Önce bir soru soralım kendimize,
Lozan, sadece 24 Temmuzlarda kutlanacak tarihi bir olay mıdır?
Yoksa
Bazılarının dediği gibi,
100’üncü yılında süresi dolacak olan,
Diplomatik alandaki bir yenilgi,
Kayıplar, başarısızlıklar ve gizli maddelerle dolu bir antlaşma mıdır?
*****
Sorulara yanıt verebilmek,
Lozan’ın anlamını ve değerini bilebilmek için,
Lozan öncesi memleketin ve milletin halini bilmek lazım.
*
Birinci paylaşım savaşından mağlup çıkmış ve işgal edilmiş bir ülke,
İşgalcilerle iş birliği içinde bir padişah,
Ve teslim olmuş bir devlet.
Bu koşullara itiraz eden Mustafa Kemal ve arkadaşları,
Yıllardır cephelerde savaşan,
Salgın hastalıklarla kırılan,
Yoksulluk ve cehaletin karanlığında,
Padişahın kulu ve ümmeti olarak yaşayan insanlara,
Önderlik yapıyorlar,
Özgürlük ve bağımsızlık yolunda.
*
Kurtuluş Savaşı ile ulaşılıyor özgürlüğe,
Emperyalistlere karşı askeri alanda kazanılan zaferle…
Sıra gelmiştir, bağımsız bir devlet olmanın siyasi muharebesine.
Gazi Mustafa Kemal’in sözleriyle,
“Ordu vazifesini yapmış ve tamamlamıştır.
Bundan sonra temini lazım bütün neticeler, siyaseten (diplomatik yolla) hallolacaktır.”
Ve hedef bellidir.
“Bağımsızlık istiyorsak,
İktisadi, mali, hukuki, kültürel
Her açıdan tam bağımsızlık istiyoruz.”
*
Anlaşma devletleri barış görüşmeleri için,
Lozan’a davet eder TBMM Hükümetini.
TBMM hemen toplanır bu gündemle,
Seçer, Lozan’a gidecek heyeti,
Belirler, heyetin görüşmelerde uyacağı,
14 maddeden oluşan kırmızıçizgileri,
İki konuda kesin taviz verilmemeli.
Doğu Anadolu’da Ermenilere toprak verilemez,
Kapitülasyonlar kaldırılmıştır, gündeme alınamaz.
*
Lozan’da bir araya gelir taraflar (20.11.1922)
Lozan'da masanın bir tarafında, namı değer dış güçler,
İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya,
Boğazlarla ilgili konularda, SSCB ve Bulgaristan,
Kapitülasyon, borçlar konusunda, Belçika ve Portekiz,
Gözlemci olarak da ABD.
Karşılarında ise,
TBMM hükümetini temsil eden,
İsmet Paşa başkanlığında, Hasan Saka ve Rıza Nur’dan oluşan heyet, tek başına.
Daha ilk adımda duruyor İsmet Paşa,
Reddediyor gösterilen sandalyeyi,
Eşitler ilkesi gereği, ikimizde oturmalıyız aynı koltuğa,
Ve ilk sözü ile gösteriyor hedefimizi.
“Bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz.”
*
Sevr projesini yumuşatarak kabul ettireceğini sanan emperyalistler,
Dayattılar,
Osmanlı borçlarının ödenmesi,
Kapitülasyonların kaldırılması,
İstanbul ve Boğazların boşaltılması,
Güney (Irak) Sınırının çizilmesi konularında…
TBMM’nin verdiği talimatlar nettir,
Heyet bu koşullarda Lozan’ı terk etmiştir. (04.02.1923)
*
Lozan görüşmelerine ara verildiği dönemde,
Gazi Mustafa Kemal, Orduya savaş hazırlıklarına başlama talimatı verir.
Ordu Trakya’da tatbikat hazırlıklarına başlar.
Bu süreçte Sovyetler Birliği Türkiye’nin yanında olduğunu açıklar.
Bu duruşun mesajı nettir.
Barış için isteklerimiz tartışmasız kabul edilecektir.
Aksi koşulda savaş devam edecektir.
*
Bu dönemde Gazi Mustafa Kemal, (26.02.1923) ABD yönetimine bir mektup gönderir.
“Siz, uzun ve kanlı bir mücadeleden sonra kendi özgürlük ve bağımsızlığınızı kazanarak ulusal egemenliğe dayalı demokratik bir devlet ve güçlü bir uygarlık kurdunuz.
Dünyanın başka bir yerinde başka bir millet var ki, o da aynı bağımsızlık, aynı özgürlük ve aynı demokrasi uğrunda mücadele ediyor, kan döküyor.
