Son derece yıpratıcı, yorucu, kırıcı, saldırı ve provokasyonlarla dolu anti demokratik bir seçim kampanyası sonunda sakin ve nispeten demokratik şeffaf sayılabilecek bir seçim sonucunda dört partili bir parlamento yapısına kavuştuk. Kuşkusuz bu seçim’in mod partisi HDP oldu.
HDP dünyanın en adaletsiz %10 luk gibi bir seçim barajı karşısındaki kararlı duruşu ve bu duruşu nedeniyle seçim kampanyası boyunca uğradığı şiddet ve saldırılar karşısında gösterdiği metanet ve barışı esas alan tutumu bütün provokasyon ve saldırıları büyük bir sabırla boşa çıkarmış, HDP nin % 13 gibi bir oranı bularak parlamentoya 80 milletvekili sokması barış ve demokrasimiz açısından sevindirici olmuştur.
Geride bıraktığımız bu seçimin önemli sonuçlarından birisi tüm eşitsiz ve anti demokratik seçim kampanyasını daha da ağırlaştıran Cumhurbaşkanının anayasal yeminini açıkça çiğneyerek il il AKP ye çalışması, İnanç değerleri üzerinden Kürt illerinde Kutsal Kuran’ı Kerim’i sallayarak Mütedeyyin Kürt seçmeni etkileme çabasının ters tepmesi, başkanlık sistemi bir yana tek başına iktidar şansını kaybetmesine sebep olmuştur.
Seçimin Önemli ikinci sonucu Kürt siyasal hareketinin Türkiyelileşme açılımının HDP bileşenlerinin önemli çabası ve özellikle Selahattin Demirtaş’ın kişisel liderlik vasıf ve sakin üslubuyla başarıya ulaşmasıyla birlikte % 10 gibi son derece haksız bir seçim barajının darmadağın olması olmuştur. HDP nin bu başarılı sonuca ulaşması Demirtaş’ın “ seni başkan yaptırmayacağız” biçimindeki kısa sloganıyla birlikte seçim kampanyası boyunca HDP ye yönelik Gerek Cumhurbaşkanı, Başbakan gerekse diğer AKP yöneticilerinin hakaret ve aşağılama içeren söylem ve saldırıların önemli etkisi olmuştur.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın Kabe, Kudüs, Diyanet kısaca inanç metaforu üzerinde yaratmaya çalıştığı anti propagandanın beklenenin tersine etki yaratması, Yalçın Akdoğan’ın 6 milyon oy alma potansiyelini taşıyan bir siyasal hareketin % 10 barajı altında kalmasının “süper” olacağını ve HDP nin barajı aşması demokrasi açısından iyi olmayacağı gibi vicdan ve demokrasi ahlakından yoksun ifadeleri, ahlak ve vicdan sahibi olan herkesi HDP yi sahiplenmeye itmiştir.
AKP on iki yılı aşkın iktidar süreci içinde yaşadığı tüm yıpranmışlık, yolsuzluk iddiaları, otoriterleşen yapısına rağmen yüzde 40 üzerinde oy alması devletin tüm olanaklarının kullanılmasıyla mümkün olmuştur.
Seçim sonuçları çözüm süreci açısından da önemli bir fırsat ortaya çıkarmıştır. AKP iktidarının çözüm sürecine Pragmatist yaklaşımı oyalayıcı ve aşağılayıcı tutumu, Roboski’ den Kobaniye uzanan katliamcı ve düşmanca tavrının yarattığı güvensizliğin sürdürülemezliği bu seçim sonucunun önemli nedenlerinden olmuştur. Ayrıca bu sonuç Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Bürokrasiden, yargıya güvenlikten ekonomiye yayılan hukuksuzluk, usulsüzlük döneminin son bulmasına yol açacaktır.
Bu seçim sonucuyla Kürtler Türkiye ile birlikte yaşama azmini göstermiş barışın kalıcı bir şekilde kurulması yolunu kardeşlik elini uzatmıştır. Bu tabloda muhalefet dışlayıcı ve kibirli olma yerine ortak aklı kullanarak yeni demokratik bir anayasa ile birlikte daha demokratik bir ülke yaratma şansını ortaya koyarak darbe düzeninin kurduğu yüzde 10 barajını ortadan kaldırmak fırsatına da sahip olacaktır. Sonuç itibariyle bu seçimde Türkiye toplumu Türk usulü otoriter başkanlık sistemiyle birlikte tek kişinin keyfiyetine dayalı bir sistemin kabul görmeyeceğini göstermiştir.