişiz Dünyanın öyle bir coğrafyasındayız ki yer altı ile yer üstü ile tam bir hazine ve doğa güzelliğine sahip.
Ancak gel görkü bu ülkede yönetim ve yönetici fakirliği var.
Mustafa Kemal ATATÜRK ten sonra gelen bütün iktidarlar az az da olsa payları olan ehliyetsiz liyakat sız diplomasız kişilerin yönettiği bu güzelim ülkemiz, dışarıdan ipi sapı belirsiz kişilerin mürteci olarak buraya yerleşmesi ve ekonomik sosyal sorunlar nedeni ile ülkeyi terk eden beyin göçü ile karşı karşıyadır.
Bu beyin göçüne bu ters gidişata dur demesi gereken onların istek ve taleplerini hiçbir şekilde ret etmeden karşılaması gereken yönetim yöneticiler işi sarpa sürerken çözümsüzlükte ısrar ediyorken Bu gün de Cumhurbaşkanı “ bırakın gitsinler “ diyor. Gitmiyorlar buradalar burada kalacaklar.
Atatürk beni hekimlere teslim edin diyor bugünküler de özellikle DR. Gibi yetişmiş insanlara giderseniz gidin diyorlar diyebiliyorlar.
Cumhurbaşkanının bir zamanlar dediği gibi Neredeeen nereyeeeee
Bütün bunlara rağmen inanıyorum ki bu sistem böyle devam etmeyecek.
Bizim hekimlerimizde ülkelerini bırakıp gitmeyecek.
✅Sağlıkta şiddetin en ağır şekilde cezalandırıldığı
✅Sağlık emekçilerinin özlük haklarının ve çalışma koşullarının iyileştirildiği
✅Hekim maaşlarının yoksulluk sınırının en az iki katı olduğu
✅Hastayı mağdur etmeyen sağlık sisteminin kurulduğu.....
güne kadar direnecekler direniyorlar fazla bir şey değil haklarını geçimlerini sağlayacak hayat şartlarını aşabilecek ortamın sağlanmasını istiyorlar. Çok mu bir şey istiyorlar?
Tüm sağlık çalışanlarının doktorların hemşirelerin kızım gibi eczacıların diğer kızım gibi hastane sekreterlerinin damadım gibi tüm doktorların bu gün burukta olsa ancak yârin aydınlık günlerin geleceği temennisi ile TIP BAYRAMINI kutluyor
Nice sağlıklı huzurlu barış dolu haklarınızın elde edildiği bayramlar diliyorum
SON SÖZ: Hükümdarlar gelir geçer ama dünyanın daima hekimlere ihtiyacı vardır.(ALINTI)İbni-i Sina