Toplumun canını yakan enflasyonist süreç derinleşerek devam ediyor. Mevcut siyasal ve ekonomik tablo devam ettikçe bu işin sonu Hiper enflasyon hatta stagflâsyona kadar gidebilir. Şimdiden bunun emareleri ortaya çıkmış bulunuyor.
Yüksek enflasyon pahalılıkla birlikte üretimi de sınırlamakta durgunluğu beraberinde getirmektedir. Ne para var ne de mal. Sadece sanayi üretimi etkilemiyor bu durumu. Tarım ve hayvancılık sektöründeki atalet gıda erişimini her geçen gün imkânsız hale getiriyor.
Yumurta altmış liraya dayandı, Kıymanın kilosu 180 liraya doğru gidiyor.180 gram ekmek 3 lira, dolmalık biber 50 lira, neredeyse yaz ayına girilirken domates 20 liranın altına düşmedi…
Şimdiden enflasyonda dünya birincisiyiz neredeyse. Ekonomi bakanı Nebati; enflasyonun düşme zamanlamasını sürekli revize ederek aralık ayına erteledi. Yani yaz aylarında düşmesi öngörülmeyen enflasyon, Gıda, eğitim, yakıt, enerji, konut giderlerinin pik yapacağı kış aylarında enflasyonun düşeceğini söyleyerek toplumun inanmasını bekliyor.
Uysa Küresel kapitalist sistemde, dünya ile entegre olmuş, kuşatılmış bir ekonomiyi yönetmek keyfi, ideolojik tasarruflarla yönetilemeyeceğini öğrenemedi iktisat kitabını yazan yerel iktisatçılarımız. Ekonomiye laf ile müdahalenin hiçbir karşılığının bulunmadığını da bilmiyor siyasetçilerimiz.
Ekonomiye müdahale etmenin bütün maddi dayanakları önceden ortadan kaldırılarak, Üretim yapan bütün kamu işletmelerini özelleştirme adı altında, yaratılan yeni çapulcu sermaye guruplarına transfer edilerek ekonomi yönetilemez.
Bu günlere tesadüfen gelinmedi. Küresel liberal ekonomik modelin kurallarına dahi uyumun söz konusu olmadığı bir biçimde yönetiliyor ekonomimiz. Kurallara uyulsa da kapitalist düzen topluma yeterince refahı huzuru, mutluğu getiremeyecektir.
Bu düzen insan fıtratına ve insanlık değerlerine aykırıdır. Bu düzen içinde acıma ve merhamet yoktur. Toplumun yüzde doksanının sefalet içinde olması, kaynakları ele geçiren yüzde bir lik mutlu egemen azınlığın umurunda olmaz.
Güçlü olan zayıfı eziyor. Para ve kar için her şey mubahtır. Çıkar için savaşlar çıkarılır oluk oluk kanlar akıtılır, bütün dünya bunun bedelini öderken oyunun başındakiler keyifler çatarlar. Bu gün yaşanan Rusya ve Ukrayna savaşı tam da bu durumu izah ediyor.
Dünyayı kaosa sokan işte bu düzendir. bu düzen çevreyi, doğayı ve insanlığı tükenişe sürükleyen bir sistemdir.
Sadece sermaye güçleriyle yönetilen, içinde demokrasinin, hukukun, ahlakın, vicdanın geniş halk kesimlerinin bulunmadığı, zenginin olabildiğince kollandığı, yosulun, işçinin köleleştirildiği. Oligarşi diktatör yel bir yapıdır.
Bu yapı ülkemizde 2020 yılında en zengin 100 kişinin mal varlığını yüz milyar 400 milyon dolara çıkaran yapıdır. Bu yapıyı tercih ederseniz aç kalmaya devam edersiniz…