ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

            Medeniyet denilen teori de mi varmış? Batı düşünme tarzının diğer düşünme tarzlarına göre daha üstün olduğu tezi, bugün gerek Avrupa'da ve gerekse Avrupa dışında büyük bir fark ve sarsıntı geçirmiştir.

            Eski teoriye göre, (Yunanistan, Roma ve Rönesans sonrası) felsefede, teknikte, ilimde, bilimde kaydedilen gelişmeler, batı medeniyetinin düşünce tarzının üstünlüğüne ve diğer kültürlere nazaran batılı kültürün yüksek düzeyde oluşuna belge olarak gösterilmekle, medeniyetin beşiği batıda doğmuştur tezini onaylarlar.

              Batının üstünlüğünü ispatlayan felsefi ayırımda deniliyor ki, batıdaki akli davranışlar (teknik, bilim, felsefe,...) hakimdir. Doğuda ise, dine yönelik duygu zenginliği ve Afrika’da da vahşilik yaşanmaktadır.

             Dolayısıyla, dünyada düşünen, akla, bilme....ve felsefeye önem veren batılı insan gösteriliyordu. Ama yirminci yüzyılda hem Doğu, hem de Afrika anladı ki, Batı bu teorisiyle kendisi dışında kalan herkesi tahrik ediyor, ötekileştiriyor, hor ve bilgisiz... görüyor.

               Batı da anladı ki, bu teorinin kendisi aleyhinde tehlikeli yıkımlara, başkaldırmalara yol açacağını düşünerek, Doğulu ve Afrikalı uluslara bir takım ödünler vermeye başladı,.

             Onların da uluslar arası sanat, spor, gezi, dünya güzellik, ses yarışmalarına katılmaya, Nobel ödülleriyle devreye sokulması, değer vermeyi ve bir birilerini yakında tanıma gibi zemin oluşturan diyaloglar kurmakla, yukarıda bahsi geçen horlanmış duyguları asgari düzeye indirmeye çabaladılar. Mesela, Doğu kültürüne has güzel bir sesi tanımak, yine Doğulu bir kızı, dünyanın en güzeli seçmekle, yani güzellik kavramının sadece Batılı kızlara mahsus olmadığını vurgulamayı denediler.

                Asyalı ve Afrikalı ulusların batıya karşı olan bu gibi tepkilerini ortadan kaldırmaları,  bu türlü Uluslararası toplantı ve yarış gibi gösterilerin konusu olmadığı için, sadece batı kapitalizmi,  burjuvazisi, şirketlerin,  tekellerin gelişmesini ve geleceğini koruyarak kendisine zarar vermeyecek yollar aramakta, bu ulusların batıya karşı kinlerini ve ezilmişliklerine karşı tepki oluşturmamak ve unutturmak istemektir.

               Mesela, bir siyah derili (zenci) batı yaşama tarzında kendini daima garson ve hizmetçi görmüştür.

                Kapitalistin ayaktan kalabilmesi için, emekçilerin ağzına verilen bonbon şekeri gibi. Büyük mağaza ve otellerin girişine konulan, eğilip ve bükülenlerin Zencilerden seçilmektedir. Avrupa bir Zencinin her zaman bir köle olmadığını ve maskaraya alındığının izlerini silmek için, meşhur zenci ses sanatçıların konserlerine binlerce izleyici toplanıyor, üç ay öncesinde biletler satışa çıkartılıyor ve Zencilerin caz konserleri (L. Armstrang) Avrupa'yı yerinden oynatıyor.

              Diğer taraftan, batılı bir kadının,  kendisini bir Asyalı veya zenci bir kadın gibi giyinmesi ve süslenmesi boşuna değildir. Batı burjuvasının özendirmesi, yönlendirmesi ve bu gibi ortamların yaratılması, çeşitli hilelerdir.

             Kendilerini onlar gibi göstermek, sevgilerini kazanmak ve geçmişte onlara yaptıklarını (köle olarak kullanmaları ve faydalanmaları) unutturmak ve zencilere kişilik tanıdığını hissettirmektir.

            Uzak doğulu, Arap ve Afrikalı kendisini batı medeniyetinde gördüğünde, batının da kendilerin medeniyetinden etkilendiklerini,  kendilerini tanıdıklarını ve önem verdiği anlayışı büyük bir aldatmacadır. Doğu ve Afrikalıları sadece müşteri olarak görmeleri, Avrupa pazarlarında önemli bir sermayedir.

            Bilinen şudur ki, Afrikalının sadece dans ve caz müziği yeteneğini geliştirmesinden yararlanmaktır. Diğer doğu ulusları da, dini duygularla uyutarak, ırkçılığa teşvik ve tahrik etmekle savaş ortamını yaratmakla sermayeleri (silah satmak vs.) için pazar ortamını oluşturmaktır.

           Medeniyet teorisi denilen canavar, çeşitli maksatlarla her iki ulusun sanat, din ve ırkçı duygularıyla geri bırakmakla, batının sermayesine hizmet etmekle proğramdırılmış yöntem ve teorilerdir. Afrikalı şöyle düşünüyor, "eğer batının tekniği var sa, bizim de dansımız ve caz müziğimiz vardır".

               Doğulu Müslüman da der ki, " onların sanayi ve teknolojisi var sa, bizim de imanımız, Allah'ımız ve dinimiz var" demekle, var olanlarıyla övünüp ve üstün olduğunu sağlamaya çalışmaktır.

İnsanları tek tipe dönüştürülmesi demek, üretim ve tüketim tarzı meydana getirmek demektir.

               Bu gibi medeniyet teorilerini uygulamakla, batı fabrikalarının ürettiği malları tüketecek bir sınıfın veya ulusun var olması gerekiyor. Çünkü sermeyenin can suyu damarlardaki kan gibi, talep yaratmakla tüketim teorisinin ortamını oluşturmak için çeşitli entrikalarla ortamı elverişli hale getirmektir.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.