ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

           Bağışıklık sisteminin desteklenmesinde kullanılan maddeler A, E,C, B vitaminleri, çinko, demir, probiyotikler, D vitamini ve omega3. Son yıllarda ortaya çıkan araştırma verileri, besinlerin besin öğeleri sağlamaları yanında, özel fizyolojik ve psikolojik etkileri ile sağlığın en üst düzeyde tutulmasına ve hastalık riskinin azaltılmasına da yardımcı olduklarını işaretlemektedir.

             İmmün sistemde patojenlere karşı cevabın bozulması fırsatçı enfeksiyonlara (tüberküloz, pnömoni, oral kandidiyazis, herpes enfeksiyonu gibi) yol açar. Mikro-besin yetersizliğinde immün cevap (bağışık yanıt) bozulur.

            Özellikle kaybedilen A vitamini, çinko ve demir hemen yerine konmalıdır. B vitaminleri ve koenzimleri ise; nükleik asit sentezinden dolayı immün sistemde etkindirler. Antioksidan savunma: Bu sistem reaktif oksijen türevlerine karşı dengeyi sağlamak için yeterli miktarlarda antioksidanların (besin öğesi olan veya olmayan) alımını gerektirir. Bunların temel kaynakları bitkilerin çiçekleri, meyveleri ve yapraklarıdır.

Çinko

             Çinko bağışıklık sistemini de çok yönlü etkiler. Doğuştan gelen bağışıklık hücrelerinin, nötrofillerin ve öldürücü hücrelerin gelişimi ve işlevi için önemlidir. Makrofajlar, fagositoz ve sitokin üretimi, T ve B hücrelerinin büyümesi ve işlevi de çinko eksikliğinden etkilenir.

              Ayrıca çinko antioksidan özelliği sayesinde bağırsaklarda meydana gelen sindirim olayları sırasında serbest radikallerin neden olduğu hasarın önlenmesinde rol oynar. Çinko yaraların iyileşmesi için gerekli bir element olup, enfeksiyonlara karşı direnç oluşmasında da çinkonun katkısı bulunmaktadır.

             Çinkonun bu etkilerinin özellikle hücre rejenerasyonu ve immun sistem fonksiyonlarında önemli rol oynadığı ve çinko eksikliğinin pek çok enfeksiyonun gelişiminde bir risk oluşturduğu bilinmektedir.

A Vitamini

              A vitamini ve metabolitiretinoik asit immunolojik önemi olan sitokin (interlökin-γ ve interlökin 4 gibi) üretimini ve bunlara karşı hücre kabiliyetini etkiler. Epitel dokunun zayıflaması nedeniyle vücudun patojenlere karşı ilk doğal savunma mekanizması zayıflar ve etkenlerin vücuda girerek hastalık oluşturmaları kolaylaşır.        

                 Vitamin A yetersizliğinin immün sistemi olumsuz yönde etkiler . Akyuvarlar ve antikorların güçlenmesini sağlayarak bağışıklık sistemine doğrudan etki etmektedir. A vitamini, aktif maddesi olan retinol olarak ince bağırsaklardan emilir.

             Besinlerle alınımı beta karoten halinde olup, depolanması ise %90 karaciğerdedir. A vitamini balık yağı, tereyağ, yumurtanın sarısı, süt ve süt ürünleri, kırmızı et ve karaciğer olmak üzere karoten içerikli havuç, yapraklı sebzeler, domates, taze kayısı, bal kabağı, muz ve sarı patateste bol miktarda bulunur. A vitaminini E ve C vitaminleri ile beraber tüketmek emilimini artırmaktadır

E Vitamini (Tokoferol)

              Yağda çözünür ve iltihap giderici özelliktedir. Se ile beraber alındığında hücre içindeki radikal konsantrasyonunu azaltarak güçlü antioksidan özellik göstermektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlarda, et ve yumurtada bulunmaktadır.

              Çeşitli hastalık etkenlerine karşı humoral ve hücresel bağışıklığın oluşumunda da etkili olduğu bilinmektedir. İmmun sistem fonksiyonlarının normal işleyişi için gerekli olan Vitamin E, arahidonik asidin metabolizeolması sırasında oluşan ve immunosupretif etkisi bilinen prostaglandinlerinibiyosentezlerini azaltmak suretiyle etki göstermektedir.Enjeksiyon yerindeki yangı reaksiyonlarını azaltıcı etkisi vardır.

