Sözlüklerde aradım anlamını, belki yanılırım diye...
Benim Cumhurbaşkanım bana hakaret etmez diye düşünerek...
Öyle ya onu da ben yetiştirdim.
Değişik adlarla da olsak, ona ilk okumayı/yazmayı, kalem tutmayı, sözcüklerin anlamını araştırmak için sözlük kullanmayı, sözcükleri yan yana dizerek anlamlı cümle kurmayı, devrik de olsa kurulan cümlenin öznesinin ne olduğunu, yüklemi, sıfatı, zamiri, zarfı, edatı, emir kipini, soru cümlesini ilk ben öğrettim...
Benim adım öğretmen.
Hatta mendil kullanmayı, akan burnunu koluna değil mendiline silmeyi, yanında biri kirli diğeri temiz iki mendille dolaşmasını ilk ben tavsiye ettim. Bunun iyi bir alışkanlık olduğunu ben söyledim.
Çünkü ben bir öğretmenim...
Dayanışmayı, tasarrufu, yerli malı kullanmayı, dinini, devletini ve yüce milletini her şeyden daha çok sevmesi gerektiğini ben ona her fırsatta öğretmeye çalıştım.
Çünkü ben, aydın bir Türk Öğretmeni olarak yetişmiş biriyim...
Sevgili/saygılı, bencillikten uzak özverili, korumacı, medenî ve barış yanlısı olması için ben çaba sarf ettim. Ben onunla ağladım gözyaşını sildim. Ben onunla güldüm... Çünkü ben öğretmenim.
Biliyor musunuz?
Ona taharetlenmeyi, abdest almayı, namaz kılmayı, inanç sistemi ile ilgili tüm bildiklerini ben öğrettim. Dünyaya bakış açısını şekillendirmeyi ben başardım...
Çünkü ben bir öğretmenim.
Toplum içinde yaşamanın genel kurallarını, yasalara saygıyı, devlet malına zarar vermemeyi, kişi hak ve özgürlüklerine sahip çıkmayı, dünya milletler ailesinin bir ferdi olan Türk Toplumunun sahip olduğu şerefli tarihimizi ve kutlu mirası sonsuza kadar yaşatması gerektiği konusunda bilgiler verip onu hayata hazırlamak için ben çok çalıştım, çabaladım, hem de çok yoruldum. Ona bu yorgun halimi hiç hissettirmedim...
Çünkü ben çağdaş bir Türk Öğretmeniyim...
Bana çapulcu (başkasının malını yağmalayan, yağma ile geçinen, yağmacı. Demiş, inanın ki "ben hiç darılmadım, kırılmadım. Onun ilk halini bildiğim için pek de gücüme gitmedi, düzelir diye bekledim" diyemeyeceğim.
Çünkü ben bir öğretmenim...
Belki söyleminde hakaret yoktur, böyle bir şey kast etmedi biz yanlış anlamışızdır diyeceğim ama "çapulcular gibi..." de olsa benzetmek bile bir hakarettir, ben ona bunu da söyledim, öğrettim.
Çünkü ben araştıran, okuyan ve ilim ile yarışan bir öğretmenim.
"İlim Çin'de de olsa gidip alınız" emrine uymayı gaye edindim...
Hazret-i Ali, ilim ışığım oldu.
Hacı Bektaşi-ı Veli düşünce (ilham) aşığım/kaynağım oldu...
Büyük Atatürk, ilk Başöğretmen olarak hâlâ yol göstericim, yol arkadaşım(yoldaşım) oldu...
Kim ne derse desin ben hem aydın, hem çağdaş, hem laik, hem de sosyal bir Türk Öğretmeni olarak anılmaya, yaşamaya ve çalışmaya gayret edeceğim...
Yolum insan haklarına dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyet'ine hizmete çıkan yoldur.
Bu yoldan hiç sapmayacağım.
Ne Mutlu "ben bir öğretmenim hem de Türk Öğretmeniyim" diyebilene..!
Bir öğretmen
