ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

            Bugün 12 Eylül üzerinde 42 yıl geçmiş olsa dahi insanların beyninde  bıraktığı acı travma  dün gibi tazedir.

12 Eylül faşizm yüzünü en çok, Alevi Kürtlere çevirdi.

* işçi sınıfını, sosyalistleri, Kürtleri yok etme planıydı.

Darbede görevlendirilen kolluklar özel yetiştirilmiş elemanları

Plan emir, komuta zinciri takiben yapılıyordu.

Her personel görevini eksiksiz yerine getirmek zorundadır.

Görevini yerine getirmeyen personel infaz ediliyordu.

Her personel kendisine emredileni görevi eksiksiz yerine getirmeye özen gösteriyordu.

Köylere gönderilen personel ayrı bir eğitimden geçmişti.

Her türlü faşizan eğitimi almış canavarlar işkence etmek için yarışıyorlardı.

Her biri kana susamış vampir gibiydiler.

Adıyaman Alevi Kürt Köylerine '' Kara Bela '' adında bir canavar görevlendirmişlerdi.

İnsanların analarından emdiği sütü, burnundan getirdi.

İnsanlar doğdukları güne lanet ettiler.

Adıyaman’da Meşhur '' pirin palas'' denilen yerde aylarca insanlara işkence ettiler.

Gözaltında işkenceye dayanamayan birçok insan öldü.

Pirin Palas götürmedikleri köylüleri, Pirin palas dönüştürülen köy okullarında işkence yaptılar.

            Evimiz okulun önünde olduğu için. İşkence ettirdikleri insanların seslerini duymamak için aile bireylerimizin kapı önüne çıkmasına izin vermezlerdi.

Yetmezmiş gibi ses köylülere gitmesin diye, araçları çalıştırılamadı. 

12 Eylülde  Köyümüzde işkence gören insanların çoğu şimdi hastalar..

Ben, ablamdan yaşça küçük olduğum için o günleri hatırlamıyorum.

Ablam anlatırdı.

'' Bir gün Temellerden 2-3 kardeşi getirmişler.

Köyün okulunda o kadar kötü işkenceler yapmışlar ki,

Bağırma sesleri çalışan arabaların sesini bastırıyormuş.''

Ablamlar da bunca sene geçmesine rağmen o günü unutmuyor.

Amcam Pirin Palas denilen yerde 40 gün kalıyor.

Amcam tek başına banyo edemiyormuş.

Annem Bir gün başını yıkarken işkence izlerini görüyor şok oluyor.

'Nenem Amcama soruyor.

''Oğlum 40 gün size ne yaptılar?''

Ninem durmadan sorular sormuş!

Amcam sonunda dayanamamış!

'' Fate, fate, tı çı mın duxazi,

G...T S...K diler başka her şeyi yapmadılar.''

Nenem;

'' Oğlum buna da şükür.''

İlkokula gidiyordum.

Nenem,

Adımı ( MAHİR) söylemekten korkardı.

'' Mahir Devrimcilerin ismi gelip, çocuğu alırlar.''

Kadıncağız korkusunda hep, kaynının ismi  '' Hüseyin'' ile ne çağırırdı.

Bende aldırmazdım.

Nerden bileyim ki beni çağırıyor.

Gelirdi kulağımın dibine bir tane tokat atardı.

'' Wapiti bandıkı ma  bandıkı ma mı nabize''

Kürtçe konuşmaktan korkmuyor.

İsmimden ( mahir ) korkuyor.

Biz aile olarak bunları yaşadık.

Rahmetli Şeyho Tepeli vardı.

Aramız çok iyiydi.

Çerok adında bir çalışmamız birlikte olacaktı.

Maalesef kısmet olmadı.

Ömrünün son yıllarını tekerlekli sandalyede geçirdi.

Şeyho Amcada 12 Eylülden payına düşeni almıştı.

Garip Temel' de 12 Eylül'ün bıraktığı ağır tahribatın bedelini çekiyor.

Hasan Yorulmaz; Cezaevi, İşkenceler, sürgün adam bir gün olsun gün yüzü görmedi.

Vücut o kadar tahribat görmüş ki, her şeye bahane arıyor.

Bu Aileler bu kadar acı çektiler.

Bu kişileri götürürken; oh çeken insanlar.

Alkışlayan insanlar, şimdi Avrupa ülkelerinde iltica ediyorlar.

'' İnsan sarımsak yemek kokusu gelmez diyenlerin.''

Çocukları köye lüx arabalar ile geliyor.

Seni bile tanımıyorlar.

Neyse bu ufak bir sitem.

12 Eylül köyümüzün üzerinde böyle geçti.

 Adıyaman’da her Kürt Alevi köyü bunu yaşadı.

Her aile bizim yaşadıklarımızı yaşadı.

 

12 Eylül,  2 şey yarattı.

 

* 12 Eylül Diyarbakır cezaevinde işkence görenler arasında sağ kurtulanlar hepsi PKK' ye ve diğer sol örgütlere katıldılar.

Bir kısmı da sürgünde yaşamak zorunda kaldılar.

* Bugün iktidarda olan sistemidir.

Bir öğretmen bana anlatmıştı.

'' Biz Üniversitedeyken, sağ - sol vardı.

Bu dinci görünüp te, dinci olmayan.

Sağcı görünüp te, sağcı olmayanlar, 

Nerden çıktılar bende anlamadım.''

Alevi köylerine kan kusturdular.

Cezaevine atıklarını zaten orada her türlü insanlık dışı işkenceler yaptırıyorlardı.

Cezaevine atmadıkları köylülere, her türlü ağırlık muamele yapıldı.

Erkeklerin uzun bıyıkları kesildi.

Kadınlar erkeklere bindirildi.

İnsanlık onurunu ayaklar altına alınacak her türlü zorbalığı yaptılar.

Bunu insanlara yaptıran kişi,  % 90 İLE Cumhurbaşkanı seçildi.

Seçime gitmesine gerek yok ki,

Adı seçim.

OHAL ile yönetilen bir ülkede insanlar sandık başına nasıl giderler.

Değişen ne oldu.

Koca bir hiç.

Ülkemiz askeri cuntanın hazırladığı, Anayasa ile yönetiliyor.

Ülkemizde beklenen demokrasi gelmedi.

Aksine her gün demokrasiden, insan haklarından uzaklaşıyoruz.

Siyasetçiler, Yazarlar, sanatçılar içerideler.

Ya taraf olacaksın,

Yada bertaraf olursun.

Umarım en kısa zamanda yeni bir sivil Anayasa yapılır.

Kenan Paşadan kalma bu anayasa ile sistem ile çocuklarımız yaşamak zorunda kalmazlar.

Darbelerin her türlüsüne karşı çıkmak lazım.

Her darbenin bıraktığı travmanın bedeli ülke olarak çekiyoruz.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.