1- İnsan Yaşamında Seçim Yapmak Kaçınılmazdır.
İnsan yaşamı hep seçim yapmakla geçer. Okul, öğretmen, arkadaş, eş, yemek, meslek, iş, işyeri seçimlerinden başlanarak, konut, araba, kent, giysi, mahalle, apartman komşusu... Oradan da doktor, avukat, ideoloji, siyasi parti...
Daha sonra da pazar ya da markette sebze meyve... Seçimine kadar uzanan bir seçim yapma zorunluluğu ile karşı karşıya kalırız. Bu döngü kesintisiz devam eder. İnsan yaşamı hep seçim yapma üzerine kurgulanmıştır. Seçme özgürlüğünüz ne kadar fazla ise seçebilme özgürlüğünüz de o kadar çok olacaktır
2- Bazı Konularda Seçme Şansı Yoktur.
İnsan he konuda seçim yapamaz. Yaşadığımız aile ve toplumda seçemediklerimiz de vardır. Örneğin anne ve babamızı, cinsiyetimizi, derimizin, gözlerimizin, saçlarınızın rengini, boyumuzun uzunluk ya da kısalığını, doğduğumuz ailenin varsıl ya da yoksul olmasını, doğduğumuz ülkeyi, ırkımız ya da soyumuzu, ana dilimizi, dinimizi, mezhebimizi, hatta üyesi olduğumuz toplumun değerler sistemi olaraj görenek- gelenek ve törelerini...
Doğarken hazır buluruz. Bu ve benzeri doğarken hazır bulduğumuz konularda, bazı küçük istisnalar hariç, seçme şansımız olmaz. Seçme şansı olmayan bu tip konular nedeniyle insanlar eleştirilemez.
Örneğin hiç kimse, neden zencisin, neden Kürtsün, neden kısa boylusun, neden Yahudi sin, neden esmersin ya da neden Sünni ya da Alevisin diye dışlanamaz ve kınanamaz.
3- Herkesin Seçme Olanakları Eşit Değildir.
Toplumlarda genel olarak, servet, gelir, eğitim ve fırsat eşitlikleri yoktur.Seçme işlemine başvurabilmede bir başka konuda sahip olduğumuz meslekî, ekonomik, sosyal, kültürel, sanatsal ve siyasal ...olanaklarla ilgilidir.
Söz konusu seçme olanakları ve seçebilme özgürlükleri ne kadar çoksa, seçebilme şansı da bir o kadar fazla olacaktır. Örneğin konut alacak paranız yoksa o konuda bir seçim yapamazsınız. Aynı şekilde eğer bir ülkede tek parti yönetimi varsa, başka siyasi partiye oy verme şansınız yoktur. Tiyatrosu olmayan ülkede tiyatro izlenmez.
4- Doğru Seçim Nasıl Yapılabilir.
Her seçim ya da karar üzerinde uzun uzun düşünmeyi gerektirmez. Yemek seçmek, gideceği yere götürecek ulaşım aracına karar vermek, pazarda sebze, meyve almak, sergi gezmek... Ve benzeri konularda daha önceki deneyimlerimiz ya da daha deneyimli arkadaşların önerileri bize yeterli olabilir.
Ancak bu yazının başlığını oluşturan ana konu şudur. İnsan beğendiğini mi seçmeli, yoksa seçtiğini mi beğenmeli.
a- Beğendiğini Seçmek.
Beğenme daha çok psikolojik ve estetiğe, dış görünüşe, fiziksel konuma dayalı ve daha çok da duygusal bir yaklaşıma dini ya da siyasi ön yargılara dayalı olarak ortaya çıkar. Bu nedenle aldanma ve yanlış karar verme, parasını ya da zamanını boşa harcama hatta toplumsal geleceğini riske atma sakıncası taşıyabilir. Örneğin, dış görünüşünü, mutfağını, mekân genişliği, coğrafi konumunu çok beğenerek aldığınız bir ev kötü ve eksik malzemeyle ve depreme dayanıksız olarak yapılmış olabilir.
Aynı şekilde modelini ve dış görünüşünü çok beğendiğiniz bir ikinci el otunun motoru çok eskimiş, daha önce yaşanmış kazalar nedeniyle iskeleti gönyesini kaybetme olasılığı vardır.. Ya da demagojilerle, gerçekleri ters yüz ederek halkı peşinde sürükleme başarısı(!) gösteren bir siyasi lider sizin kendi dünya görüşünüze aykırı oy kullanmanıza neden olabilir.
b- Seçtiğini Beğenmek.
Bilimsel olarak doğru olanı önce doğru seçim yapmak, belli ölçütler ( aklî, bilimsel, teknik, ekonomik ticari, hukuki, ahlaki kriterler) açından araştırmalar yapmak, yanlış ve hatalı olanları ayıklamak, sonra kendi koşullarına en uygun olana karar vermek gerekir.
Örneğin eğer ev alacaksa, fiziksel özelikleri yanında deprem güvenirliğini araştırmak. İkinci el otomobil alacaksa araç için güvenilir bir teknik rapor istemek. Siyasi olarak oy kullanacaksa oy vereceği partinin sadece liderini değil, ideolojisini ve nasıl yönetildiğini iyi araştırmak lazımdır.
Seçiğini beğenen insan objektif ve bilimsel ölçülere göre hem elediklerini niçin elediğini ve hem de seçtiğini neden tercih ettiğini doğru bilen insandır. Doğru Seçim yapabilmek doğruyu seçebilme yetisine sahip olmakla mümkündür.
Sonuç olarak, sadece fiziksel beğenilere, duygusal bağlara ve aldatıcı akıl ve gönül çelen söz ve vaatlere dayalı seçimler yapmak doğru değildir. Ekonomik, ticari, meslekî....ya da siyasi kararların mutlaka akılcı ve bilimsel bir temele dayanması gerekir.
Doğal olarak en ideal durum da, fiziksel ve duygusal olarak beğendiklerinizle belli objektif ölçütler koyarak seçtiklerinizin aynı nesnelerde ya da kişilerde birleşmesi, bir birine denk gelmesidir.
Yaşam boyu beğendiklerinizle seçtiklerinizin hep aynı isabeti göstermesi dileğiyle.
***************
23 NİSAN BAYRAMI
Ulusun kükremesidir,
Kurtuluşun hamlesidir,
Özgürlüğün belgesidir,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Milletine güvenmektir,
Başarıya inanmaktır,
Düşmanlara direnmektir,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Amasya'da ant içmektir,
Erzurum'da birleşmektir,
Sivas'ta çığır açmaktır,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Ankara da haykırmaktır
Meclisi rehber yapmaktır,
Sözü halka bırakmaktır,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Küllerinden var olmaktır,
Birleşrek gür olmaktır,
Savaşıp özgür olmaktır,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Ulusu üstün saymaktır,
Halkına güven duymaktır,
Saraya tavır koymaktır,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Saltanata son vermektir,
Vatan için can vermektir,
Cağdaşlığa yön vermektir,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Cumhuriyetle coşmaktır,
Uygar dünyaya koşmaktır,
Çağdaş bir rejim seçmektir,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Demokrasi rotasıdır,
Birlik, dirlik potasıdır,
Uygarlığın çıtasıdır,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Çocuk " BEKA" ya ilaçtır,
Beka çocuğa muhtaçtır,
Çocuğun başına taçdır,
23 Nisan Bayramı.
Xxx
Halil Çivi, yol haklıdır,
Akıl, bilim odaklıdır,
Mustafa Kemal aklıdır,
23 Nisan Bayramı.