 C Vitamini

              Vitamin C' nin, kortikosteroid sentezini azaltmak ve lenfoid dokuları korumak suretiyle hastalıklara karşı bağışıklığın oluşumunu stimule ettiği bildirilmektedir. Cu ve Fe mineralleri ile reaksiyona girdiği için bu elementlerin emilimini artırmak için beraber çilek, ıspanak, kuşburnu  en iyi kaynaklarıdır.

Fe elementi

            Demir, hücresel enerji ve enzimler, çinko enzim aktiviteleri, bazı proteinler ve timulin için gereklidir. Diğer besinlerin yetersizliğinde (C vitamini ve selenyum gibi) oksidatif tahripler artar.(1)Demir eritropoetik fonksiyon, oksidatif metabolizma ve hücresel immunite için gerekli olması nedeniyle esansiyel bir elementtir.

B6 Vitamini (Pridoksin)

             Protein, aminoasit, yağ ve karbonhidrat metabolizmalarında çok önemli bir koenzim görevindedir. Hemoglobinin yapımında görevli olduğu için bağışıklık sisteminde doğrudan etkilidir. Yapısının hassasiyetinden dolayı ısıya ve pH’ya kaşı dayanıksızdır. Özellikle kırmızı et başta olmak üzere, avokado, soya fasulyesi, patates, yağlı tohumlar, sebzeler, yumurta ve karaciğerde zengindir.

B9 Vitamini (Folik Asit)

            DNA ve eritrosit sentezi, kan hücrelerinin alyuvar oluşturması, metabolik faaliyetler, hücre büyümesi ve yenilenmesi ile kas yapımı gibi görevleri bulunmaktadır. Hassas yapısı nedeniyle ısı ve pH’ya karşı dayanıksızdır. Sakatatlar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler ile yeşil sebzeler, havuç, avokado, portakal doğal kaynaklarıdır.

D3 Vitamini (Kolekalsiferol)

              Hücre büyümesi, kemik ve kas gelişimi, Ca ve P emilimi, iltihaplı hastalıklarla mücadele ve özellikle bağışıklık sistemini desteklemek için oldukça önemli görevi bulunmaktadır. D3 vitamininin en iyi kaynağı besinlerden ziyade güneştedir. Balık yağı da D3 vitamini içermektedir. Deriye temas eden güneş kolesterol tarafından üretilir

Omega-3

            Bağışıklık sisteminde kullanılması için prostaglandinlerin sentezlenmesinde görevlidir. Vücut tarafından sentezlenemeyen ve çoklu doymamış yağ asidi olan omega-3, dışarıdan besinlerle alınması gerekmektedir. En iyi kaynağı balıktır.

Probiyotik

           Görevi, bağırsak mikrobiyotasına etki ederek serbest radikallerin üremesine engel olmaktır. Aynı zamanda patojen bakterilerin üremesini inhibe ederek bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Probiyotiklere; fermente süt ürünleri (yoğurt, peynir, ayran, tereyağ), dondurmada, ilaç kapsüllerinde, margarinlerde, bebek süt ve mamalarında rastlanmaktadır. Prebiyotikler ise probiyotiklerin çoğalmasını ve aktive olmasını sağlayan besin bileşenleridir(6)

Genel

            Bağışıklık sistemini güçlendirmek için özellikle bazı doğal besin maddeleri tüketmenin kişiye direnç kazandıracağı bilinmektedir.

             Örneğin bol su içmek, işlenmemiş gıda tüketmek, özellikle çiğ sebze ve meyve tüketmek, klorofil içerikli besinlerin tüketimine öncelik vermek (marul, pazı, ıspanak, maydanoz gibi), karoten içerikli besinleri tüketmek (özellikle turuncu renkli sebze ve meyveler), elma ve kişniş tüketmek (ağır metalleri uzaklaştırması için), beta glukan içerikli besinleri tüketmek (lif içeriği yüksek besinler), Zn’dan zengin besinlerle beslenmek ve yumurta tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirmektedir

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.