AK Parti ve MHP tarafından hazırlanan 15 maddelik Seçim Kanunu Teklifi Meclis'e sunulması, yüzde 10 olan seçim barajının yüzde 7'ye ve daha da aşağıya indirmeleri, demokrasinin bir gereği olan seçim yasasının yerine getirmeye itiraz edilemez.
Yüzde 10 ile dünya devletlerinin en yüksek seçim barajının ülkemizde halen de olmasının sebebi; 12 Eylül cuntası lideri faşist Kenen Evren döneminde, ülkeye siyasi istikrarı sağlamaya yönelik koalisyon hükümetleri yerine despotik tek parti yönetimlerini iktidara getirmekle, ülke demokrasinin altına kibrit çakar gibi, demokrasinin anasını ağlatırcasına bir ayıbı olmaktan öteye olmayan bir yönetim biçimini oluşturdu.
Demokrasi düşmanı Evren faşistin %10'luk baraj sistemini uygulamasıyla, AKP'yi öne almakla almış olduğu %34,5 aldığı oy oranıyla 363 Milletvekili çıkartmasının karşı, milli iradenin %66'sını yok sayılmış oldu. Seçim barajı tartışmasının yeniden gündeme getirilmesi teklifi yerinde ve olması gerekenidir.
Diğer ülkelerde olduğu gibi, seçim barajının %7 değil de % 0 ile %5 arasında olması gerekiyordu. Böylesi demokratik olan girişimin kendilerinin çıkarları gereği, sihirli formüllerin peşinden olduklarının bir gerçeğidir.
Mesela, 20 senelik iktidarları döneminde geçerli olan yüzde 10'lun baraj, nasıl oldu da, bu dönem içinde mi akla geldi veya milli iradenin doğrudan parlamentoya yansımadığını şimdiye dek bilmiyorlar mıydı?
Seçim anketlerdeki düşüş oranlarını gören MHP'nin rahatsızlığını rahatlamak için, önerilen yeni bir kanun teklifi olduğuna şüphe yoktur. Aksi halde, AKP'nin oy çoğaltması ve MHP'nin yüzde 10 barajı aşması hayalleri suya düşer olmasında kaynaklanıyor.
Seçim yasasındaki "Seçim Barajının" %7'ye indirileceğine dikkatleri çektirmenin ötesinde, seçim yasasından değişiklik yapmak istedikleri diğer 15 maddeleri ne şekil değiştireceklerin altında mutlak bir bit yeniğinin var olmasına var ama neler olabileceği tahmin etmek her ne kadar kolaysa da, hadi hayırlısı diyelim.
Yani değişiklik yapmak istedikleri 15 maddelere ilişkin şüphelerden uzak durulması inanılacak gibi değildir. Fazla Milletvekili çıkaran partinin yönetileceğine dair yasalaştırmakla, AKP ile MHP'nin ittifakıyla yönetilmek istendiği kesin görülmelidir.
Anketlere göre, en çok oy alan partinin de AKP olduğuna göre, MHP'den katkı sağlamakla iktidar olma amaçlarına uygun hale getirmeye yönelik yasalaştırmaktır. Dolayısıyla seçim barajını düşürülmesi, büyük partilerin çok oy almaları ve küçük partilerin de barajı aşmalarına yönelik dezavantajlar sağlayacak değildir.
Mesela, barajın aşağıya inmesi durumunda, HÜDA partisinin seçmenine göre, %7 barajını aşabiliriz umuduyla AKP'ye oy vermekten vaz geçeceklerin de, haliyle AKP oylarından bir azalmanın olacağı gibi, MHP'nin de seçim barajını aşacağına emin olan BBP seçmeni MHP'ye değil kendisinin tabi olduğu BB Partisine oy vermeye yönelecektir.
Yani küçük parti seçmenler, sahip oldukları partinin barajı aşmaları için ellerinden geldiği kadar katkıdan bulunmaya çalıştıklarında; kendilerin siyasi görüşlerine yakın diğer büyük partilere oy vermeyecekleri kesindir.
Diğer bir yönü de; geçen seçimlerde, CHP her ne sebep olsa bile barajı asacağına inanan seçmenlerin bir kısmı ise, HDP' nin baraj altından kalmamasın düşüncesiyle, HDP' ye oy verdikleri inkâr edilemez.
TBMM'de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diye yazılmasındaki anlamı, egemenliğin tek kişinin inisiyatifinde veya keyfi yönetiminden olmadığının ifadesidir.
Temel insan haklarına ve evrensel hukuk normlarına dayalı yönetim biçimlerinde, halkın kendisinin hür iradesiyle tayın ettiği vekili aracılığıyla direk parlamentoda temsil edilmesi, demokratik bir hak ve özgürlük olmalıdır.
