ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

           Kamuoyunu araştıran kurumlar, ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik durumunu aralıklarla ölçümlüyor!

           Bilimselliği tartışılmayan, güvenilir firmaların değerlendirmeleri hem yurttaşlar için hem de siyaset ve ekonomiyle ilgili kurumlar için bugün ve gelecek adına önemli kaynak oluşturuyor!

           Firmaların taraflı olanları yok mu? Tabii ki var! ‘Gerçek ötesi’ algı yönetiminde kullanılmaya hazır, manipülatif sonuçlar yayınlayanlar olsa da güvenir olanların sayısı hayli fazla! Bu nedenle yandaş olanların toplumu ‘Aldatmaları’ da artık mümkün değil!

                 YÖNEYLEM Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin, 1-3 Nisan tarihleri arasında CATI yöntemi uygulanarak 26 istatistikî bölgeye bağlı 27 ilde 2.400 görüşme yaparak sonuçlandırdıkları araştırmayı paylaşmak isterim…

             Araştırma; eşit sayıda kadın ve erkek, eğitim ve gelir durumları ise ülke oranına göre belirlenmiş deneklerin yanıtlarından oluşuyor!

             Bu araştırmaya göre; kimin seçimi kazanacağından önce toplumun temel sorunu tespit edilmiş. Türkiye’nin Acilen Çözülmesi Gereken Sorunları;

 

•Ekonomik kriz yüzde 68,

•Enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı yüzde 33,2

•Adaletsizlik, mahkemelerin hukuk dışı kararları yüzde 10,6,

•İşsizlik yüzde 9,

•Eğitim Sistemindeki sorunlar yüzde 7,3

•Ülkenin kötü yönetimi ise yüzde 4,6 olarak belirlenmiş!

 

              Dahası, deneklerin yüzde 88,9’u Türkiye’nin durumunun geçen yıla göre daha kötü olduğu söylüyor… Aynı kaldı diyenler ise sadece yüzde 5.2 oranında. Vahim olan ise, Türkiye gelecek yıl nasıl olacak sorusuna deneklerin yüzde 62.9’u bu yıldan daha kötü olacak yanıtını vermesi…

            Aynı kalacak diyen yüzde 7,5’i de eklerseniz insanlarımızın 4’te 3’ünün gelecek yıldan da umudu kestikleri anlaşılıyor!

 

•‘Hanenizde iş arayan var mı sorusuna’ yüzde 46,3,

            •‘Geçtiğimiz ay içinde ödeyemediğiniz bir faturanız ya da karşılayamadığınız zorunlu bir ihtiyacınız oldu mu’ sorusuna ise yüzde 51 evet yanıtının verilmesi, halkın yarısının fiili yoksullukla karşı karşıya olduğunu gösteriyor…

 

               Gelecekten umudun kesildiğinin belirgin göstergesi, seçimle ilgili sorulara verilen yanıtlarda açıkça görülüyor. Yurttaşların yüzde 52,4’ü seçimin güvenli ve adil bir şekilde gerçekleştirileceğinden endişe duyuyor! Laik demokratik bir düzene dönmenin tek yolu olan seçimin adil olmayacağı inancı seçmende yerleşmişse, gelecekteki tehlikenin katlanarak daha da büyüyeceği anlaşılıyor!

 

Araştırma sonucu yurttaşlar, kötü yönetildiğinin farkında.

Gelecek kaygısı içinde. Umutları yok edilmiş.

Parlamenter demokrasiyi çözüm olarak görüyor…

            Ama! Yine de AKP’ye yüzde 25,5, CHP’ye ise yüzde 23 oy vereceklerini söylüyor! Bu çelişki insanı şaşırtmamalı!

            Çünkü “muhalefet,” toplumsal muhalefete önderlik yapmakta, halkın içine inmekte, alanlara, meydanlara çıkıp gerçekleri anlatmakta geri kalıyor. Yurttaşa dokunmak, salonlardan ya da TV ekranlarından seslenmekle yeterli olmuyor… Özgüveni eksik, telaşlı bir görüntü veriyor. Yapmak istediklerini kararlı ve cesurca dile getiremiyor!

****************

Oysa muhalefet; söyledikleri, plan ve programlarıyla İnandırıcı olmalı!

Arkalarında hizmet izi bulunmalı!

Toplum tarafından kabul edilen, sevilen sayılan kadrolarla halkın karşısına çıkmalı!

Kısaca sadece söylemleriyle değil, eylemleriyle halkın güvenini kazanmalı…

Partiler, örgütlerine saygı duymalı, adaylar örgütler tarafından belirlenmeli!

             Başta CHP olmak üzere ‘Millet İttifakı’nı oluşturan partiler, bu durum üzerinde çok ama çok ciddi düşünmeli!

            Gençler, yetkin meslek sahipleri ülkelerinden umudunu kesmiş, başka yerlere göç etmek isteyen tedirgin insanlara dönüşmüşler… Erken seçim isteyenler, bu ‘pazar’ seçim olacağını bilerek çalışmalarını sürdürmeli…

             Vakit geçiyor! Bu duruma gelinmesinin nedeni iktidar kadar muhalefetin güçsüzlüğü ve umut verememiş olmasıdır…

            Örneğin; Laiklik yok edildi! Kürt Sorunu ortada kaldı! Bilinmeli ki; oy alırız saflığıyla bu temel ilkelerin mücadelesini veremeyen, ağzını bile açamayan muhalefetin, demokrasi, hak, hukuk, adalet, özgürlük ve barış isteminde samimi olduğuna inanmak hayli zor!

               Atatürk’ün varisi CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kurucusu olduğu devletin kurumlarının kilitli kapıları önünde oy alınacak diye bekletilmesi yanlıştır. Aksine bu durum, hem CHP’nin hem Kılıçdaroğlu’nun saygınlığını azaltmaktadır.

 

“Mış” gibi görünmek kimseye yarar sağlamıyor aksine, ülkeye zarar veriyor…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.