Şu an da ülkem insanı içinde bulunduğu yokluk ve yoksulluk ile boğuşmaktan, hayati bir konuyu ne yazık ki gözünden kaçırıyor ya da kaçırtılıyor!
İlginç olan ise bu konuda muhalefetin de sessiz kalması. Her gün enflasyon, açlık, yoksulluk diye ortalıkta geziniyorlar ama ülkenin geleceği olan gençliğin eğitiminden bihaberler!!!
İçinizde eğitim konusunda konuşacak, ya da bu konudan hakikaten rahatsız olan kimse yok mu? Bakın, ekonomi iyi bir yönetimle birkaç yılda toparlanır. Ama böyle bir eğitimle, ülke geleceğinin en az 15-20 yılının kaybolacağını göremiyor musunuz? Bırakın bu ekran ve medyada görüneceğim merakını da, biraz olsun eğitimin derdine düşün.
Ülkedeki EĞİTİM Uygar Dünya Liginden Düşmek Üzere
Bu gidişle, hızla Ortadoğu çukuruna yuvarlanıyoruz. Yokluk, yoksulluk, yolsuzluklar, özgürlük, hukuk, sağlık sorunlarının zirve yaptığı bir dönemde sen neden söz ediyorsun diyenlere sesleniyorum!
Orta eğitime bakar mısınız? İçler acısı! Bana bu ülkede yaşayan, ülkesini seven bir Allah’ın kulu da çıkıp orta, lise ve üniversitelerdeki eğitimin, geçtim uluslararası standartları, normal bir düzeyde olduğunu söyleyebilir mi? Söyleyemez.
(Belirli sayıdaki yetkin eğitim kurumu hariç) Sokaklarda genç öğrencilere mikrofonu uzatan gazetecilerin aldığı cevapları duyup da “EYVAH” demeyen bir yurttaş olabilir mi?
Bu Eğtimle Mi Cumhuriyet’in 100. Yılını Kutlayacağız?
Bu eğitim düzeyinde yetişen üniversite mezunları mı gelecek, Türk iyesini yönetecekler? Ülkeyi yönetenler; Şunu iyi bilin ki bu ülkenin çocukları, dünyanın en zeki çocuklarıdır. Dünya genelinde, Cumhuriyet’in yetiştirdiği bilim insanlarının neler başardığını görmüyor musunuz?
Peki, bu başarılı insanlar nerelerde eğitim aldılar? Bir gün olsun bir öz eleştiri yapıp, kendinize dürüst oluyor musunuz? İktidarımızda 20 yılda yetişen gençler, neden eğitimde bu durumda diye soruyor musunuz? Nedeni açık, çocuklara yeterli ve yetkin eğitim veremediniz. Güçlü bir eğitim vermek, zaten hiçbir zaman gündeminizde de olmadı. Çünkü sizin
LİYAKAT Denen Kavramla Dargınlığınız Var;
Siz her ne kadar 84 milyon milletim deseniz de, yönetim kadrolarına sadece yandaşlar atanıyor. Bu atadıklarımızın liyakati var mı, yok mu diye bir düşünceniz yok. “Yeter ki yandaş olsun.” İşte böyle olunca da, ülkenin içine düştüğü durum bundan farklı olabilir mi?
Dünyadan Haberi Olmayan Bir Yönetim!
Nasıl bir Osmanlı hayranlığı içindeler, anlamak mümkün değil? İktidara geldikleri günden beri, Cumhuriyet’le hesaplaşma peşindeler. Bir TV yarışmasın da tıp öğrencisine, bakın Tıp diyorum;
Türkiye’nin başkenti bu seçeneklerden hangisidir diye soruluyor ve yarışmacı bilmiyor!!
Seyirci jokerini kullanmak istiyor!!
Programı yöneten, seyirciye soruyor. Ne acıdır ki, onların da %40’ı bilemiyor!! Sunucu hayretler içinde kalıyor, hakarete varacak şeyler söyleyecek ama kendisini zor tutuyor.
İşte sözün bittiği yer!!!!
Sorumlular ayağa kalkın!!
Değerli Okurlar; Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden sayın Prof. Kenan Çelik’in, büyük emekle hazırlanan araştırmasını okuyunca vahameti daha iyi anlayacaksınız.
Türkiye’deki üniversitelerde kayıtlı öğrenci sayısı 8 milyon. Bu sayı ile OECD ülkeleri içinde ilk sıradayız.
Bu öğrenci sayısı, ülke nüfusumuzun %9’u.
ABD’de %6’
AB’de ise % 5.7.
Toplamda kamu, vakıf ve özel üniversite sayımız 209.
21 üniversitenin, uluslararası hiçbir etkinliği yok.
21 üniversitenin, sosyal sorumluluk projesi yok.
65 üniversitenin, endüstriyel proje yönetimi yok.
65 üniversite kütüphanesinde sadece 1 kitap var.
88 üniversitenin patent, tasarım başvurusu yok.
28 üniversite Tübitak bursundan yararlanmamış.
32 üniversitede uluslararası desteklenen ARGE yok.
Son 30 yılda açılan üniversite sayı artışı 20 misli.
Son 5 yılda açılan üniversite sayısı 80.
SORU ŞU? Bu sayıda artan üniversitelere nasıl hoca bulunabilir?
AB’de 20 öğrenciye 1 hoca
Bizde 41,5 öğrenciye 1 hoca.
Bizde 150 öğrenciye 1 hocanın düştüğü üniversite bile var.
68 üniversite rektörünün uluslararası yayını yok
Araştırma kültürü olmayan böyle bir akademisyen nasıl Rektör olarak atanır Böyle birinin yönettiği bir üniversiteden araştırma, bilimsel yayın beklenebilir mi? Şimdi derin bir nefes alın; Son bir yılda yetişen Profesör sayısı 4.000.
Değerli Okurlar; Araştırma yazısını özetleyerek sizlerle paylaştım. Durum içler acısı. Giderlerse gitsinler denilen bir ülkenin geldiği nokta bundan daha farklı olabilir mi?
İlahiyat Profesörü Niyazi Kahveci diyor ki;
“Aklımıza iyice yerleştirelim. 21. Yüzyılda dinsel düşünme diye bir şey yoktur, olamaz. Çağımız, akılcı ve bilimsel düşünme çağıdır. Bu çağda olduğu gibi, bundan sonraki çağlarda da dindar olunabilir. Fakat dindar olmanın yolu, akılcılıktan ve bilimsel düşünmekten geçer. “
Değerli Okurlar; Umutsuzluk yok. Burası, LAİK DEMOKRATİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ. Temeli güçlü.
Çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları kurdular. Sonsuza kadar da öyle yaşayacak.
SON SÖZ: “En zor iş, çağdaş olmayan insan, malzemesiyle çağdaş işler yapmaya kalkışmaktır. Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksınız, ya da gereksiz insan. Mesele bu kadar basit. Prof Dr. NİYAZİ KAHVECİ