Mazot 30 lira oldu, geçen yıldan bu yana %300 zamlandı! Ekmek 4 TL’yi geçiyor. Çukurova’da ekinler biçilmeye başlandı, verilen taban fiyatı, buğday daha kamyona yüklenmeden yok olup gitti.
ENAG’a göre enflasyon %160! Yani AKP, cebimizdeki yüz lirayı almakla kalmadı, 60 lira da bizi borçlandırdı. Eskiden kalabalıklarda paramızı çalmasınlar diye, “eller cepte dolaşırdık.” Oysa AKP cebimizdekilerin tamamını aldı, götürdü.
Şimdi elimizi kolumuzu sallayarak geziyoruz… Bu durumda “boş kalan eller” seçim sandığında tokada dönüşecekler! Çünkü açlık milletin canına tak etti. AKP’liler, çöken ekonomiyi ve yoksullaşan milyonlarca insanı düşüneceği yerde, ülkenin tüm kaynaklarını vahşice soyan yandaşlarını saklamak için zorlama gündemlerle vakit geçiriyor.
***
Partili Cumhurbaşkanı, son olarak “kendisinin aday olduğunu ve 2023 Haziran’ın ortalarında olağan seçim yapılacağını” açıkladı. Devamında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu, Cumhurbaşkanı adayı olmaya davet etti. “Ya aday ol ya da adayını açıkla” diyerek. İzmir’de yaptığı bu konuşmada sözlerine şöyle devam etti: “Siyaset hem yürek hem samimiyet işidir.
Bu soruma cevap vermezsen ‘hem yüreksiz hem samimiyetsizsindir’ demektir. Ürktüğün, çekindiğin, korktuğun bir durum varsa, onu da çık açıkça söyle. Şayet diyet borcundan dolayı birileri seni tehdit ediyorsa, bu ülkenin polisi, savcısı, hâkimi var onlar gereğini yapacaklardır.”
Bu sözler demokrasinin rafa kaldırıldığı ve hukuk devleti olmaktan çıkarıldığımızı tescil eden sözlerdir. Öncelikle, Haziran 2023’te yapılacak bir seçimde Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Çünkü Anayasa’nın 101. maddesi çok açık olarak, “Bir kimse ikiden fazla Cumhurbaşkanlığı yapamaz” diyor.
Erdoğan 2014 ve 2018’de Cumhurbaşkanı seçildi. Yani 2’nci kez Cumhurbaşkanlığı yapıyor! Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri aynı anda yapılır.
Bu Anayasa’nın emri… İki kurumdan biri seçim kararı alırsa, her ikisinin de birlikte seçime gitme zorunlulukları var. Yani normal koşullarda Erdoğan’ın bir daha aday olması, Anayasa’ya göre mümkün değil!
***
Erdoğan için tek çıkış yolu var. O da Haziran 2023’ten önce TBMM’nin seçim kararı vermesi… Gerekçesi şu: Anayasa, “Bir kimse 2 kez Cumhurbaşkanlığı yapar ancak 2’nci dönem süresi dolmadan TBMM seçim kararı alırsa, 3’üncü kez aday olmaya hak kazanır” diyor.
Dikkat edin, süresi dolmadan!.. Sanki AKP ülkede her konuda adaleti oluşturmuş da Cumhurbaşkanı’nın “hakkı yenmesin” telaşına kapılmış! Aslında AKP, adil olmayan ve oto kritik düzenin devamı için cankurtaran olan, defalarca tekrarlanmaya müsait, devamında diktatörlüğü meşrulaştıracak böyle bir maddeyi Anayasa’ya sinsice yerleştirerek demokrasi karşıtlığını açığa vurmuştur.
Kaldı ki bu madde mevcut Anayasa’nın “eşit yurttaş hakkını da yok sayan” yeni bir ayrıcalık getirmiştir. 2018’den beri uygulanan sistemin ucube olduğunun bir başka örneği de budur.
***
Meclis’in seçime gidebilmesi için 5/3’ü olan 360 milletvekilinin onayı gerekiyor. Bu nedenle Cumhur İttifakı, seçim kararı alabilecek çoğunluğa sahip değil! Ancak diğer partilerin milletvekilleri bu karara katılırlarsa seçim erkene alınır.
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, bir TV’ konuşmasında “Erdoğan istediği için Meclis’i seçime götürmeyi düşünmeyiz” demişti. Haklı… Ancak ülkenin de AKP iktidarına tahammülü de kalmadı.
Erdoğan’ın İzmir’de yaptığı konuşma, her zamanki gibi tehdit, aşağılama, ego merkezli bir üslupla yapılmış olsa da doğrudan erken seçim açıklaması olarak kabul edilmelidir. Anlaşılan o ki Erdoğan, ittifakları zorlayan, yerel barajlar getiren ve küçük partileri dışlayan 31 Mart 2022’de kabul edilen Yeni Seçim Yasası’nın bir yılının dolmasını bekliyor.
Yani Nisan 2023’te seçim yapmayı tasarlıyor! Diğer partilerin de oy vermesiyle Meclis’te kabul edilen “Nisan 2023’te yapılacak” erken seçimde Erdoğan aday olabilir. Erdoğan aday olur ama kazanabilir mi? Kazanamaz!
***
Şayet 6’lı sağ masanın yanında HDP’ li sol masa da kurulur ve her iki masa bir kurtuluş ve onarım dönemi başlatmak adına önceki rezervlerini geride tutarsa, seçim güvenliği başta olmak üzere Türkiye yeniden onarılır.
Yani; laik demokrasi, evrensel hukuk, hak ve özgürlüklerden yana olan bağımsız yargı, aynı haklara sahip eşit yurttaş, düşünce, ifade ve inanç özgürlükleri gibi toplumu çağa taşıyacak değerlerde birleşilirse, ülke yeniden itibarına kavuşur ve iç barış sağlanır.