Bu inancın saflık ve kutsallığına karşı dikkatlerinizi saptırmak istiyorlar. Bu propagandayı yaptıranlar, ya bir takım cahil tutucular veyahut yeni kazandığımız bağımsızlığımızı imha ve bizi ondan mahrum etmek isteyen gizli ve açık düşmanlarımızın uygulama organlarıdır. Yalanlara ve iftiralara inanmayınız.”
ABD tarihinde Temsilciler Meclisi ve Senatonun ortak toplantısında okunan ilk yabancı ülke başkanı mektubunda Gazi Mustafa Kemal’in verdiği mesaj açıktır.
ABD olarak bu savaşın içinde görünmüyorsunuz ama perdenin arkasında siz varsınız. Bize saldıran devletler size bağlıdır, onları durdurun. Bağımsızlık ve özgürlük mücadelemize engel olmayın.
*
Bu dönemde İzmir’de toplanan (17.02 – 04.031923) Türkiye İktisat Kongresinde,
Kurulacak yeni devletin kendi koşullarına özgü bir ekonomi politikasının var olduğu,
Temel hedefin ekonomik bağımsızlık olduğu vurgulanmıştır.
*
23 Nisan 1923 Lozan Barış Konferansı tekrar toplanır.
Siyasi masada 6 ay süren büyük bir mücadelenin sonucunda,
24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması imzalanır.
Antlaşmaya göre;
Trakya ve Suriye sınırları kabul edilmiş,
Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmış,
Yunanistan savaş suçlusu kabul edilerek tazminat ödemesi kararlaştırılmış,
Osmanlının borcu 115 milyon liraya indirilmiştir.
İmroz (Gökçeada), Bozcaada ve Tavşan Adaları Türkiye’ye,
Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları silahlandırılmamak koşulu ile Yunanistan’a verilmiştir.
Türkiye, Kıbrıs ve Mısır’ın İngiltere’ye, On iki Ada’nın da İtalya’ya geçtiğini kabul etmiştir. İkinci dünya savaşında mağlup olan İtalya 1947’de 12 adayı Yunanistan’a bırakmıştır.
Irak sınırı ise konferansın bitiminden dokuz ay içinde Türkiye ile İngiltere arasında ikili görüşmelerle çözülmesi kararlaştırıldı. Anlaşma sağlanamazsa sorunun Milletler Cemiyetine götürülmesine karar verildi. 5 Haziran 1926’da “Ankara Antlaşması” ile Musul sınırlarımız dışında kaldı.
Boğazların başkanı Türk olan bir komisyon tarafından yönetilmesine ve iki boğazın da her iki yakasının askerden arındırılmasına karar verildi. Ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişinde sınırlamanın uygulanmamasına, savaş gemilerinin geçişinde ise tonaj sınırlaması uygulanmasına karar verildi.
*
Lozan Barış Antlaşması ile,
Sevr Antlaşması geçersiz kılınmıştır.
Yeni Türk Devleti, dünyada bağımsız bir devlet olarak kabul edilmiştir.
Türk Ulusunun tam bağımsızlığı kanıtlanmıştır.
Bu anlaşma ile Türk Ulusu adına, 1. Dünya Savaşı bitmiştir.
Emperyalizm, tarihte siyasi masadaki ilk ve tek yenilgisini almıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün tanımlamasıyla,
“Bu Antlaşma,
Türk Milleti aleyhine yüzyıllardan beri hazırlanmış ve
Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış
Büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir.
Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir.”
*
Lozan’ın anlamını ve değerini göremeyenlere bir örnek verelim.
48 yıl önce Kıbrıs Barış harekâtı sonucunda kurulan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dünyada tanıyan devlet sayısı 1’dir.
O da Türkiye’dir.
Çünkü askeri sonuç siyasi masada imza altına alınmamıştır.
Lozan Barış Antlaşması imzalanmasaydı,
Bugün Türkiye Cumhuriyeti dünyada bağımsız bir devlet olarak tanınmayacaktı.
*
Sonuç olarak,
Lozan Barış Antlaşması,
Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını kanıtlayan kimlik belgesidir.
Lozan’ı tartışmaya açmak,
Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını tartışmak demektir ki,
Her kim olursa olsun vatan hainidir.
*
Lozan Barış Antlaşması zaferine imza atan
İsmet İnönü başkanlığındaki heyeti,
Gazi Meclisin üyelerini ve TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal’i
Saygıyla ve minnetle anıyorum.
Lozan Barış Antlaşmasının 99. Yılı Kutlu Olsun.